20 Mart gecesi 11:30 sıralarında Twitter'a konan erişim engeli milyonlarca kullanıcıyı çileden çıkardı.
Ancak kısa sürede imece şekilde paylaşılan bilgilerle erişim yolları sayesinde düzenli Twitter kullanıcıları hiç bir şey olmamış gibi kullanmaya devam ettiler. Buna karşılık TİB bu paylaşılan bilgilerede bloke koyarak bazıları üzerinden yapılan erişimide engelledi. Ancak Digital Dünya'da bu tip engellemelerin ne kadar etkili olabildiği ortadadır.
Twitter'a erişim yolları nelerdir? hangisi daha güvenlidir? konusuna girmeyeceğim çünkü bunun ile ilgili yeterince paylaşım yapıldı. Ben olayın ekonomik boyutu ve dış Dünya açısından nasıl görünüyor ona değinmek istiyorum. Bu yapılan engelleme ile Twitter'a erişimini yasaklayan 2ci Google DNS Bloke eden 1ci ülke konumuna geldik! bu manzarayı ülkemizin haketmediğini düşünüyorum.
İşin ekonomik tarafından bakacak olursak;
Her ne kadar piyasalar tarafında ilk tepkiler yabancı yatırımcının “şeffaflık” algısı üzerindeki olumsuz etki tarafından gelse de, tüm dünyada kullanılan bir sosyal medya kanalının kapatılması, sadece Türkiye'ye giren yatırımlar kaleminde değil, ekonominin başka noktalarını da tehdit etme potansiyeline sahip. Zira her ne kadar Twitter'ın kapatılması, tedbir olarak ifade edilmeye çalışılsa da, bu durum çoğu kişi tarafından “internet sansürü” olarak algılanıyor.
Peki 2012 sonu itibariyle nüfusun yüzde 45.1'inin internet kullanıcısı olduğu Türkiye'de, internet sansürü ekonomiyi hangi yönlerden olumsuz etkileyebilir?
Öncelikle siber alandan, herhangi bir ülkenin gelen bir şeyleri yasaklayacak bir sistemin maliyeti bulunuyor. Twitter özelinde baktığımızda, Twitter'a girişi önleyen ve buna ek olarak, haftasonunda yapıldığı gibi girişi mümkün kılan Google'ın ve diğer bazı kanalların DNS'lerinin yasaklanmasını sağlayan bir sistem, hükümete para kaybettiriyor. Hükümete olan maliyetin yanısıra, internet sağlayıcıları da bu kaynaktan gelen içeriğin, müşterilerine ulaşmasını engellemek için pahalı teknolojiler kullanmak zorunda kaldığı gibi, bu teknolojilerin maliyeti, tüketicilere de hem kullanım fiyatları üzerinden, hem de hükümetinin bu yasağı uygulamasının bedelinin halka vergi olarak dönmesinden ötürü yansıyor.
Ayrıca Çin gibi “Great Firewall of China” olarak adlandırılan, geniş kapsamlı uygulayan ülkelerde dahi internet yasaklarının delinme yolunun bulunması, hükümet ve internet sağlayıcılarının, tüketicilere de büyük oranda yansıyan harcamaları neredeyse boşuna yaptığını gösteriyor. Hedeflediği geri dönüşü almaya başaramayan yasaklar, altyapı, sosyal programlar ve teşvik olarak kullanılması hâlinde büyümeye artı değer olarak dönebilecek harcamaların büyük kısmının çöpe gitmesine neden oluyor.
Tüm bu etkilere, bir de Türkiye gibi yatırımcı girişinin, başta cari açığının fonlanması gibi çok daha önemli görevlere sahip ülkelerde, yatırımları tehdit etmesi boyutu da eklendiğinde, internet yasaklarının şeffaflık, güven ve ekonomik maliyetlerine arz ettiği tehdit daha da önem kazanıyor.