Selah Özakın
15-16 Haziran gecesi Pangaltı-Kurtuluş arası
Dünkü hengamede, bir bomba da tam ayaklarımın önüne düştü. Ön taraftaki sıkışıklıktan ötürü fazla uzaklaşamadım. Bir apartmanın girişinde yığılıp kaldım. Sanırım 17-18 yaşlarında olan bir kız çocuğu beni fark etti ve koluma girip kaldırdı. Zorlukla ilerleyip ara sokaklara götürdü beni.
Dün akşam, Gezi Parkı'nda müdahale başladığında evdeydim.
Ve elbette hemen oraya doğru yola çıktım.
Birbirini tanımayan isanların arasında doğan mücadele dostluğu görülmeye değerdi.
Hilton Oteline kadar ilerleyebildik.
Gençler, yol ortasındaki barikatlara yüklenerek onları söküp barikatlara taşıdılar.
Halk ielrledikçe gerideki barikatları, zincirler oluşturarak ileriye taşıdılar.
O zaman kadar zaman zaman tomlarla ve gaz bombalarıyla halkın önünü kesmeye çalışan polis, Hilton Oteli önündekilere yoğun bir saldırı başlattı.
Bu sefer geri püskürtmek değildi amaçları.
Sanki orada biriken halkın arasında panik yaratarak imha etmeye çalışmaktaydılar.
Çünkü ön taraftan su sıkar, gaz bombası atarken, halkın içine ve arkasına da gaz ve ses bombalarıyla saldırdı polis.
O hengamede, bir bomba da tam ayaklarımın önüne düştü.
Ön taraftaki sıkışıklıktan ötürü fazla uzaklaşamadım.
Bir apartmanın girişinde yığılıp kaldım.
Sanırım 17-18 yaşlarında olan bir kız çocuğu beni fark etti ve koluma girip kaldırdı.
Zorlukla ilerleyip ara sokaklara götürdü beni.
Dizlerim titriyor ve sendeliyordum.
Halimi gören kızcağız "Doktor!" diye seslendi.
Ben de "Dokturluk durumda değilim. Az dinlenirsem bir şeyim kalmaz." dedim.
Bir kız ve bir erkek çocuk daha geldi yanimiza.
"İstersen seni güvenli bir yere götürelim." dediler.
"Ben güvenli bir yerde olmaya değil, burada olmak için geldim." diyerek itiraz ettim.
mahalle sakinlerinin pek çoğu, direnen halka yardımcı olabilmek için çırpınıyordu.
Saat 03:00 gibi bir eve götürdüler beni.
Çünkü gerçekten iyice mecalsizdim.
Ve elbette hemen oraya doğru yola çıktım.
Birbirini tanımayan isanların arasında doğan mücadele dostluğu görülmeye değerdi.
Hilton Oteline kadar ilerleyebildik.
Gençler, yol ortasındaki barikatlara yüklenerek onları söküp barikatlara taşıdılar.
Halk ielrledikçe gerideki barikatları, zincirler oluşturarak ileriye taşıdılar.
O zaman kadar zaman zaman tomlarla ve gaz bombalarıyla halkın önünü kesmeye çalışan polis, Hilton Oteli önündekilere yoğun bir saldırı başlattı.
Bu sefer geri püskürtmek değildi amaçları.
Sanki orada biriken halkın arasında panik yaratarak imha etmeye çalışmaktaydılar.
Çünkü ön taraftan su sıkar, gaz bombası atarken, halkın içine ve arkasına da gaz ve ses bombalarıyla saldırdı polis.
O hengamede, bir bomba da tam ayaklarımın önüne düştü.
Ön taraftaki sıkışıklıktan ötürü fazla uzaklaşamadım.
Bir apartmanın girişinde yığılıp kaldım.
Sanırım 17-18 yaşlarında olan bir kız çocuğu beni fark etti ve koluma girip kaldırdı.
Zorlukla ilerleyip ara sokaklara götürdü beni.
Dizlerim titriyor ve sendeliyordum.
Halimi gören kızcağız "Doktor!" diye seslendi.
Ben de "Dokturluk durumda değilim. Az dinlenirsem bir şeyim kalmaz." dedim.
Bir kız ve bir erkek çocuk daha geldi yanimiza.
"İstersen seni güvenli bir yere götürelim." dediler.
"Ben güvenli bir yerde olmaya değil, burada olmak için geldim." diyerek itiraz ettim.
mahalle sakinlerinin pek çoğu, direnen halka yardımcı olabilmek için çırpınıyordu.
Saat 03:00 gibi bir eve götürdüler beni.
Çünkü gerçekten iyice mecalsizdim.