Bir türbanla, Kemalizm yıkılmaz, irticanın güvenliği de tamamlanmaz diye düşünebiliriz.
Meclis’e beş bayan milletvekilinin türbanla girmesi; buna karşı aydınlanmacı odakların, ”türban mağduriyetini AKP’nin elinden aldık” şeklindeki, kendi kendilerini kandırmaya yönelik yorumlamaları ile geçiştirilemez.
İdeolojik hâkimiyet kurmadan, iktidarınızı güven altına alamazsınız.
İktidarın güvenliği, ideolojinin güveliğidir.
AKP iktidarı da bu güvenliğin peşindedir.
Bu güvenlik için dini kaidelerin ve yaşam tarzının temel teşkil ettiğini iyi biliyorlar.
Nitekim AKP’liler, “tasfiye süreci bitti, inşa sürecindeyiz” demeleri bundandır. İdeolojik inşa sürecini kast ediyorlar.
Önceleri, hatta şimdilerde de, “demokratikleşmek için “Kemalizm’i tasfiye etmek gerekir” düşünceleri de buradan kaynaklanır.
Yani yaşadığımız onlar içinde, bizim içinde bir süreçtir.
Bir türbanla, Kemalizm yıkılmaz, irticanın güvenliği de tamamlanmaz diye düşünebiliriz.
Ancak yaşadığımız sürecin, hangi noktaya varacağını öngörmeden türbana müsamaha ile bakmamız, ya da pantolon-türban uzlaşmasına evet dememiz, gericiliğe teslim olmamız anlamındadır.
AKP yaklaşan seçimler için tabanına, ideolojik güvenlik anlamında yürüttüğü bu süreç; her hali karda AKP hesabına yazılmaktadır.
Yalanlanmış yada tekzip edilmiş olsa da, “dini polis” oluşturma yönündeki niyetlerinin olduğu çeşitli açıklamalardan anlaşılmaktadır.
Zaten söylememiş ve açıklamamış olsalar da, gerek dini içerikli yayınlardan, gerekse, diğer kaynaklardan, nasıl bir yaşam tarzını öngördüklerini biliyoruz.
Zaten bin yıllık kavganın sürmesinin nedeni de budur.
Aslında bu kavga bir din kavgası da değildir. İktidar kavgasıdır.
Aydınlanma ve laiklik de bu kavgadan çıkıyor.
Birileri dini sahiplenerek, iktidarın nimetlerini götürmek isterken, halklar da, aydınlanmanın ortaya çıkardığı nimetlerden yararlanmak istiyor.
Laiklik; Eşit yurttaş olmanın temel basamağıdır.
Laikliği savunmak kendini savunmak anlamındadır.
AKP’nin yürüttüğü süreç; önce kadını kul yapmak, oradan giderek, tüm toplumu ideolojik denetim altına almaktır.
Bunu da yapamazlar dediğimiz, akıllarına koydukları her gericileşmeyi, nasıl ki süreç içinde gerçekleştirdilerse, “evlerin denetlenmesini de” eninde sonunda yapmaya çalışacaklardır.
Bu gün bizim tartışmamızı sağlıyorlar, yarın bir gece ansızın yaparlar.
Yeter ki hazmettiğimize inanmış olsunlar.
Halkın direncinin en zayıf anını kolluyorlar, yakaladıklarında hemen gerçekleştiriyorlar.
Ne yazık ki, Batılı güçlerin çıkarları ile gericilerin güçleri bütünleşik olduğundan, her gerici adıma Batıdan kutlamalar geliyor.
22. Yüzyılı 11-12. Yüzyıla geri götürmek mümkün değil.
Süreç bir yerde patlayacak ama nerede patlayacak kestiremiyorum.