Suriye bir devlet mi?
Evet.
Pakistan veya Türkiye nasıl bir devletse, Suriye de öyle bir devlettir.
Suriye’nin bir devlet olduğu, Birleşmiş Milletler tarafından, kabul edilen bir konumu olduğu ve bu konumunun elan sürdüğü ortadadır.
Suriye coğrafyasına taşınan teröristlerle, bir vekâlet savaşı yürütüldüğü de kesindir.
Uluslararası kanunlar ve teamüller ortada dururken, Amerika ve AKP anlaşarak, Suriye’ye yeni “eğitilmiş teröristler” gönderecekler.
Öte taraftan da İsrail, Suriye’ye, ayda bir füze sallıyor.
Suriye’deki, mevcut teröristleri beğenmemişler. O teröristlerin kuracağı yeni devlet, Amerika ve AKP’nin ihtiyaçlarına uygun olmayacakmış, bu sebepten, Eğit-Donat ile eğitecekleri yeni, azılı-uzman terörist gönderecekler.
Suriye devletine savaş açmak anlamına gelen, ancak, Suriye devletinin, ABD ve Türkiye’ye savaş açamayacağı için, yürütülen bu işi, ahlakın, vicdanın ve uluslararası mantığın neresine koyacağız?
Demek ki haksız-ahlaksız bir savaş başlatacağız.
Veya başlamış olan bir savaşı, sürebileceği kadar sürdüreceğiz.
Ahlak, vicdan, namus tanımaz Amerika ve Suudilerle birlik olup, bir ahlaksız vicdansız iş de, biz yapacağız.
Amerika’nın emperyal çıkarları ve bazılarının mezhepsel egolarını tatmin edeceğiz.
Sicilleri bozuk bu devletlerle yola çıkacağız, öte yandan bölge ülkelerinin hepsi ile papaz olacağız.
Tam düzeltiyorduk derken, yeniden belanın içine dalacağız.
Peki, eğit-donat ile eğitip, Suriye’nin üzerine saldıklarımızın adı ne olacak?
Sonra PKK’yı birileri destekleyince, “biz terörün her türlüsüne karşıyız diyeceğiz.”
Efendim, bizim eğiteceklerimiz mutedil İslam. Esad Halkına zulmediyor!
Vatanını vekâlet terörüne karşı koruyan zalim oluyor. Bizimkiler demokrat!
Biraz mantıklı yalan söyleyin de biz de kanalım.
Böyle gayri ahlaki bir işin, Türkiye’ye ve bölgeye hiçbir yararı yoktur.
Bölge barışını geciktirmek, ticaretimizi geriletmenin dışında, Türkiye’ye hiçbir yararı olmadığı, zaten geçen 4 yılda kanıtlandı.
AKP, Suriye devletini ne kadar çok zora sokarsa, kendi iktidarının o kadar uzun olacağını hesaplıyor.
Suriyeli muhaliflerin (teröristlerin) eğitimini SADAT’ın yapacağını gazeteler yazıyor. SADAT, ordudan ayrılan, dinci ve mezhepçi subayların kurduğu bir şirket.
İki milyon Suriyeli zaten ülkemizdedir.
Bunlara bir de, eğitilmiş teröristleri ilave edersek, artık ülkemizde rahatça uyuyabiliriz.
Türk ordusunun böyle bir duruma rıza göstermiş olmasını da, anlayabilmiş değiliz.
Laikliğe saldırarak, ego sağaltımı!
Son günlerde, Charlie Hebdo bahane edilerek, yeni bir psikolojik savaş başlatıldı.
Peygambere hakaret üzerinden sürdürülen bu provokasyon, hala sürmektedir.
Anayasamızda, laiklik açık ve seçik olarak dururken, İslamiyet’i bir ayrıştırma aracı gibi kullanıp, laikliğe saldırmanın fırsatını sürdürüyorlar.
Bir kesimi, diğer bir kesime düşman yapıyorlar. Ayrıştırıyorlar.
Zaten mezhepçiliğin olmazsa olmazı, ayrıştırıcılıktır.
Anayasanın, bu kadar yaygın ihlalini bilerek sürdürüyorlar.
Anayasa ne kadar çok yaygın ihlal edilirse, mezhepçiliğin o kadar çok meşrulaşacağını düşünüyorlar.
Anayasa’nın laiklik ilkesi üzerinde tepiniyorlar.
Bilmelidirler ki, toplumsal uzlaşmanın bir yazılı metni olan Anayasa ortadan kalkarsa, hukuk tümden ortadan kalkar.
Var olan, kısmi adalet de ortadan kalkar.
Efendim, ülkenin %95’i Müslüman, ben İslam-i kuralları işletirim diyemezsiniz. Böyle değil ama, böyle bile olsa, bunu yasal yollardan yapmak zorundasınız. Eğer zorla yaparım derseniz, bu kez başka bir zor ile karşılaşırsınız.
Meşruiyet ortadan kalkarsa, hiçbir kaide, kural ve hukuk işlemez.
Peygambere hakaret ediliyor diye başlattığınız saldırıda, hem antiemperyalist savları kullanacaksınız, öte yandan, Eğit-donat diye emperyalistlerle işbirliği yapacaksınız.
Hangisi gerçek?
ABD ile yaptığınız Eğit-Donat anlaşması mı, mezhepçiliği savunurken kullandığınız antiemperyalist söylemler mi?
bulentesinoglu@gmail.com