ABD Genel Kurmay Başkanı şunu ima etmiş oldu: Suriye'ye müdahale İran ve Rusya'ya müdahale anlamındadır. Bu iş, o kadar kolay değil demeye getirdi. Rusya ve İran ile savaşı göze alamayan Btı, Rusya'yı tarafsızlaştırmak için, Rusya'nın önerdiği Cenevre Konferansı'na katılmaya karar verdi.
Suriye’de, 27 aydır devam eden Batı ve Türkiye destekli terörün son bulması için, gayret veren ülkeler oldu.
Rusya bu 27 ay süresince, Suriye’deki sorunun çözülmesi için, siyasi ve diplomatik yolların denenmesi konusunda gayret sarf etti.
Suriye’nin Dostları adı altında toplanan İngiltere, Fransa, ABD, Türkiye ve Körfez Ülkeleri Katar’ın Başkenti Doha’da toplantılar yaparak, Suriye muhaliflerine destek kararları aldılar.
Yani Suriye’deki şiddeti destekleyen kararlar aldılar.
El-Kaide ve El Nusra gibi şiddet örgütlerine para ve silah yardımıyaptılar.
Buraya kadar yazdıklarım, durumu özetlemek içindir. Zaten bildiklerinizdir.
Batı destekli terör Suriye’de, Batının istediği gibi yol alamayınca, Batı taktik (stratejisinde bir değişiklik yok) değiştirme yoluna gitti.
Başlangıçta Batı şöyle planlamıştı; dışarıdan taşınan terörle, Suriye devletini iyice yıpratmak, bilahare askeri bir müdahale yapmak.
Bu plan, Rusya, İran ve Lübnan Hizbullah’ının Suriye’ye verdiği siyasi destek ve Suriye halkının kendi devletinin yanında yer alması sayesinde püskürtüldü.
Bu aşamada, Amerikan devletine askeri müdahale yap baskısı üzerine, Amerikan Genel Kurmay Başkanı Demsey,“Suriye’ye müdahalenin Libya’ya müdahaleye benzemediğini, Suriye devletinin elinde, güçlü savunma silahları olduğunu” söyledi.
ABD Genelkurmay Başkanı şunu ima etmiş oldu.
Suriye’ye müdahale İran ve Rusya’ya müdahale anlamındadır. Bu iş, o kadar kolay değil demeye getirdi.
Rusya ve İran ile savaşı göze alamayan Batı, Rusya’yı tarafsızlaştırmak için, Rusya’nın önerdiği Cenevre Konferansına katılmaya karar verdi.
Erdoğan ve Davutoğlu ise, ABD ile birlikte, Suriye’ye askeri müdahalede ısrarlı kaldılar.(Kraldan çok kralcılık)
Rusya hiçbir şartta Batıya ve ABD’ye güvenmediği için, Suriye devletine desteğini sürdürmeye devam etti.
Belli bir süreden sonra, bu destek siyasi olmanın ötesinde askeri alanı da kapsamaya başladı.
S-300 Füzelerinin Suriye’ye teslimi devam ediyor.
İsrail ve Batı, Rusya’ya S-300 Füzeleri konusunda, diplomatik baskı yapıyorlar.
Rusya Irak’ta, Libya’da, Yugoslavya’da hep ABD’nin oyununa geldiğini düşünerek, Suriye konusunda geri adım atmıyor.
Lavrof, Rusya’nın sevkiyata devam edeceğini, Rusya-Time’e açıkladı.
“I don’t understand why mass media are trying to make a sensation out of the fact. We do not conceal it that we supply weapons to Syria according to signed contracts, violating neither any international agreements, nor our own weapon export control legislation, one of the strictest in the world,” Lavrov said at a press conference on Friday.25.5.2013
Peki, şirket medyasında, Putin Suriye’ye s-300 vermekten vazgeçti haberleri neden gündemde?
Çünkü MOSAD’ın yayın organıDebka bu konuda yönlendirici haberler yapıyor.
Bizim şirket medyası da, oradan alıp bize satıyor.
Tabi, ABD’nin, II. Cenevre Konferansını sulandırmak, Rusya’yı bir kez daha kata-külliye getirmek için her yola başvurması doğal.
Aslında, şirket medyaları tarafından Rusya’ya verilmek istenen mesaj; “S-300 füzelerini Suriye’ye verirsen, biz de, Cenevre’de hiçbir şeye evet demeyiz” mesajıdır.
Aslında S-300 Füzelerinin Suriye’ye teslim edildiğini hem ABD, hem de Rusya biliyor.
Peki bizim şirket medyası neden kıvranıyor?
Bunlar II. Cenevre Konferansının el peşrevleridir.
ABD ve müttefikleri Suriye’de istediklerini alamamışlardır.
Suriye’de en amansız darbeyi de ABD’nin kuyrukçusu AKP iktidarıalmıştır.
Batının elinde manevra yapacak araçlar vardır.
Bizimkiler, efendilerine öyle bağlıdırlar ki, bu manevra imkânından bile yararlanamıyorlar.