Cumhuriyet Bayramı kutlaması yapılmasın diye Türkiye Cumhuriyeti’nin valisi koskoca Cadde-I Kebir’I kapattı.
Halk Bayramını sokaklarda ve meydanlarda kutlayacak diye kanun maddesi var. Ama İstanbul valisi, dün de İstiklâl Caddesini kapattı. İnanılmaz değil mi?.. Cumhuriyet Bayramı kutlaması yapılmasın diye Türkiye Cumhuriyeti’nin valisi koskoca Cadde-I Kebir’I kapattı. O caddede çoğunluğu cumhuriyetin bekçisi gençler bayram yürüyüşü yaparak Cumhuriyetin 90. yıldönümünü kutlayacaklardı. Otorite yasakladı. Hem de kanuna karşı gelerek yasakladı.
Oysa, bu konuda kanun var. Var da yönetime vız gelir kanun. Polis adam öldürmeyecek diye de kanun var. Kanun dili biraz hassas bir dildir, incelikle okumak gerekir. Halk Bayramları sokaklarda kutlayacak diyor, kutlayabilir demiyor. Bu dilde yani kanun dilinde kutlayacak demek bir çeşit emir, bir ricadır, bir istektir ve kanunlaşmıştır. Her halûkârda kesindir. Buna karşın bugün İstiklâl Caddesi halkın kutlamasına kapatıldı. Önce gene valinin işgüzârlığı sandık ama, caddeyi halka kapatan amir Ankara’dan kesin talimat var deyince durumu anladık. Ama sonra ekledi, vali gerekli görürse kapatabilir, dedi. Yani herkes emir kulu, kanun adamı değil.
O saatte İstanbul valisi tüp geçiş açılışında Başbakanla beraberdi. Bir konuşma yapıyordu. Tam da o dakikada İstiklâl Caddesi’nde polis gene yoğun biber gazı attı. Bayram kutlamaya gelmişlerdi, çok az kişi gaz maskesi almak gereğini duymuştu. Bir yaşlı kadın çok kötü etkilendi ve ambulansa götürüldü. Çok kişi ciddi etkilendi. Şu memleketin haline bakar mısınız, sokağa çıkarken yanınıza mutlaka evin anahtarı, kimlik ve gaz maskesi almak zorundasınız. Çünkü,, kanun adamları kanuna karşı gelerek Cumhuriyet Bayramı’nı İstiklâl Caddesi’nde gaza boğabilir. Bayram dışında da zaten her gün bir gazlama oluyor. Caddenin iki ucu ve bütün sokak ağızları kutlamaya gelen insanlarla doluydu. Belki beş-altı yüzbin kişi. Neredeyse yarısı kadar da polis de etten duvar örmüştü her sokak başında. Silahlı Kuvvetler mevcudunun azaltılması, askerlik süresinin kısaltılması nedenini anlamış olduk. Orduya ihtiyaç yoktu ki, bir ordu kadar polis vardı. Cumhuriyetin 90. yılında en yoğun katılım polistendi.Tabii ki öyle olacak, olmalı. Cumhuriyetin polisi değil mi ya!!??..
Şişhaneye yöneldi gençler, Yüksekkaldırım’dan aşağı süzüldü bir kısmı, Karaköy Necatibey Caddesi’nden Dolmabahçe’ye uzandılar. Orada hep birlikte gür bir sesle andımızı okudular. Bu and meselesinde bazı sıkıntılar var. Ama yasaklamak yerine, belki daha günlük duruma uygun bazı düzeltmeler yapılabilirdi. Ama yasakladılar; her yerde okunur oldu.
İyi ki, yasakladılar.
Akşamüstü , kutlamalar her bir köşede devam etti. Gece fener alayları düzenlendi. Kadiköy Bağdat Caddesi’ne sığamadık. Yan sokaklar bile doldu. Barbaros Bulvarı Beşiktaş meydanları insanlara yetmedi. İzmir Gündoğdu neredeyse denize taştı. Ankara’da herkes sokaktaydı. Penguen televizyonları ise tüpgeçit açılışı ile hemhâl idiler. Evet çok önemli. Asrın projesi ama, dün İstanbul’da hemen her meydan doluydu, dört beş milyon insan caddelerdeydi. Penguencilerden doğrudürüst bir görüntü yok. Bazıları iki satır söz bile etmedi.Ne var ki, herkes haberdar oldu, yaşlı genç herkes sokaklara döküldü. Belki televizyonlar canlı yayın yapsalardı özellikle yaşlı ve çocuklu insanlar sokağa çıkmaz, televizyon başında izlerlerdi. Katılım gene üst düzeyde olurdu. Ama bu durumda katılım çok üst düzeyde oldu.
İyi ki, yayınlamadılar.
Merak ettiğim bir konu da sivil polisler. Malum polisimiz bir ordu kadar. Ama bu kadar çok insana değil polis, ordu bile yetmez. Sivil polisler o coşkunun, o kararlılığın içinde ne haldeydiler acaba. Kimleri tespit ettiler. Arabadaki bebeden, bastonuyla zor yürüyen ihtiyara kaç kişinin çetelesini tutabildiler. Ceberrut devlet diyoruz ya.. Devlet eziyeti ve işkenceyi önce kendine yapıyor. O polislerden kimisi boyun eğmiş, ekmek parası için orada. Ama çoğunluğu basbayağı yandaş. Dünkü kalabalık onlara ağır bir işkence oldu. Yazık onlara. Meslekler içinde en büyük katılım polistendi.
İyi ki, katıldınız.
Geçen yıl, Milli Bayramları unutturmak için kısmî yasaklamalar getirmişlerdi. Hepten kestirip atamamışlardı, önce okullardaki kutlamaları kaldırmışlardı. Gerekçe olarak da, bu bayramsa devlet zoruyla olmamalı, herkes kendi bildiği gibi kutlar demişlerdi. Altındaki niyet unutturmaktı. Ama, evdeki hesap çarşıya uymadı ve herkes kutlamaya katıldı, özellikle okullular çok güzel kutladı. Genç nesil Cumhuriyet’in anlamını kavradı.
İyi ki, kaldırdılar.
Dün Cumhuriyet’i kutladık. Ama, Gezi ruhu her yerdeydi. Sık sık “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganı atıldı. Ortadoğu Teknik Üniversitesi unutulmadı. Ankara hükûmeti, İstanbul valisi Gezi’yi kapat istersen, İstiklâl Caddesi’ne etten polis duvarı ör. Besbelli ki, Gezi ruhu artık hiç silinmeyecek. Sen istediğin kadar ceberrut ol, bu millet ayağında çarıkla kurdu bu Cumhuriyeti, eritilmesine göz yummaz. Bunu unutmuştuk, hatırlattınız.
İyi ki, hatırlattınız.