Oyy ki ne OY

Zühal Dönmez

Bu seçim her bakımdan çok önemliydi.

Çünkü daha 9 ay önce Gezi’de iktidara direnmiştik. Gencecik insanları öldürmüştü  bu faşist düzen.

3 ay önce duyulmamış görülmemiş bir soygunu dinlemiştik. Rüşvet ve yolsuzlukta sınır tanımamıştı ‘en’ başımızdakiler.

İktidarın kentleri ve doğayı katleden projelerine karşı yargıda sonuçlar almaya başlamıştık. 3.Havaalanı, AOÇ kararları umutlandırmıştı bizi.

İ.M. Gökçek’ten kurtulma zamanı gelmişti. En solcu Ankaralı dahi ülkücü Mansur Yavaş’a oy verdi, yeter ki Gökçek gitsindi.

Yetmese de, AKP gitsin diye ana muhalefet partisine oyumuzu verecektik, verdik de.

Halk samimiydi, beğenmediği adaylara dahi oyunu verdi. Beğenseydi daha da çok verecekti.

Öyleyse?

Bazılarının suçladığı makarna-kömürcü cahil halk mıydı bu sonucun nedeni?

Yandaş medya mıydı, cemaat miydi, elektriklerin sönmesi falan-filan mı?

Hiç mi bizim suçumuz yok?

Tayyip’i-Gökçek’i istemeyen ‘Biz’ ile Tayyip’e-Gökçek’e Oyverenler aynı şeylerden muzdarip değiliz demek ki!

Biz “hayat tarzıma karışamazsın” derken, Oyverenin hayat tarzıyla pek ilgilenmeden, herkes için bunu söylüyoruz sandık. Oyverenin imrendiği bir hayatımız da yoktu zaten, daha şarkılarda buluşamamıştık.

Sosyal medyayı yasaklayamazsın diye bağrışırken, Oyverenin hiç gündeminde olmadık. Orantısız zeka yatağı okullarımızda onların çocukları yok çünkü, oy verdiğinin çocukları da bu okullarda değil.

Biz Otobüs bileti ucuz olmalının mücadelesini verirken, Oyverenin iyi bildiği otobüs bileti bulamamak gibi bir sorunumuz olmadı hiç. Oy verdiklerinde bolca bulunan son model arabalarımız villalarımız da...

Oyverenin geçim derdini küçümsemediğimizi sandık, da bu derde çare olamadık demek.

Oy oy, bir türlü buluşamadık muzdariplikte..