Tayyipgiller gittiğinde, ortaya koyulacak yeni siyasi kadronun da baş görevi, kendini iktidara taşıyan vahşi sermayeye en iyi hizmeti vermek olacaktır.
Herkesin suçu AKP iktidarına yıkıp kolaycılığa kaçması ve esas suçlunun vahşi sermaye olduğunu atlaması beni şaşırtıyor.
Ve biraz da düş kırıklığı yaşatıyor bana.
Sanki AKP iktidarı devrilirse ülke barışa ve huzura kavuşacakmış kanısına sahip olması anlaşılır gibi değil.
Oysa sermayenin vahşi iktidarıdır esas sorumlu.
Bunu göz ardı ettiğimizde mücadelenin merkezi şaşar ve vahşi burjuvazi, kendi vahşi sömürüsünü sürdürebileceği yeni bir alternatifi oluşturup halkın önüne koyar ki böyle bir hazırlık içerisinde olunduğu da bir gerçektir.
Şöyle ez geçmişe gidip yakın tarihimizdeki iktidar modellerine göz attığımızda, oluşturulan her iktidarın vahşi sermayeye değişik yollarla hizmet verdiği ve iktidarı fiilen yürüten siyasilerin de, hizmetleri karşılığını, giderek artan bir oranda aldığı görülecektir.
İşte AKP, vahşi sermayenin son ve en iyi hizmetkârı olarak yerini almıştır siyasi arenada.
Eğer bu hizmeti gerektiği gibi vermiyor olsaydı,vahşi sermaye, on bir yıldır iktidarda kalmasına izin verir miydi sanıyorsunuz?
Son zamanlardaki uygulamalarına karşı, halkın yükselen muhalefeti, vahşi sermayeyi telaşa düşürdü.
İşte bu yüzden Tayyip’siz bir çözüm arayışına giriştiler.
Ama hiç merak etmeyin. Tayyipgiller gittiğinde, ortaya koyulacak yeni siyasi kadronun da baş görevi, kendini iktidara taşıyan vahşi sermayeye en iyi hizmeti vermek olacaktır.
Bu yüzden, Tayyipgillerin gitmesi halkın uğradığı sömürü ve zulmü bitirmeyecek, başka yollarla devamına kapı açacaktır.
Yani kalıcı çözüm, vahşi sermayenin iktidarına son vermekle elde edilebilecektir ancak.