ONCA OLAY ARASINDA DEVLET BAHÇELİ TUĞRUL TÜRKEŞ’İ SOLLADI

İbrahim Karamemet

Ortalık karışık, gündem yoğun.

Terör bir yanda. Sivil, polis çoğu genç onca insanımız öldü. Bu kaçıncı. Son altı ayda 433 kişi. Artık üzgünüz demek de  anlamını kaybetti. Tanrı hepimize sabırlar versin. Ardından bir bakan  gene gencecik polislere, inşallah siz de şehit olursunuz dedi. Aklımıza mukayyet olmalıyız.

Bir anayasa taslağı meclise sunuludu. Bu konuya hiç girmek istemiyorum. Günlerdir beni alak bullak eden, bütün kimyamı bozan, kahrolduğum bir konu. Gençliğimde beni zaman makinesine sokup bu günleri gösterseler inanmazdım. Bu konuyu benden daha soğukkanlı ele alacak, daha derinden inceleyecek yüzlerce hukukçumuz, bilim adamımız ve siyasetçimiz var, söz onların.

Hüsnü Mahalli evi aranarak gözaltına alındı. Ana dili arapça olan o değerli insanla empati yapıp arapça söyliyeyim, Fesüphanallah!.. Bir zamanlar devlet erkânına  Ortadoğu siyaseti konusunda yol göstermiş, dahası yol açmış, Suriye ile yakınlaşmamızı, Erdoğan ile Esad’ın geçmişteki dostluğunu sağlamış olan ve daha önemlisi Suriye ve Orta Doğu konusunda en doğru analizleri yapabilen, devlet politikasına en doğru danışmanlığı yapabilecek bir kişi kasıtlı olarak hedef gösterildi ve evine baskın yapılıp gözaltına alındı. Tek tutuklanma nedeni her dediğinin, her analizinin ve her öngörüsünün doğru çıkması olmalı.

Fazıl Say konserine bir meczup satırla saldırmaya kalktı. Hafazanallah. Müziğe karşı satır.?.. Grup Yorum elemanları hâla tutuklu. Bu da müziğe karşı hükûmet baltası olsa gerek.!...

Aladağ’da kız öğrenci yurdundaki yangında ölen kızlarımızdan birinin anası kızımdan geriye bir fotoğrafı bile kalmadı diye uğunmuş. Milli Eğitim yetkilileri o kız çocuğunun yurda kaydı yapılırken çekilen vesikalık fotoğrafını büyütüp anasına vermişler. Şu gençlerimizin şiddet duygusunu körüklemekten başka işe yaramayan bilgisayar oyunları gibi çocuk ver, teselli olarak fotoğraf al. Allah razı olsun mu diyelim şimdi…

Gazeteciler tutuklu, vekiller tutuklu.

Gündem o kadar yoğun ki, hangi biri yazıla. Her gün değil, her saat bir yazı yazsan yetişemezsin. Bu girdapta topaç gibi dönüp dolanıyoruz. Bir yazıya başlıyorsun daha bitirmeden yeni bir şey çıkıyor. Kal kalıyorsun. Hüsnü Mahalli’nin dediği gibi yazsan, söylesen kim dinliyor, kim anlıyor…

Ben de bu durumda şöyle bir durup bakakalayım dedim. Nasıl olsa yazsam da kahroluyorum, yazmasam durup bakakalsam da kahroluyorum. Olanı biteni benden iyi araştıran, yazan, yorumlayan onlarca kişi varken biraz İngiliz olayım dedim. Aslında aklımı korumaya çalışıyorum. Umarım başarırım.

Dedim demesine de, bunca karmaşa arasında bir kurt iki gündür beynimi kemirir oldu. Hani ufak bir şey hatta, bir ayrıntı ama, bir türlü durmuyor kerata. Kırt kırt kemiriyor beynimi..

Bir söylentiye göre Devlet Bahçeli birinci Cumhurbaşkanı yardımcısı olacakmış.. Söylenti ama, pek de yabana atılacak bir söylenti değil, oldukça sağlam yerden geliyor ve veriler de gerçek olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu gösteriyor. Yani olmaması için hiç bir neden yok.

Devlet Bahçeli ile Tuğrul Türkeş’in parti genel başkanlığı için çekiştikleri o önemli MHP kurultayı geldi gözümün önüne. O yıllarda memlekette daha demokratik bir ortam vardı ve bu gibi önemli siyasi olaylar televizyonlardan naklen yayınlanabiliyordu. Oylar sayılırken diplomatik ve demokratik görüntü çerçevesinde ikisi de kardeş kardeş kuliste bekliyorlardı. Hani yarışma programlarının ardından oy bekleyen yarışmacılar gibi. Oy sayımının başında başa baş gider gibi bir durum vardı. Son derece sakin görünüyorlardı ama, ikisi de boncuk boncuk terliyordu. Sona doğru Tuğrul Türkeş dayanamadı mendilini çıkartıp terlerini sildi. Bir süre sonra da Devlet Bahçeli’nin Genel Başkan yarışını kazandığı belli oldu.

Sonraki yıllarda Tuğrul Türkeş babasının partisinde bir türlü sözünü geçirecek bir konuma gelemedi. Sonunda istifa etti, biat edip AKPye geçti. Bu biatı başbakan yardımcılığı ile ödüllendirildi. O artık hükümetti ve MHP de Genel Başkan bile olsa gelemeyeceği bir mevkiye gelmişti. Ha, o koltukta oturmanın ötesinde hükûmette bir etkinliği oldu mu su götürür ama, bir koltuğu var. Başbakan Davutoğlu azledilince yeni kurulan Yıldırım hükûmetinde de koltuğunu korudu. Korudu korumasına da, hiç sesini duyuyor musunuz? Onunla ilgili bir haber var mı? O başabakan yardımcılığında ne iş yaptığını bile bilmiyoruz neredeyse. Bir çeşit erken emeklilik gibi koltuğunda oturuyor.

Bu arada MHP çalkalanıyordu, Devlet Bahçeli’nin koltuğu sallanıyor ve MHP oy ve taraftar kaybediyordu, üstelik Genel Başkanlık da ciddi tehlike altındaydı. Devlet Bahçeli bu, tongaya basar mı? Haklı haksız bir hukuk mücadelesine başladı, Akılalmaz mahkeme kararları çıkarttırdı. Yetmedi tek tek rakiplerini eleme yoluna gitti. Ama baktı ki, ne yapsa olmayacak zaman aleyhine işliyor, küllenmiş başkanlık formülünü attı ortaya, bir anayasa değişikliği girdabına soktu Türkiye’yi, Türkiye’nin en türkçü, en milliyetçi olduğunu iddia eden partisinin genel başkanı olarak gündemde en ön sıraya oturdu. Ve sonunda ortaya çıktı ki, adına Cumhurbaşkanı denilen başkanın birinci yardımcılığı onunmuş. Ve böylece Tuğrul Türkeşi de sollamış oldu.

Devlet Bahçeli sinyali çaktı, vitese attı Tuğrul Türkeş’i sollamaya gaz verdi. Verdi de bir an düşünüp Tuğrul Türkeş’in durumuna bakmalı. Bugün kendinden haber bile yapılmayan bir bakanlığın koltuğunda sessiz sedasız oturuyor Tuğrul Türkeş. Yarın hiç sanmıyorum ama, bu rejim değişikliği kabul edilirse yeni oluşacak biçimlemede değil bakan, milletvekili bile olamayacağı kesin.

Pekii Devlet beye ne olur dersiniz?.. Şayet rejim değişirse birinci başkan yardımcısı olabilir. Olabilir de ne olur? Bir fonksiyonu olur mu dersiniz? Ya sonrasında ilk revizyonda?.. Devlet Bahçeli’yi geçtim etrafında kalan ve Başkanlık rejimini çocukca gerekçelerle savunmak uğruna kem küm  eden anlamsız söylemlerde bulunan şürekasına ne olur dersiniz?.. İlk dönem milletvekili olurlar, peki sonra?.. Sonrasında onlar da erken emekli. Bu zevat geçtik vatanı milleti, kendilerini de mi düşünmüyorlar. Hadi koltuk ve vekillik sevdasını geçtim, kendilerini nasıl anılacağı konusunda da bir endişeleri yok galiba. Politik kişilikler herşeyden önce nasıl hatırlanacaklarını düşünmeli zannediyordum. Yanılmışım. Bilmiyormuşum. Herneyse, Devlet Bahçeli bunca olay karmaşasında adeta makas atarcasına  solladı gidiyor. Tuğrul Türkeş’in önüne geçeceği kesin. Kesin de, sonrasında tanrı yüzüne baka…

Sabahtan beri yazıyı tutuyorum, yayına göndermedim. Hüsnü Mahalli’den bir haber bekliyorum. Neyse akşama iyi haber geldi. Herşeyden geçtim umarım sağlığına bir halel gelmez. Selam olsun sana Hüsnü Mahalli.