AKP'nin bilime saygısı yok. İ.Melih'in hiç yok. Muhterem ODTÜ ormanlarına fena daldı.
ODTÜ NERESİ, MELİH GÖKÇEK KİM?
ODTÜ ABD fonlarıyla kurulan bir üniversitedir. Yerleşim düzeni ve mimarisi de Amerikalılara aittir. Lakin, üniversite hiçbir zaman, geçmişteki işbirlikçi hükümetler gibi Amerikan hayranlığı beslememiştir. Kurulduğu dönemden itibaren aydınlanmanın ve devrimciliğin merkezi olmuştur. Bu fakir de, zamanında o kampüsün tozunu epey yuttu. ODTÜ gençliği direnmeyi, muhalefeti, siyasi ortama alternatif çözümler üretmeyi bilen parlak öğrencilerdi. Dolayısıyla ODTÜ’nün her zaman sol bir çekirdeği oldu. Ağaçları dahi 40 yıldır sol kokar. Gençliğin Deniz Gezmiş’i saklayıp bağrına bastığı yerdir burası. (1.yurt 109 numaralı oda). O dönemin ODTÜ rektörü Erdal İnönü’ydü. Ocak 1969’da ODTÜ gençliği Vietnam sabıkası olan dönemin ABD Ankara büyükelçisi Robert Commer’in arabasını yaktı. Siyasilerin aportta beklediği büyükelçi ODTÜ’den tokadı yemişti. Commer elinin kiriyle Mayıs 1969’da ülkesine döndü. ODTÜ 12 Eylül cuntasının en fazla hırpaladığı kurumlardan biridir. (1402likleri anımsayınız). O yıllarda öğrenciler nizamiyeden jandarma aramasıyla geçer, birimlere polis aramasıyla girerdi. Lakin, faşizm döneminde dahi ODTÜ bilim üretmeye devam etti. Özellikle temel bilimlerde, Türkiye’nin önde gelen öğretim kurumlarından birisi. (İhsan Doğramacı Bilkent’i kurduktan sonra ODTÜ’nün hocalarını bir miktar tırtıklamıştır). Peki, bu güzide üniversite, yıllar sonra AKP döneminde neden tekrar hedef tahtasına oturtulmuştur? Bunun yanıtı çok basit. AKP ile 12 Eylül cuntasının üniversiteye bakışı aynıdır. Bilime ve bilimsel düşünceye düşmanlık. Baskı konusunda cunta daha ölçülüydü. En azından, -atılanların dışında kalan- üniversite yönetimine, akademisyenlere dokunmazdı. Şimdiki rejim rektörü bile hırpalamaya hazır. Çünkü ODTÜ toplumsal olaylara, gerek yönetimiyle ve gerekse öğrencileriyle, çoğu üniversiteden farklı tepkiler veriyor. AKP camiası içinde ODTÜ’nün kapısından geçebilecek kaç kişi var dostlar? Ben, bir ODTÜ’lü Ali Babacan’ı biliyorum. İkinci bir isim bilmiyorum. Çok iyi İngilizcesi olan devlet büyüğümüzün hangi yüksek okulda okuduğunu ise anımsamıyorum bile. Öte yanda, ODTÜ ormanlarına gece yarısı baskınları düzenleyen, sıfatına ve cüssesine bakmadan ODTÜ ile ilgili projeler üreten bir de Ankara Belediye Başkanı var. Bu nasıl bir patoloji, anlamak mümkün değil. İ. Melih Gökçek ODTÜ yönetimiyle ve öğrencileriyle savaş halinde. AKP’nin bilime saygısı yok, İ. Melih’in hiç yok. Muhterem ODTÜ ormanlarına fena daldı. Sanki babasının çiftliğini dizayn ediyor. Ne günlere kaldık. Peki, kimdir bu Melih Gökçek? Geçmişte ANAP, Refah Partisi ve Fazilet Partisi’nde görev almış birisi. Siyasete Turgut Özal’ın hediyesi. (Bize bir hayli hediyesi olmuştur bu rahmetlinin). Melih Gökçek belediyeciliğe ANAP’ta, Keçiören Belediyesi ile başlamıştır. Siyaset cambazlığının son durağı AKP. İlk kez 1994 yılında sol partilerin birbirlerine girmesi neticesinde başkentin belediye başkanı olmuştu. Ankara’da dört dönemdir belediye başkanlığı yapıyor. Bu bir felaket. Sosyal demokrat kimlikli Ankara halkı bu yirmi yıla yakın süredir buhar mı oldu? Analizini yapmak gerçekten zor. Şimdi, İ. Melih’ten sonra bir yirmi yılda Ankara’nın ıslahı için uğraşmak gerekiyor. İ. Melih Gökçek bir prototiptir. Klasik muhafazakar tanımına uymuyor. Bütün AKP’liler gibi, o da postmodern bir dindar! Ankara’da sürekli film çeviriyor. Çoğu işinde dikiş tutturamıyor. Yaptıkları yüzüne vurulunca gülümsüyor. Muarızlarına karşı saldırgan. Ankaraspor’a ve Ankaragücü’ne çok faydası! oldu. İkisi de küme düştü. Metroyu yapamadı ve bakanlığa devretti. Ankara dünyanın en borçlu kentlerinden biri. Ama adamın tuttuğu altın oluyor. Neyi tuttuğunu sormayın şimdi. Bu yazı bir aile yazısıdır. Hangi yüzle belediye başkanlığını sürdürdüğünü de tartışmayacağız. Muhterem yüz sıkıntısı çekmiyor. Ankara’ya yapışmış sanki. Kazıyamazsınız. İşte bu İ. Melih, AKP’nin polisini arkasına alıp ODTÜ’ye saldırıyor. Öte yanda, bu meselede, Ankara SBF ve Boğaziçi dışında diğer üniversitelerden hiç ses çıkmadı. Bu da çok utanç verici. Boğaziçi Üniversitesi’nde 250 hoca ve Ankara SBF dekanı bir açıklama yaptılar ve Gökçek’i kınadılar. Ama Melih’i kimse durduramıyor. Çünkü arkasında büyük patron var. Devlet büyüğümüzün ODTÜ’ye öfkesi, Göktürk uydusu atılırken ODTÜ’de yaşanan olaylardan kaynaklanıyor. Kin duygusu, yeni Türkiye politikasının motorlarından biri. Oysa Göktürk uydusunun mühendislerinin çoğu da ODTÜ’lü. Türk halkı ve tüm aydınlar ODTÜ’ye sahip çıkmalıdır dostlar. Çünkü, ODTÜ laik, demokratik cumhuriyeti temsil ediyor. Elimizdeki az sayıda direnç noktalarından birisi. Biz değerlerimize sahip çıkarsak uyduruk ileri demokrasi eninde sonunda bir yerinden yarılacaktır. Ama üç maymunu oynamaya devam edersek 2023’e kadar tecavüz kaçınılmaz. Bu arada, Ankara’yı halleden İ. Melih’in yeni dönemde meclise gelmesini bekliyorum. (Kabus senaryosu).