AKP özelleştirmelerle, halkın malını mülkünü, yasalara aykırı olarak satarken hiçbir güçlükle karşılaşmayınca, yani kolayca suç işleyince, sandı ki, bölünmeyi de özelleştirmelerde olduğu gibi, kolayca hallederim, sanıyor.
Türk halkına karşı, AKP ve PKK ortaklığı nereye kadar sürer?
Bu ortaklığın kutsal bir tarafı var mıdır?
Yoksa bu ortaklık, hem PKK’nın hem de AKP’nin arkasındaki, ABD’nin bu ortaklığı desteklediği süre için mi geçerlidir?
ABD’nin bağlayıcılığı nereye kadar etkilidir?
Bölgede tek aktör ABD midir?
Değişen dünya dengeleri, halkımız üzerine nasıl bir etki yapıyor?
Sorular çok ama biz kestirmeden bir şey söyleyelim.
AKP ne yaparsa yapsın, PKK ne yaparsa yapsın, ABD ne yaparsa yapsın, esas olan Türk halkı ne yapacak?
Söz sırasının Türk halkında olduğu kesindir.
PKK ve ABD bölünmenin acilen bir metne bağlanmasını, yani bölünmenin tanımlanmasını istiyor.
AKP ise, Türk halkının henüz bölünmeye hazır olmadığını, hazır olunca bunu hemen gerçekleştireceğini belirtiyor.
Şimdi, hem PKK’nın, hem AKP’nin, hem de ABD’nin sıkıntısı; Türk halkının bölünmeye hazır olmamasıdır.
Sıkıntı bu olunca, zaman unsuru çok önemli oluyor.
Medya manipülasyonları(saptırmaları) artık ya işlemiyor, ya da geri tepiyor.
Ancak zaman da iki türlü işliyor.
Bölünme yaklaştıkça, Manipülasyonlar yetersiz kalıyor, Türk halkında tepki artıyor.
Bölünme Anayasası yapmak daha da zorlaşıyor.
Durum bu olunca, yasa ve Anayasa olmaksızın, fiili bölünme yolları devreye giriyor.
Ordu terör ile mücadeleden alıkonuyor. Yani yasalara ve mevcut Anayasaya göre, suç işleniyor.
Suç çok büyük olup, halkıda yakından ilgilendirdiği için, suç’un adı “ihanet suçu” oluyor.
Yoksa kimsenin kimseye, hain demek gibi bir ihtiyacı olmaz.
AKP özelleştirmelerle, halkın malını mülkünü, yasalara aykırı olarak satarken hiçbir güçlükle karşılaşmayınca, yani kolayca suç işleyince, sandı ki, bölünmeyi de özelleştirmelerde olduğu gibi, kolayca hallederim, sanıyor.
AKP’nin “bölünmeye evet” dediğini bilen PKK, tüm stratejisini buna göre belirliyor.
AKP, PKK’ya diyor ki; “şu Mart seçimlerini bir atlatayım, bazı fiili adımlar daha atacağım”
PKK da, AKP gibi, bölünmeden yana, bir iktidar daha bulamayacağından, gerekli zamanı AKP’ye vermekten yanadır.
AKP’ye tanıdığı zaman içinde de, gerekli hazırlıklar için zaman kazanmış olmaktadır.
Örgütlenmeyi sıkılaştırmakta, eksikleri için çalışmalar yapabilmektedir.
Bunu şöyle de ifade edebiliriz.
Bakın, bu bölünme işini aceleye getirip, bizi(AKP ve PKK) sıkıştırmaya devam ederseniz, tepkiler büyür, halk ayaklanması olur, iktidara ulusalcılar/milliciler gelir, hem sizi(PKK) hem de bizi (AKP) canına okur.
“Ey, AKP ve PKK taraftarları ve bölünmeden yana olanlar, aklınızı başınıza alın, sabır da bir stratejidir, seçimlere kadar sabredin,” demek istiyorlar.
Bölünmeyi isteyenlerin sabırları yok. Bir an evvel bölünelim diyorlar.
Bölünmeye karşı olan halkın da sabrı kalmadı. Onlar da, bu AKP ve PKK bitsin diyor.
Sabır, PKK için bir strateji, halkımız için felakettir.
PKK’lılar boşuna övünmemişlerdi. “Ergenekon olmasa, Açılım olmazdı” diye.
Şimdi de birileri boşuna söylemiyor.
“Fazla sıkıştırmayın, ulusalcılar gelir, hem PKK’yı hem AKP’yi temizler” diye.