Sosyal medya, tüm dünyada git gide ana akım medyanın yerine geçmekle, gündem belirlemekle kalmıyor, aynı zamanda da sosyal sorumluluk projelerinin de daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlıyor artık.
Kullanıcılar, kendileri gibi gönüllülerle bir araya geliyor ve gruplar kurarak hiçbir maddi çıkar sağlamadan ve beklemeden imece usulü ile bu projelerde yer alıyor. Daha önce de belirttiğim gibi, bu projelerden doğumundan gelişimine kadar şahit olduğum SINIRSIZLAR grubu vardı.
Son kampanyalardan birisi aslında yeni değil, bir yıla yakın süredir devam eden, ama git gide büyüyen bir kampanya. Öyle bir kampanya ki, sanki ölümsüzlüğe çare bulmuş gibi.
Yine bir grup gönüllünün ortaklaşa hareket ettiği ve yine imece usulü dayanışma sağlayarak büyüttüğü bir proje: ŞEHİT KÜTÜPHANELERİ
19 Mayıs 2016 tarihinde başlamış. Türkiye'nin dört bir yanına dağılarak kütüphane kurmuşlar. Hem de 50'den fazla. Kitap toplayarak kütüphane oluşturuyor; sonra da buraya bu vatanın bölünmez bütünlüğü için canını feda eden ve şehitlik mertebesine ulaşan, isimlerini bir çoğumuzun bilmediği ya da unuttuğu kahramanların adlarını veriyorlar.
Amaçları, kurulan bu kütüphanelerde kitap okuyan çocuklarımızda bir farkındalık yaratmak ve milli birliği güçlendirmek için de birer gönül bağları kurabilmek.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi 'Hayatta en hakiki mürşit ilimdir' diyerek kurulan bu kütüphaneler aracılığıyla ilim yaymak aslında hepimizin görevi. Böylesi güzel bir proje, ülkemizin üzerine çöken kabus dolu yıllardan sonra bir umut ışığı oldu içimde. Daha da doğrusu, Atatürk'ün yaktığı ilim ve bilgi meşalesi şimdi daha da büyük bir alevle yanmaya başladı yeniden. Sizi bilmem ama, ben biraz fazla duyarlıyımdır dünyaya, dünyada olup bitene. Haksızlık, eğitimsizlik her daim ses çıkarttığım bir olgudur.
Kitap okuma oranı düşük olan ülkemizde çocuklarımız ve gençlerimize okumayı bir alışkanlık haline getirmek hepimiz için farz. Şehit Kütüphaneleri için kitaplar, bir merkezde toplanıyor ve oradan dağıtılıyor. Kitaptan başka hiçbir şey kabul edilmiyor bağış olarak. Düşünsenize son 35 yılda verdigimiz binlerce şehidin adının anısına açılan binlerce kütüphane olduğunu. Ulkenin dört bir yanından kitap fışkırıyor. Her yerde gençlerin, yetişkinlerin ellerinde kitaplar...
Okumak güzeldir, okuyan insandan zarar gelmez. Okuyan insan, sorgulayan insandır. Sorgulayan insan, haksızlığa ve yanlışa ses çıkartan insandır. Bu alışkanlık olmalı halkımızda. Kitap, farkındalıktır çünkü. Kendi kardeşimden biliyorum. Odama girip gizlice kitaplarımı alıp tuvalette, okul servisinde okurdu. Sonra da yerine koyardı. Ama benim koyduğum sırayı bozarak. İlk başlarda o sıraları bozdu diye çok kızardım. Geceleri kaç kez kalkıp kütüphanemi düzelttim bilmiyorum. Sonraları, ona gösterdim kitap yer ve sıralarını. O da ona göre koymaya başlamıştı. Çocuk, kitap okuyor diye de onu men edecek değildim. Sadece benim düzenimi bozmadan okusun. Kardeşim, çok hırçındı çocukken, kitap okumak onu hırçınlık yapmaktan uzak tutuyordu. Okusun da nerede okursa okusundu. Az kitap toplamadım tuvaletten.
Konudan yine koptum ben. Devam edeyim: İşte biz de bu noktada bu oluşuma destek olmalıyız. Kitap okuyan çocuklarımızı ödül ile teşvik edelim. Ellerinden tutup kardeşlerimizi, çocuklarımızı, torunlarımızı kütüphanelere götürelim. Kitaplara erişimlerini kolay hale getirelim. Ağaç yaşken eğilir çünkü.
İşte bu amaçla başlamış aslında bu Şehit Kütüphaneleri projesi. En güzel yanı da şehitlerimizin adları ölümsüzleşiyor. Hep derim Anadolu, efsunludur diye. Gılgamış, uzun yolculuklar yaparak ölümsüzlüğü aramıştı. Aslında bu topraklar, ölümsüzlük iksiri fışkırıyor. Yunus Emreler, Karacaoğlanlar, Aşık Veyseller ve Atatürk. Her biri ölümsüzlük mertebesine ulaştı. İsimleri ilelebet yaşıyor ve yaşayacak. Şimdi de Şehit Kütüphaneleri ile bu topraklarınen büyük kahramanları, kütüphane girişlerinde asılı duran o tabelalarla ilelebet yaşayacak. İşte ölümsüzlük budur bana göre.
Şehit Kütüphaneleri projesine destek olmak için Twitter'da @sehitkutuphane hesabını takip edin ya da daha fazla bilgi için sehitkutuphaneleri.com adresine bakın.
Ben seviyorum böyle projeleri. Kanım kaynıyor, heyecanlanıyorum. Bu ülkenin 11 Kasım 1938'den itibaren yarım kalan aydınlanması, böylesi güzel kitap projeleri ile adeta yeniden başlıyormuş gibi hissediyorum. Ülkeme bilgi yağacak hissine kapılıyorum.
Bu projeyi akıl eden, başlatan, kitapları ile buna destek olan, sosyal medyada beni de etiketleyerek paylaşmama vesile olan, gelen iletileri paylaşan ve yayan herkese binlerce, hatta milyonlarca teşekkür.
ELELE, DAHA GÜZEL VE DAHA #HAYIR DOLU YARINLARA...