Ah başım, vah başım.
CHP seçim öncesi hazırlıklar için üç gün önce il başkanlarıyla bir toplantı yaptı. Genel Başkan Kemâl Kılıçdaroğlu da toplantının başında il başkanlarının karşına geçti ve çok önemli şeyler söyledi. Hem17 Aralık depreminden bu yana gelişen durum hakkında, hem de Reyhanlı’da yakalanan TIR ve yolsuzluklar ve hukuksuzluklar hakkında, ayrıca önümüzdeki seçim ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu, önemli taktikler verdi. Bu bir gövde gösterisi, mümayiş toplantısı değildi, ciddi bir çalışma toplantısıydı. Salon sessizdi, il başkanları can kulağıyla dinlediler.
Sayın Kılıçdaroğlu, özellikle son olaylardan sonra çok doğru bir çizgi izliyor. Ağzı hiç köpürmedi, tribünlere oynamadı. Lafını da esirgemedi, Hukuk dışına hiç çıkmadı, belden aşağı vurmadı. Uzun zamandır alışık olmadığımız bir politikacı, özlediğimiz bir lider profili çizdi. Bu arada CHP yolsuzlukların üzerine eğilerek konuyla ilgili bir çalışma grubu da kurdu. Bunları izliyoruz, bunlar önemli şeyler de, toplantının asıl amacı seçim çalışmalarıydı, il başkanlarını uyarmaktı. Seçim denilince ister istemez akla seçimlerin ne kadar dürüst olduğu konusu geliyor. Kamuoyunda bu konuda yerleşmiş olumsuz bir kanaat var. Bazı belirtiler olmasına rağmen somut bir delil ele geçirilemedi henüz. Dolayısıyla bir suçlama yapmak olanaklı değil. Ancak belirtiler oldukça çok ve kanaat oldukça yoğun.
İktidar partisinin dışında hemen her partinin üzerinde en çok durduğu konu seçim güvenliği. Seçmenin çoğunluğu ve parti yetkilileri özellikle elektronik veri sistemine güvenmiyor. Durum böyleyken ve Kılıçdaroğlu bu konuya çok kibar bir şekilde dikkati çekmişken toplantıda bazı il başkanları Genel Başkana sandık güvenliği konusunda endişelerini belirtmişler.
Haydaaa… ??????????????????????? !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!.... Yahu kardeşim senin işin ne? Sen necisin? Sandık güvenliğinden en çok şikayet eden seçmenin oy verdiği bir partinin il başkanı değil misin?. Senin işin ne? Sen protocol başkanı mısın? Heey, kendine gel. Günaydın efendi, sandığı güvene alacak olan sensin efendi. Genel Başkanın değil, Genel Merkezin işi değil bu iş. Bu soruyu sen değil, belki sorduğun kişiler sana sormalı, bu konuda ne yapıyorsunuz, uyanık ve tedbirli olun demeli. Sen şimdi kolları sıva ve bir düşün bakalım ne yapmak gerek sandığı güvene almak için. Ne düşünüyorsun, ne yapacaksın?.. Bir fikrin varsa hazır toplanmışken orada önerini yapsaydın.
Arkadaşlar ben şöyle düşünüyorum diyebilseydin. Hiç değilse bir sor, bu konuda ne yapacağız diye, Kaç densiz il başkanı söyledi bilmiyorum ama, endişelerini belirtmek ne oluyor anlamış degilim. Adam senin işin bu. Yap. Ayrı dönemlerde üç seçimde birebir hiyle ile muhatap olmuş ve sosyal demokrat partilerin aczi yüzünden çaresiz kalmış biri olarak yapılması gereken bence şudur. Yapılan hiyle iki yönde oluyor. Biri seçimden önce, biri seçimden sonra. Seçim öncesi seçmen listelerindeki oynamaları tabii ki parti teşkilatının önderliğinde kişiler kendi kontrol edecek. Yol gösterecek olan partinin il ve ilçe teşkilatıdır. Seçimi ve sonuçlarını kontrol etmek ise doğrudan parti teşkilatının işidir. Şurada seçime üç aydan az bir zaman kaldı. Acaba ne hazırlık yaptılar? Ne yapacağız diye sorduklarına göre anlaşılıyor ki, bir şey yapmamışlar.
Türkiye çapında 2011 genel seçiminde199207 (yüzdoksandokuzbinikiyüzyedi) adet sandık varmış. İkiyüzbin deyin. Ben daha CHP nin hiçbir seçimde bırakın yurt genelini, büyük şehirlerde bile sandıkların tamamına sandık delegesi tayin edebilmeyi başarabildiğini görmedim. Çoğu sandık seçimlerde başıboş kalmıştır. Bir kere hiçbir sandığı boş bırakmayacaksın. Hem de yedekli olarak. Tuvalete giden, karnı acıkan bir an bile sandığı boş bırakmayacak, yedeği orada gözünü dört açacak. Delegelerin suyunu, kumanyasını organize edeceksin. Ulaşımını sağlayacaksın. Sokakları, meydanları naylon flama pisliğiyle dolduracağına paranın yarısını buraya harca. Bu delegeler niye önemli?. Sadece oy verme sırasında denetlemek için değil. Asıl iş bundan sonra başlıyor. Sandık dikkatle sayılacak ve tutanak tutulacak ve en önemlisi bu tutanağın bütün imzaları tamamlanacak mühür basılacak ve birer nüshası her delegeye verilecek. Tabii orada bir delege varsa, sıkılıp evine gitmemişse. Asıl iş bundan sonra başlıyor. Bu sandık tutanağını namusun gibi saklayıp ilçe merkezine teslim edeceksin. Götürürsen şayet, alacak yetkili bulabilirsen. İlçe de tamamını il merkezine verecek. Tabii alacak görevli varsa…
Neden?..
Şunun için ki, en büyük kuşku elektronik yolla yapılan aktarımda yoğunlaşıyor. Ve bu kontrol edilemiyor. Ama elinde her sandığın yazılı mühürlü tutanağı olursa, bu kontrolü yapmak mümkün. Tabii kontrol edecek görevli varsa… Yani, elektronik iletişimde iddia edidiği gibi %10 -20 olduğu söylenen oynamayı kontrol edebilecek somut resmî evrak konrol için elde olmalı. Tabii bunu kontrol edecek bir merkeziniz ve görevliniz varsa… Bu yapıldığında 400 oy farkla belediye başkanlığının alındığı somut bir örnek de varken elimizde, eğer halâ endişe belirtiliyor ve ne yapaçağız diye çaresizlik gösteriliyorsa o il teşkilatı kendini kapatsın. Somut örnek Aydın. Aydın’da son belediye seçiminde CHP tam olmasa bile bu yönde etkili bir kontrol yaptığı için açık ara gerideyken sonunda 400 oy farkla belediye başkanlığını aldı. Ve Aydın CHP nin başarılı belediyelirinden biri oldu. Yine son belediye seçiminde İstanbul Adalar ilcesinde, sandıklar açıldı daha ilk dakikalarda AKP oyları ağır fark attı uçtu gitti. Bu da müdahaleyi akla getirdi. Cünkü ilk sandıklarda daha AKP uçup gitmişti. Hemen her adada aydın halk sandıkların başına gitti, ilçe teşkilatı derhal müdahil oldu ve ciddi bir gözlem ve kontrol sonunda Adalar’da geç saatlerde CHP öne geçti, seçimi aldı. Başka var mı bilmiyorum, dilerim vardır. Ve iddia ediyorum Genel seçimlerde bu yapılmış olsaydı ve CHP milletvekili sayısı 8-10 sayı artmış olsaydı yani, AKP nitelikli çoğunluğu elde edemeseydi, bugün başımıza gelenleri yaşamazdık. 12 Eylül Anayasa değişikliği gerçekleşmemiş olurdu.
Yani, ilçe ve il merkezlerinde her sandığın sonucu sandık tutanaklarıyla karşılaştırılıp kontrol edilecek, farklı yansıyanlara belgesiyle itiraz edilecek, düzeltilecek. Yani, elektronik oynamalara engel olunacak. Sonuçta, elektronik cambazlıklar önlenece normal manuel kontrola dönülecek. CHP nin seçimlerdeki baş görevi bu olmalı şayet demokrasiye inanıyorsa. Bu işler tören başkanlığınla olmaz. Kolları sıvamakla olur. Ey değerli başkanlar endişe beyan etmeyin, kolları sıvayın,işinizi yapın. Şeçimlere üç aydan az zaman kaldı, başkanlara sormak istiyorum İlçenizdeki, ilinizdeki sandık sayısı kadar yedekli sandık delegesi ve onlar kadar gözlemcinizi tespit ettiniz mi? Bunların dağılımını, seçimin yapılacağı günde delegelerin nasıl dağılacaklarını, ulaşımını, ihtiyaçlarını plânladınız mı? Bunu nasıl organize edeceğinizi biliyor musunuz?.. Onlara ne yapacakları konusunda eğitim verdiniz mi? Özellikle sandık tutanağını ne yapıp edip merkeze getirmek zorunda olduklarını bu eğitimde verdiniz ya da vermeyi düşünüyor musunuz. Bu eğitim için hazırlık yaptınız mı?.. Zor birşey değil, birkaç saatlik bir seminer.
Ancak üç beş kişiye söylemekle olmaz, gruplar halinde her birine uygulamalı göstermelisinizBu şeçimde mucizeler yaşanabilir. Yeter ki, siz delegeleri tespit edin ve sırayla toplayın, eğitin. Zaman daralıyor, kolları sıvayın beyler, sızlanmayın.
Son sözüm şudur ki, eğer CHP bu kontrolü yapamazsa bu seçim CHP ye oy vereceğim son seçimdir. Demek ki, adı var, sanı yok bir partidir. Sandığı bile kontrol edemiyen bir parti nasıl olacak da memleketi idare edecek.