ABD'Lİ UZMANDAN "GÜLEN İADESİ" İDDİASI
Yargının adil olmadığı suçlamalarının giderek arttığı bir ortamda, bu mümkün görünmüyor. Bu nedenle Amerikan kurumlarının Gülen’in iadesi için yeterince ikna olacağını sanmıyorum.”
Amerikan İlerleme Merkezi Türkiye uzmanı Alan Makovsky, 15 Temmuz darbe girişimini daha öncekilerden farklı kılan en önemli özelliğin ne olduğu hakkındaki görüşlerini Amerika’nın Sesi ile paylaştı.
DARBECİ SUBAYLAR BU GERÇEĞİ GÖREMEDİ
“Zaman değişti. Türkiye, askeri bir hükümetin yönetemeyeceği kadar karışık bir ülke haline geldi. Demokrasiye ve mevcut yönetime büyük bir destek mevcut.
1980 darbesi sonrasının aksine, Türkiye’nin artık askeri bir başbakan veya cumhurbaşkanı tarafından yönetilemeyeceğini, Türk ordusu 1997’de elektronik darbe denilen bir girişim yaparak anladığını göstermişti.
O zamanki ordu, Erbakan’a olan desteği ve ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasi yönden artık yönetilemeyecek kadar karmaşık olduğunu gördü. 2016 yılında darbe girişiminde bulunan subayların, 1997 yılındaki subayların gördüğü bu gerçeği göz ardı etmesine şaşırdım.”
TÜRK HALKI KAHRAMANCA DAVRANDI
Alan Makovsky ayrıca, Türk halkının, darbe girişiminden sonra ortaya koyduğu tavrı ‘çok kahramanca’ bulduğunu söyledi.
“Çok dramatik ve kahramancaydı. Silahsız bir şekilde tankların karşısına geçmek cesaret ister. Halkın tavrı olayların çok değişik bir boyut almasını sağladı. Ordu, Erdoğan’ın Türk milleti tarafından sevildiğini, birçok seçimi farkla kazanarak kanıtlamasını göz ardı etti.
Darbe girişimi başarılı olsa bile, ordu tarafından yönetilen bir ülke, uluslararası alanda tanınmazdı ve halkın büyük bir kesiminin direnişiyle karşılaşırdı. Bu nedenle nasıl bir kafa yapısıyla bu darbe girişimine kalkıştıklarını anlamıyorum.”
TÜRK ORDUSUNDA HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLAMAYACAK
Bundan sonra Türk ordusunun halkla olan ilişkileri nasıl gelişecek? Amerikan İlerleme Merkezi uzmanı Alan Makovsky’ye göre, ‘Türk ordusu yeniden yapılanacak ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.’
“Ordu çok yakın bir geçmişe kadar, hiçbir grubun giremediği veya yönetimin ele geçiremediği, otoriter bir kurumdu.
Ordu, Ergenekon ve Balyoz gibi, aldığı birçok darbeye rağmen ayakta kalmayı başardı. Komutanlar, terfi edilecek, görevden ayrılacak ve emekli olacak subaylar hakkında karar veriyordu. Ordu çok güçlüydü. Ancak bu şimdi bitti.
Erdoğan, orduda taze kana ihtiyaç olduğunu açık bir şekilde belirtti. Askeri okullar, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Aslında orduda yapılan temizlik, bir nevi 1926’da yaşanan “Vaka-i Hayriye’ye” benziyor. O zaman da binlerce yeniçeri öldürülerek Osmanlı İmparatorluğu’na karşı başlatılan ayaklanma bastırılmıştı.”
Amerika’nın darbecileri desteklediği yönünde söylemler dolaşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve diğer üst düzey yetkililer açıkça Amerikan yönetimini itham etti. Ancak Alan Makovsky bu iddiaları şöyle yorumluyor.
AMERİKA VE DARBE İLŞKİSİ
“Türkiye’de Batı ve Amerika karşıtlığının artmasından kaygılıyım. Amerika darbenin arkasında olmakla itham etti. Amerika çok açık bir şekilde darbe karşıtıdır. Belki resmi açıklama, beklenenden birkaç saat geç geldi ancak açık olan bir şey var.
Amerika, darbeci bir hükümetle çalışmaz, çalışamaz, herhangi bir ekonomik, sosyal veya siyasi işbirliğini sürdüremez. İncirlik Üssü’nü kullanamaz.
Washington için bu kadar çok kaygı konusu varken Amerika’nın darbenin arkasında olduğunu söylemek doğruyu yansıtmaz.”
NATO GELECEĞİ NASIL OLACAK
Alan Makovsky, Türkiye’nin NATO ile ilişkilerinin geleceği konusunda da büyük bir olumsuzluk beklemiyor.
“NATO ile ilişkiler bence önümüzdeki yıllarda sorunlu olacak. Ordunun yapılanmasının ve yetkilerinin ne olacağının açıklığa kavuşması gerekiyor.
Tabii ki herkes bu olaydan şaşkına döndü. Her ne kadar bütün komutanlar darbe girişimine katılmasa da, bu olay ordunun üzerine gölge düşürdü.
Bu nedenle NATO ilerki yıllarda, Türk ordusunun güçlü olup olmayacağını sınayacaktır. Ancak Türkiye’nin NATO’dan çıkacağını, NATO’nun da Türkiye’yi üyelikten çıkaracağını sanmıyorum. Türkiye NATO için stratejik öneme sahip bir üye olmaya devam edecektir.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmesi, Türk-Amerikan ilişkilerini etkiler mi? Türkiye-Rusya ilişkileri kısa sürede düzelebilir mi? Makovsky’nin bu konudaki yorumu şöyle.
RUSYA VE PUTİN İLİŞKİSİ
“Rus uçağının düşürülmesine kadar Erdoğan-Putin yakınlığı giderek artıyordu. Rusya’ya Ukrayna ilhakı yüzünden yaptırım uygulamayan tek NATO ülkesi Türkiye’ydi.
Hatta Tarım Bakanı bunun bir fırsat olduğunu açıklamıştı. İki ülke ilişkileri daha da iyiye gidiyordu. Benim kişisel görüşüm diğer uzmanlara göre farklı olabilir. Bence Putin bu kadar çok sert ve yıkıcı davranarak taktiksel bir hata yaptı.
Tabii ki uçağı düşürülmüştü ve güçlü görünmesi gerekiyordu. Ancak Putin’in yerinde olsaydım, giderek büyüyen güven ilişkisinin üzerine bu derece şüphe düşürecek adımlar atmazdım. İlişkilerin tekrar bu düzeye gelebilmesi için çok uzun bir zaman gerekiyor. Türkiye, Rusya kozunu Amerika’ya karşı kullanabilir.
RUSYA TÜRKİYE İLİŞKİLERİ ASLA ESKİSİ GİBİ OLMAZ
Türkiye’nin Rusya’ya yakınlaşması da bizi kaygılandırır. Ancak, iki liderin de birbirlerine eskisi kadar güvenmeyeceklerini düşünüyorum.”
Türkiye için çok gündemde olan bir konuya bakarsak, Amerika’nın 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu tutulan Fethullah Gülen’i iade etme olasılığı var mı?
Varsa bu, ne tür koşullarda ve ne kadar zamanda gerçekleşebilir? Alan Makovsky’nin bu konudaki görüşleri de şöyle.
GÜLEN'İN GERİ VERİLME İHTİMALİ
“Gülen’in geri verilme ihtimali çok az. Hem yürütme hem de yargı kurumlarının onayı gerekiyor. Her iki kurum da, Gülen’in Türkiye’ye iadesi için 1) yeterince kanıt var mı, 2) Türkiye’de yargı Gülen’i adil olarak yargılayacak mı sorularına yanıt arayacaktır.
Amerika’nın Türk müttefiklerine, kanıtları sunmaları için her olanağı tanıyacağını düşünüyorum. Ancak Gülen’in iadesini istemeleri ve Amerika’nın da bunun için kanıt istemesi yeni bir konu değil. Bu zamana kadar Türkiye’nin yeterli kanıt sunmadığı söyleniyor.
Diyelim ki bu kez durum başka ve Türkiye kanıtları sunacak. Bu durumda ne olur? İkinci kriter nedir? Gülen, adil yargılanacak mı?
YARGI ADİL DEĞİL
Yargının adil olmadığı suçlamalarının giderek arttığı bir ortamda, bu mümkün görünmüyor. Bu nedenle Amerikan kurumlarının Gülen’in iadesi için yeterince ikna olacağını sanmıyorum.”
Türkiye uzmanı Makovsky, Türk yetkililerinin, Gülen hareketine karşı yürüttüğü temizlik çalışmalarını çok geniş bir yelpazeye yaymadan, gerçekten darbeye destek verenlerle sınırlaması gerektiğini de vurguladı.
Kaynak: