Abdüllatif Şener'den bomba Abdullah Gül açıklaması

Abdüllatif Şener'den bomba Abdullah Gül açıklaması

AKP Kurucusu ve eski başbakan yardımcısı Abdüllatif Şener'den çok tartışılacak Abdullah Gül yorumu


Erdoğan ile 2008 yılında görüş ayrılığına düştüğü için kurucusu olduğu AKP'den istifa eden eski başbakan yardımıcısı Abdüllatif Şener'den çok konuşulacak açıklamalar geldi.

ERDOĞAN'A KARŞI BİR BAŞKALDIRI

AKP'nin Erdoğancı kesimi tarafından "Başkaldırı" olarak nitelenen eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün KHK'nın sivil suçlulara af getirmesi maddesine eleştirisi sonrası büyük gerginlik yaşanmış ve Abdullah Gül yeniden sessizliğe bürünmüştü. AKP kulüslerinde Gül'ün adaylık hazırlığı içerisinde olduğu konuşulurken bazı medya kuruluşlarında ise yakın arkadaşları ile birlikte siyasal hazırlıklar yaptığı haberleri yapılan Abdullah Gül için Şener çok farklı tespitlerde bulundu.

ERDOĞAN'IN RAKİBİ OLAMAZ

Gül'ün 2019 seçimlerinde Erdoğan'ın karşısına rakip olarak çıkacağı bile iddia edildi. Ancak AKP kurucularından Abdüllatif Şener, Gül'ün Erdoğan'ın rakibi olamayacağı kanısında.  

Erdoğan'la yaşadığı görüş ayrılığı nedeniyle partisinden istifa eden eski AKP milletvekili Abdüllatif Şener, DW Türkçe'nin sorularını yanıtladı.

HİÇ BİR ÇIKIŞI OLMADI

Gül'ün KHK çıkışıyla ilgili olarak, "Gül hiçbir çıkış, hiçbir eleştiri yapmadı. AKP'nin ikiye bölünmesini, iktidarın zayıflamasını arzu edenler Gül'ün Erdoğan'a karşı çıkmasını bir umut gibi gördüler. Bu, kötü bir psikoloji. İçerde de dışarda da kimse Erdoğan'ın iktidardan gideceğine inanmıyor olmuş. 'AKP'de parçalanma olur da, baskıcı düzenden kurtulur muyuz' diye bir çaresizliğin arayışı bu aslında. Ben bunu çok kötü görüyorum" diyen Şener, şöyle devam etti:  
OHAL YASASI

"Yüzlerce maddesi olan bir OHAL yasası var ve bu yasanın hemen her maddesi anayasaya, hukuka aykırı, tehlikeli. Böylesine bir KHK'nın yüzlerce maddesinden bir maddesindeki üslubu muğlak bulmak eleştiri değil. Bu, çok zayıf bir bakış açısı ama bununla bile gündeme düşmüştür. Gül, kendi varlığını sürdürmeye, kendisinin gündemde tutulmasını sağlamaya çalışıyor. Yoksa Erdoğan'la kıyasıya bir yarışa girebilecek kişilikte değil. Kendisi için risksiz bir ortam oluşursa var olmak istiyor Gül. Bunu canlı tutmak istiyor."

" HEP SUSTU"

Şener, Erdoğan ile Gül arasında hiçbir zaman çekişme olmadığını belirterek "Gül her zaman Erdoğan'a uyum göstermiştir. 16 Nisan'da Türkiye'nin rejimi değişirken bile oyunu söyleyemedi Gül. Bir eski cumhurbaşkanı Türkiye'de rejim değişirken oyunun ne olduğunu açıklayamıyorsa, bu insandan bir siyasi figür oluşturmanın mümkün olduğunu nasıl düşünürsünüz. Bu imkansız. Gül, Gezi olaylarında da susmuştur" dedi.

GÜL EN SON NE DEMİŞTİ

9-035.jpg

" KHK'LER ANAYASAYA AYKIRI"

İki ismin polemiğinin arkasında, Erdoğan'ın oylarının azalması, ekonomik sorunlar, iç-dış meseleler olduğunu savunan Şener, OHAL kapsamında çıkarılan KHK'ları ise şu sözlerle değerlendirdi: 

"KHK'lar anayasaya, hukuk düzenine aykırı. Cumhurbaşkanı bizim hukuk düzeninde vatana ihanet dışındaki konulardan yargılanamıyor ama bu KHK'ların altında imzası olan başbakan ve bakanlar suç işlemektedir.  OHAL'in de bir hukuku vardır ve iktidar OHAL döneminde yaptıkları eylemlerden sorumludur. Anayasayı okuyorum, OHAL yasasını inceliyorum. Yargıtay'a 100, Danıştay'a 16 üye atıyor KHK'yla, bu OHAL hukukuna da uygun değil, anayasaya da aykırı. Bunu da devlet gücünü kullanarak uyguluyor. Bu, suçtur. Yaptığı düzenlemeyle diyor ki, 15 Temmuz darbe girişimi ve terör ve bunların uzantısı niteliğindeki olayları bastıranlar cezai sorumluluğa sahip değillerdir. Bir kere suç teşkil eden bir olayda bile polisin, savcının, hakimin görevi ayrıdır. Ama OHAL'de sivillerin hukuken cezai sorumluluğunun olmayacağını düzenleyen madde, sivillere diyor ki, bir kalkışma, terör ortamıyla ilgili, sen hem polissin hem de hakim ve savcının yetkisine sahipsin. Böyle bir şey olur mu?"

" İKTİDAR ELEŞTİRİLEMEZ HALE GELDİ "

Şener, Türkiye'de halkın iktidarı eleştiremez hale geldiğini de ifade ederek, "Halbuki, AİHM'nin kararları var: Eğer bir ülkede iktidar incinecek derecede eleştirilemiyorsa o ülkede demokratik toplumun gereklilikleri oluşmamış demektir. Türkiye'de AİHM'in bu kararı çerçevesinde demokratik toplumun gereklilikleri ortadan kaldırılmıştır" diye konuştu.

 

İlgili Haberler