Lafı eveleyip gevelemeden söyleyelim:
1-Şarbon vakaları, hayvancılığın öldüğünü söyleyen münafıklara karşı cenabı Allah’ın bize bir lütfudur. Hayvancılık olmasa şarbon olur muydu; demek bu güzelim memlekette hayvancılık yapılıyor ki şarbon da oluyor. Bakalım bu münafık takımı şimdi ne diyecek.
2- İnkar eden yok, ithal ineklerle birlikte bir miktar basillus charbonus da girmesine girmiştir bize. Lakin mal bulmuş mağribi gibi olayı adeta davul zurnayla memlekete ilan edenler bu hesabın altından kalkabilecekler mi?
3-Hükümetimizi kıskanan münafık takımına bir de bu şarbon lobisi eklendi. Bunlar, dikkatleri şarbon üzerine çekerek başarılarımızı gölgelemek isteyenlerdir.
4-Şarbonlu eti pişirmeden yemedikten sonra dokanmaz inşallah.
5-Dokanmış olsa, hatta yatağa düşürse bile bilinci açık olduğu sürece şarbondan kimseye bir zarar gelmez. Şarbon değil; isterse feriştahı gelsin.
6-Bu şarbonu kim icadettiyse Allah razı olsun, kırmız et tüketimi düşerse fiyatlar da düşer, adeta garip gurebanın kursağı da et yüzü görür.
7-Şöyle bağlayalım, bize bişey olmaz!
Yediğimiz kimyasallar, içtiğimiz ağır metaller, limitlerin üstündeki hava kirliliğiyle soluduğumuz zehir, iliklerimize işleyen radyasyon… bize zarar verdi mi ki, şarbon da versin.