İ.Melih Gökçek'in seçim çalışmalarında şuan yapabildiği tek şey Ülkücülere yönelik mesaj verme çalışmasıdır. Acınacak bir halde resmen Ülkücülerden oy dilenmekte ve MHP'lilere "CHP'nin adayı Murat Karayalçın karşısında bana oy verin" diye yalvarmaktadır. Melih Gökçek'in bu hali seçimikaybetme korkusunun en önemli işaretidir. MHP ve Ülkü Ocakları ile hiçbir bağı olmayan ve MHP'nin başarısını engellemek isteyen çevrelerin beslemesinde olan kişileri yanına toplayarak "Ülkücüler bana destek veriyor" diye propaganda yapmak Melih Gökçek'in içine düştüğü zavallı hali göstermektedir.

O kadar zavallı bir hale düşmüştür ki, hayatının hiçbir dönemi MHP'li, Ülkücü olmadığı halde neredeyse bu manada siyasi anılar anlatır hale gelmiştir. Melih Gökçek geçmişte Anavatan Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi, Demokrat Parti'de ve şimdi de AKP'de siyaset yapmasına rağmen yanına topladığı sahte Ülkücülerle "Eski MHP'liyim, eski Ülkücüyüm" diyerek yalan propaganda yapmaktadır.

Ülkücü Hareket, Melih Gökçek'in MHP düşmanı olan yüzünü 22 Temmuz 2007 seçimleri öncesi tam manası ile görmüştür. O yüzden Ülkücü ve MHP'li olduğunu söyleyen tek bir tane kişi bile Melih Gökçek'e oy verme haysiyetsizliğini göstermez ve asla göstermeyecektir.

Geçtiğimiz haftalarda yazmış olduğumuz yazılarda da söylediğimiz gibi, Melih Gökçek MHP'lilere yalvarmayı bıraksın da, AKP'li olduğu halde kendisine oy vermeyeceklere yalvarsın…

Melih Gökçek, Ankara'da oy kullanacak AKP milletvekillerine, onların meclisteki danışmanlarına, AKP'li eski-yeni bakanların eşlerine ve sıradan birçok AKP'liye "bana oy verin" diye yalvarsın… Melih Gökçek tavırları ve davranışları ile AKP'lileri bile kendinden nefret ettirmişken, MHP'lilere "bana oy verin" diye yalvarması kadar traji-komik bir şey olabilir mi?

AKP'nin bir mecburiyetten(!) dolayı Melih Gökçek'i tekrar aday yaptığını artık herkes kabullenmiş durumdadır.

Aday yapılacak-yapılmayacak tartışmalarının papatya falına dönmesinden sonra aday olduğu açıklanarak yine Ankara'nın başına bela edilmek istenen Melih Gökçek, AKP'de de siyasi menfaatleri için bulunmaktadır.

Biliyorsunuz Fazilet Partisi kapatıldıktan sonra kurulan AKP ile problemler yaşadığı için bir süre bağımsız belediye başkanı kalmayı tercih etmiş daha sonra da "Seçim tarihi belirlendikten üç ay önce de, belediye başkanlığından ayrılıp DP'nin genel başkanı olacağım. Pazar günü düzenlenecek mitingden sonra her hafta bir basın toplantısı düzenleyerek DP'ye katılanları da kamuoyuna açıklayacağız."(Radikal Gazetesi) şeklinde ifadelerde bulunarak, Demokrat Parti Genel Başkanlığına soyunmuştu. AKP'den o dönem yüz bulamadığı için sürekli Recep Tayyip Erdoğan'ı ve AKP kadrolarını eleştiriyordu.

Hatta o dönem Melih Gökçek'in AKP ve Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik yaptığı çalışmaları yıllar sonraSESAR'ın Ergenekon sanığı yönetim kurulu başkanı İsmail Yıldız yargılandığı duruşmada "Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de o dönemde yeni bir parti kurmayı planlıyordu. Hatta Demokrat Parti'nin (DP) Genel Başkanı da olmayı düşündü. İşte bu süreçte biz onun şahsına üç tane araştırma yaptık. Bunlar "Recep Tayyip Erdoğan Tutarsızlık Araştırması", "AKP'nin İktidara Gelmesi Nasıl Engellenir" araştırması. Üçüncüsü ise "AKP İktidara Geldiğinde Nasıl Yıpratılır." AKP içindeki herkes bu çalışmadan haberdardı." şeklinde açıklamıştır.

Melih Gökçek'in yaptırdığı bu çalışmalara da 354 milyar (354 bin TL) tutarında fatura kesildiği de ortaya çıkmıştı. Ortada kesilmiş fatura var da ödenip ödenmediği halen muallâktadır.

Melih Gökçek'in bu çalışmaları bir yana, gazete gazete gezip AKP ve Recep Tayyip Erdoğan aleyhine yaptığı açıklamalar da yine o dönemi dikkatli takip edenlerin hafızalardadır. Hafızalarında bulunmayanlara Melih Gökçek'in o açıklamalarını şimdi tekrar hatırlatıyoruz.

"Yanlış yapıyorlar. Hedefledikleri yapı Fazilet'in bir başka fraksiyonundan başka bir şey değil. Bunlar Saadet Partisi kadar bile oy alamazlar. Bunlar álemi kör, milleti sersem mi zannediyor? Böyle bir oluşum ile millete mesaj verilir mi? Böyle bir anlayış ve kadrolaşma ile değişim olur mu? Akıllarınca her şeyi bitirdikten sonra bizi vitrin, ya da süs olarak çağıracaklar. Hadisenin bir boyutu da başbakanlık hayalleri kuran Abdullah Gül ve Abdüllatif Şener'le ilgilidir. Bu beyefendiler Melih gelirse bizim hesaplarımız altüst olur endişesi ile katılımımızı engelliyorlar."(Star Gazetesi'nde Sebahattin Önkibar'a söylediği sözler).

8 Ağustos 2003 tarihli Tercüman Gazetesi'nde Sırrı Yüksel Cebeci'nin yazısı: ''Makyavel'e göre hedefe giden her yol meşrudur. İlkeli siyasetten değil, bizdeki ilkesiz kasaba siyasetinden söz ediyorum. Bu siyaset, ürünlerine bir yenisini daha eklemeye hazırlanıyor. Melih Gökçek AKP'ye giriyormuş! Kendisine de, AKP'ye de hayırlı uğurlu olsun. Bu Melih Gökçek değil miydi AKP aleyhinde söylediğini bırakmayan! Şimdi ne değişti de, Recep Tayyip Erdoğan'la canciğer kuzu sarması oluverdi? Gökçek daha düne kadar Genç Parti'ye girip bu partinin Büyükşehir Belediye başkan adayı olmanın hesaplarını yapmıyor muydu? Genç Parti'nin yıldızı sönünce AKP!.. Kendini çok beğeniyor, vazgeçilmez politikacı olduğunu zannediyor. Kazanacağına inansa CHP'nin adayı olmaktan bile çekinmeyecek. Akıllarınca her şey bittikten sonra bizi vitrin ya da süs eşyası olarak çağıracaklar diyen Melih Gökçek, şimdi AKP'ye ne olarak gireceğini açıklayabilir mi?'

Türkiye Gazetesi'nde Bayram Kılınçer'e söyledikleri:

''AKP ortaya çıkınca şu gerçek ortaya çıktı. AKP toplumun bütün katmanlarını kucaklayacak bir vitrin yapamadı. Yapılan ankete göre AKP oylarını yarı yarıya düşürdü.''

Zaman Gazetesi'nde çıkan sözleri: ''AKP herkesi kucaklayan bir parti değil. O nedenle içinde yer almadım. Tabanında Fazilet Partisi ağırlığı devam ediyor.''

Yine Star Gazetesi'nde Sebahattin Önkibar'a konuşuyor:

''Mümkün değil, AKP toparlanamaz. Düşerler. Çok yazık ettiler. Halkın ümidini toprağa gömdüler.''

11 Haziran 2002 tarihli Akşam Gazetesi'nin manşeti ve İsmail Küçükkaya'ya söylediği sözler:

''Melih Gökçek eski takım arkadaşını siyasi hedef ilan etti. TAYYİP'İ SİLERİM. TEK ALTERNATİF BENİM. Gökçek, AKP lideri Erdoğan'ın alternatifi olduğunu söyledi. Erdoğan'a ilgi çok, ancak karşısına güçlü bir aday çıkarsa (yani kendisi!) onu SİLER SÜPÜRÜR dedi.''

Haberin devamında yer alan söyleşide ise şöyle diyor:

''Hükümete (DSP-MHP-ANAP koalisyonu) kızanlar tek adres olarak Tayyip Erdoğan'ı görüyor. Vatandaş ne zaman ki başka bir seçenek görür, derhal o alternatife dönecektir. İşte o seçenek biziz. Liderler arasında (Tayyip Erdoğan'ı kastediyor) Melih Gökçek'ten başka başarılı geçmişi olan ikinci bir lider yok. Siyasi ve bürokratik tecrübesi olan ikinci bir kişi yok. (Bu sözleriyle yine Erdoğan'ı hedef alıp devam ediyor). Dikkat edin liderlere, küt diye genel başkan olmuşlardır. Şu anda AKP ve LİDERİ DAHİL, bir tek projesini duydunuz mu? Hortumları keseceğiz! Başka yok. Tayyip Bey'in dayandığı bir taban var, bir de benim dayandığım taban var. Tayyip Bey sadece Fazilet tabanına dayanan bir siyaset yürütmeyi tercih etti. Dolayısıyla bizim avantajımız Tayyip Bey'e göre daha fazla.''

Bu açıklamalarda bulunmuş Melih Gökçek'e AKP'liler güveniyor mu ki, MHP'liler kendi tertemiz adayı Mansur Yavaş'ı bırakıp oy versinler… Melih Gökçek'e birçok AKP'li oy vermeyeceği gibi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bile oy vereceği şüphelidir. Melih Gökçek'i bir mecburiyetten(!) tekrar aday yaptığı anlaşılan Recep Tayyip Erdoğan herhalde bu adamdan seçim yolu ile kurtulmayı düşünüyor.

Tekrar tekrar söylüyorum Melih Gökçek önce AKP'lilere oy için yalvarsın… Sağına-soluna eski Ülkücü sıfatını verdiği kişilik zafiyeti olanları toplayarak MHP'lilere "bana oy verin" diye yalvarmayı bıraksın…

Melih Gökçek'e önce MHP'liler, sonra AKP'liler ve tüm Ankara halkı gereken dersi verecektir.

29 Mart 2009 tarihi Melih Gökçek'ten kurtuluş tarihi olacaktır.

Bu yazının yazıldığı tarihten sonra yapılan seçimde, CHP adayı Murat Karayalçın ve MHP adayı Mansur Yavaş arasında ki çekişmeden yararlanan İ Melih Gökçek, son dakika adayı olduğu AKP den 100 Ankara vatandaşının 38 inden biraz fazlasını alarak, azınlık oyları ile Belediye başkanı seçilmişti.

İ.Melih Gökçek ile Yazar Ahmet Hakan arasında geçen ve Ahmet Hakan ın "Büyüksün Abi" diyerek Tİ ye aldığı, Twitter atışmasından
bir kaç twit şöyle;