Suriye devleti ülkesinin içinde terör yürüten, El Kaidenin uzun süredir elinde tuttuğu Al Qusayr yerleşim yerini yeniden denetimine aldı. Bu sayede Lübnan’dan giren teröristlerin hem lojistiğini kesti, hem de teröristlerin giriş çıkışını kesti.
Niye hiç El-Kaide demedin?
Recep Tayyip Amerika dönüşünde, kamuoyuna ve muhalefete karşı “ niye hiç Hizbullah’tan söz etmiyorsunuz? Diye sordu.
Öncelikle, durup dururken Hizbullah lafı neden gündeme geldi, onu belirtelim.
Suriye devleti ülkesinin içinde terör yürüten, El Kaidenin uzun süredir elinde tuttuğu Al Qusayr yerleşim yerini yeniden denetimine aldı.
Bu sayede Lübnan’dan giren teröristlerin hem lojistiğini kesti, hem de teröristlerin giriş çıkışını kesti.
Bu stratejik bölgenin sayesinde, El Kaide çok insan katletti.
Bu katliamlar olurken, Erdoğan Davutoğlu “katil Esad” diye bağırarak, El Kaidenin yaptığı katliamlar, sanki Suriye devleti tarafından yapılıyormuş gibi medya yayın yaptı.
Sadece Türk olmayan Türk medyası değil, Batı basını da aynısını yaptı. Zaten görüntüler onlardan geliyor, bizim yalakalar, üzerine tuz biber ekerek, halkımıza veriyordu.
Batı basınında, Suriye’ye, Amerika’nın bir askeri müdahale yapmayacağından söz edilmeye başlandı.
Amerika Suriye’de Erdoğan ile birlikte yenilince, Amerikan basınında da, değişiklikler olmaya başladı.
Burada Hizbullah var, bu işi halletmek zor gibi haberler gelmeye başladı.
Rus mali S-300 silahları medyada boy gösterdi. Vs.
Batı basını Cenevre toplantısını, yani Amerika ile Rusya’nın anlaşmaya vardığı toplantıyı öne çıkarmaya başladı.
Çünkü artık talimat Amerika’dan gelmiş ağızlar değişmişti.
Erdoğan Suriye’deki yenilgisine kılıflar aramaya başladı bile…
Niye Suriye’de Hizbullah’ı hiç konuşmuyorsunuz da, El Kaideyi konuşuyorsunuz demeye getirdi.
Ve “biliyor musunuz, orada, daha hangi terör örgütleri var? Sorusunu gündeme getirdi.
Yani anlayacağımız şu; mezhep temelinde yürütülen ve çıkmaza giren bu yenilginin, bahanesi de, gene mezhep esaslı olacaktır.
Kafayı mezhep düşmanlığına takmayıp da, Atatürk’ten miras kalan, aklın gereği olan, Yurtta sulh cihanda sulh siyaseti güdülseydi, ülkenin başına böyle büyük bir felaket gelmeyecekti.
Şimdi kalkmış, halka “niye Hizbullah demiyorsunuz” diyor.
Yani demeye getiriyor ki, orada El Kaide var, Hizbullah var.
Biz El Kaide’den yanayız, siz (Halk ve muhalefetin tümü) Hizbullah’tan yanasınız.
Halk ve biz, ne Hizbullah’tan yanayız, ne de El Kaide’den.
Suriye’nin bir sorunu varsa, bu sorunu Suriye halkının kendisinin çözmesinden yanayız.
Zaten Suriye’deki sorunlar, Batının tertibinden ortaya çıkan sorunlardır.
Suriye’ye, Türkiye’den ve Batıdan silah ve terör sokulmasın, Suriye halkıkendi sorunun anlaşarak çözer.
Şimdi Cenevre toplantıları sulandırılmaya çalışılacak, el altından teröristler desteklenecek Suriye’deki iç savaş uzatılabildiği kadar uzatılacaktır.
Amerika’da anlaşmaya varılan da budur.
Sanıyorlar ki Suriye’deki iç savaş 10 yıl sürecek, bu on yıl içinde de, Allah kerim biz de bir şeyler yaparız düşüncesine yatacaklar.
Ve bir kez daha yanılarak, bölgede ülke halklarının emperyalizme karşı direnmesi; ne demekmiş öğrenecekler.