Uluslararası basın kalktı, geldi, çekti yayınladı bizimkiler bütün yüzsüzlükleriyle penguen belgeselini tercih etti... Sanal medya ve de cep kameraları olmasaydı insanların sokak aralarında gördüğü şiddeti farkedemeyecektik...
bunları biliyoruz zaten hepimiz günlerdir okuyoruz, izliyoruz...
Medya çalışanları ne yapmalıydı açıkcası buna cevap vermek için yüreğim çok kulak memesi kıvamında... Ama bence gazeteci dediklerimiz muhasebeci ya da işletmeci olmadıklarını farketmelilerdi...
Sonuçta polis de emir kuluyum diyerek jopunu sallıyor değil mi?
Körle yatıp şaşı kalkmış basın, elini vicdanına koyamadı bir türlü... Akşama kadar nasıl yapsam da faşizmi onaylasam çapulcu desem, alkolik desem diye düşündü durdu... İçine dini kattı, ahlakı kattı, faşizm kattı... kendi ülkesinin çocuklarını üç beş kuruşa satmayı denedi ama bakın o kadar basiretsiz ki yine beceremedi. Şimdi gazeteci yetiştirmekle övünen bütün iletişim fakülteleri oturup düşünmeli. Sıfırdan başlamalılar eğitimlere belki derslerin arasına sosyoloji katmalılar filan... Gazetecilik fena çuvallamıştır. Bir arkadaşın dediği gibi akademi halkın gerisinde kalmıştır. Gazeteciler patronlarına haber yapmıştır.
Mesleğimin temeli aklımda olunca ben, koydum vicdanıma elimi; vicdan “istifa” dedi... “Gezi” dedi “insan” dedi...
Benim;
Gasp edilmiş
öksüz bırakılmış hayallerin, ruhların, gölgesi çalınmış bedenlerin,
zinciri kırılmış akılların kendi güçlerini keşfetmeleridir sokakta gördüğüm...
kötü olasılıkların varlığı ya da fazlalığı kimseyi korkutmaz çünkü
en kötü olan zaten yıllarca yaşanmıştır...
ötekileşmiş, küçümsenmiş
darp edilmiş kilitlenmiş ve dolayısıyla da kaynama noktasına getirilmiş kahramanların hikayeleridir bugün duvarda, yerde, ellerde tutulan kağıtlarda okuduklarımız....
ve bunların hiçbiri demogoji değildir.... Çapulcu gençlik tarih yazmıştır...
Bu durum karşısında durup düşünmeye gerek bile yoktur. Ne erken karar verilmiştir ne de biraz daha düşünülmelidir. Gerçek olanı direnenler göstermiştir çünkü ve bir Medyada ise görmezden gelmeler... kontrolü kaybetmeler...
Sonuçta söylenebilecek şeyi Nazım Hikmet söylemiş zaten benim yapmam gereken ona katılmak...
Siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse, kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla....
Ben çapulcuyum, eylemciyim...!