Tarih yazmak, büyük sorumlulukları olan, dikkat edilmesi gereken bir konu. Oysa ki bu bilim dalına “Armağan” edilmiş kimi çakma tarihçiler, yalan yanlış demeden, hizmet ettikleri güçlerin istediği gibi yazabiliyor ve yalan çukuruna “çirkef” taşımakta beis görmüyorlar.
Elbette, yakın tarihimizi objektif kurallara ve kaynaklara dayanarak yazan, saygıdeğer tarihçilerimiz mevcut. Onların sayesinde, geleceğimize yön verebilmek için, tarihten dersler çıkarmaya çalışıyoruz.
Objektif tarihçilerimiz, Osmanlı Devleti’nin son dönemine damga vurmuş 2.Abdülhamit’i değerlendirirken, hem iyi hem de kötü yanlarını yazmaktan çekinmezler. Bunu yaparak, “Tarafsızlık” ilkesini uygular, gerçeklerin gelecek kuşaklara aktarılmasında büyük rol oynarlar. Ben de, kiminin “Kızıl Sultan” kimininse “Ulu Hakan” olarak yaftaladığı Abdülhamit’e bakarken, çıkar yol bulmakta zorlananların yapması gerektiği gibi Atatürk’ün düşüncelerine başvurmak istiyorum.
Atatürk, 2.Abdülhamit için, “… Bak çocuk, kişisel kanımı kısaca söyleyeyim: Tecrübe göstermiştir ki, toprakları üstünde yaşayan insanların çoğunun durumu kuşkulu ve sınırları düşmanlarla çevrili bir büyük devlette, Abdülhamit’in yönetimi büyük hoşgörüdür. Hele bu yönetim, 19. yüzyılın sonlarında uygulanmış olursa…” diyerek, Abdülhamit’i, döneminin şartlarında değerlendirmek gerektiğini anlatmıştır.
Eğitim ve öğretime büyük önem veren, dönemi boyunca çok sayıda okul, kütüphane, matbaa açan, tiyatro-opera hayranı, ulaştırma ve iletişim yatırımlarında Cumhuriyet Tarihi ile yarışan 2.Abdülhamit, diğer yandan da “Yıldız Jurnal Teşkilatı” ile hafiye devleti yaratan, muhalefet edenlere ağır baskılar yapan, Kanun-ı Esasi’yi rafa kaldıran, önemli toprak kayıpları veren, “Düyun-u Umumiye” ile Osmanlı’yı Avrupa Devletleri’nin eline bırakan, basiretsiz kişileri yanlış makamlara getirerek, günümüzün “Oligarşik Danışman” benzeri hataları olan padişahtır.
“Oligarşik Danışman” deyince, 2.Abdülhamit için ilk akla gelen isim, kuşkusuz Mithat Paşadır. 2.Abdülhamit’in olanca yenileme çabaları ve uyarılarına rağmen, “hata” diyerek açıklanamayacak bir biçimde orduyu “93 Harbi”ne sokan Mithat Paşa, Osmanlı Ordusu’nun çöküşüne ve sonrasında 1.Dünya Savaşı mağlubiyetine sebep olan kişilerden biridir. Mithat Paşa, “Büyük İngiltere” idealinin müthiş savunucusu, “Hamidiye Alayları”nın fikir babası, çalışkanlığına karşın kıt zekasıyla, meşhur “İngiliz Oyunu”na gelmiş, Ortadoğu’da söz sahibi olayım derken “kellesinden” olmuştur. Ortadoğu'da söz sahibi olmak için birilerinin "eşbaşkan"ı değil komşularının "kötü gün dostu" olması gerektiğini çok geç anlamıştır..
Ara Bilgi ve Yorum
(Petrolün öneminin fark edildiği özellikle 19.yy.’ın ortalarından itibaren Ortadoğu, İngilizlerin gözdesi olmuş, o tarihten sonra gittikçe “kanlı” olmaya başlayan isyanlar, savaşlar, ayak oyunları günümüze kadar artarak devam etmiştir. İngilizler ve işbirlikçileri, Anadolu ve Ortadoğu’dan ellerini hiç çekmemiş, yönetime “eleman” yerleştirmekten, bölgesel kışkırtmalara kadar her yolu deneyegelmiştir. “Petrol” ve “Silah” ticareti, Dünya'yı hızla kirletmiş, belli zümrelerin cepleri dolsun diye milyonlarca “günahsız” katledilmiştir. Bu durumun sona ermesinin tek yolu, "Fosil Yakıt"ların tükenerek, doğal enerjinin kullanılması olabilir.)
2.Abdülhamit’i “Kızıl Sultan” veya “Ulu Hakan” olarak belirleyebilmek mümkün değildir . Belki her ikisi birden, belki de hiçbiridir. Fakat, 2.Abdülhamit için kesinlikle söylenebilecek bir şey vardır;
2.Abdülhamit, “saat” hediye etmeyi severdi ve "700.000 TL"den çok daha değerli saatler hediye etmişti. Fakat bu pahalı saatler kişilere değil, “İzmir Saat Kulesi”, “Dolmabahçe Saat Kulesi” örneklerinde gördüğümüz gibi, “Halk”a hediye edilmişti…
Vesselam…
KAYNAKLAR:
Arıburnu, Kemal; “Atatürk’ten Anılar”
Aydemir, Şevket Süreyya; “Makedonya'dan Ortaasya'ya ENVER PAŞA”
Belleten Dergisi, sayı 38,137,280
Kongar, Emre; “Tarihimizle Yüzleşmek”
Kültür Bakanlığı Web Sitesi
Osmanoğlu, Ayşe; “Babam Sultan Abdülhamid”
Talay, Aydın; “Eserleri ve Hizmetleriyle Sultan Abdülhamid”