Şimdi ben solcuyum ya, kutsallarımızı kullanarak milleti soyan bu takımerkini günahım kadar sevmem. Lakin bir özdeyişimiz var ki, “Yiğidi öldür, hakkını yeme”, diyor. Diyeceğim şu ki, nicedir yitirdiğimiz kimliğimizi, bugünkü hükümet sayesinde bulduğumuzu da kabul etmemiz gerekiyor.
Geçen akşam paraya kıydım, bir altınbaş kavun, bir kalıp da tam yağlı koyun peyniriyle erkenden kapıyı çalınca muhterem eşim durumu anladı:
-Hayrola adam; yoksa kötü adamlardan biri dünyasını mı değiştirdi, deyince ben de:
-Hele hazırla anlatırım, deyip kavunu kesmeye koyuldum.
Uzatmayalım, ilk kadehten sonra ben buna sordum:
-Şimdi söyle bakalım, Amerika’yı kim buldu?
-Abuzittin efendi!
Anladım ki benimle dalga geçiyor, öğrendiklerimi anlattım.
Yıllardır gerçeklerin bizden saklandığını, aslında bütün buluşların İslam dünyası tarafından yapıldığını, zaten Kuran’da hepsinin yeri olduğunu, hadislerde de bunun yazılı olduğunu bir bir söyledim.
Galileo, Kolomb, Macellan, Edison, Einstein gibi isimlerin bizim İbni Haldun’u, İbni Sina’yı, İbni Rüşd’ü, Piri Reis’i, Hezarı Fen Ahmet Çelebi’yi gölgelemek için batı dünyasınca ortaya atıldığını, ama hükümetimizin Allah’ın izniyle keferenin mumlarını bir bir söndürdüğünü anlattım. Anlattım ama bizim hanım dikkatli dikkatli yüzüme bakmaya başladı.
Bu hallerini bilirim durur, durur, lafı bi kodu mu otutturur. Nitekim:
“Adam, kırk yıl önce bu lafları söylesen ben seni almazdım, eve gelmeden içtin mi yoksa”, demez mi.
“Dünyanın dönüşünü de biz bulmuşuz, sen bakandan iyi mi biliyorsun”, diyecektim, vazgeçtim.
Bilir bence.