Tek bir şey dikkatimi çekti ama benim Birand’ın sürpriz yapışında.
İnanılmaz yoğun bir haftaydı.
Neler oldu neler?
Pariste 3 kadın öldürüldü, hastahaneden eşine ” akşama balık hazırlayın” diyen Birand, aniden öldü, bir zamanlar neredeyse her gece bir kanalda izlediğimiz, tüm zamanların hümanisti, Toktamış hoca aramızdan ayrıldı.
Sonrası aynı gibiydi her gününün. Bildiğimiz süreç. Göz altılar,yolsuzluk haberleri, eski TBMM başkanlarının, ayda 195 BİN TL harcayan makam arabaları falan işte. Gündemin Önünde Birand gitti bu hafta, ardından ezberlendik şeyler işte.
Arınç yine Şeyhüslam gibi konuştu Birand’ın arkasından. Basın bol bol Birand’ın siyah beyaz fotolarını yayınladı, spikerler ağladı, arada göz altılar yapıldı, ama her yerde haklı bir şekilde Birand vardı o konuşuldu.
Cenaze törenlerini izlemedim ama bizim haberartıTürk te ki siyah beyaz fotoları, sık sık iç çekmeme neden oldu M.Ali Birand’ın. Kendi kaleminden Mehmet Ali Birand’ı okudum. Köşkte doğmuş, bacağından ameliyat olmuş,Vehpi Koç himaye etmiş, Milliyet Brüksel’e yollamış ve uzun bir dizi. Enerjik bir adamdı. Teslim etmek lazım.
İyi gazeteci ama ön yargılı bir fikir adamıydı sanki Mehmet Ali Birand. Ama gerçekten de iyi bir gazeteci. Işık olsun yolu.
Sonuçta herkes, tıpkı ülkemiz gibi birden fazla parçaya bölündü Birand konusunda. Kendisini artık savunamayacak durumda olan Birand’a bir çokları sövdü saydı,kimileri de göklere çıkardı. Bilindik insanlık hali yani. Cenazesine gidenler kaynattı, küsler yanyana geldi konuşmadı falan.
Tek bir şey dikkatimi çekti ama benim Birand’ın sürpriz yapışında.
Kürt cenazelerini, hala konuşuyor olacaktık yoksa şimdi.
En çok ta Birand konuşuyor olacaktı, ekranlardan; “barış gelsinde nereden gelirse gelsin”. Ölen onca insan hiç olmamış gibi, “geçmişe sünger çekelim hadi barışa koşalım”, güzelliği ile bu gece bile, hala sündürüyor olacaktı rahmetlik, kim bilir?
Ama kendisi, beklenmedik sürprizi ile gündem olunca, Kürt cenazeleri ile yapılmak istenen gösteri unutuldu gitti. Zaten araya Sneijder’in fena halde sündürülen transfer gündemi de karışınca, Kürt Sorunumuz ve barış pilavı soğudu, kimse yüzüne bakmadı. BDP nin kör talihi.
Birand gizlenen kanserini neredeyse yenmişken, eşinin de dediği gibi , babası gibi en çok korktuğu “kalp krizi” sonucu, sürpriz bir şekilde ölmesi gündemi al aşağı etti sonuçta. Bu da Birand'ın kör talihi.
Arınç’ın Birand'ın hemen arkasından, “ameli de yoktu” diye başladığı konuşmasına, şıh dedesine yakışır şekilde, Şeyh-ül İslam edası ile, ahkamlar kesmesi kapak olmasa, neredeyse cenaze törenide bilindik bitecekti.
Neyse ki, hızla gündeme dönüş yapan Erdoğan, Nizip’te yaptığı gövde gösterisinde “sana oy yok” diyen öğretmeni payladı, korumalarda onu tutukladı ve normale geri dönüş yapmış olduk. Arınç ta "yine saçmaladı" manşetlerinden kurtulmuş oldu. Talih bu işte.
Aslında araya, Kayseri’de meydanlara çıkıp boynuna megafonu asan, PKK ya ve Arınç’a olmadık şeyleri söyleyen öğretmen de tutuklanmasa, biz Sneijder’i havaalanında bekleyecek, Parga’lıya 600 sene sonra yeniden ağıt yakacak, sıradan şehit haberlerinin ardından, Birand’a bir fatiha okuyarak haftayı kazasız belasız atlatacaktık.
Ama olmadı işte. Yine pazartesi geldi çattı. Ocak ayı neredeyse bitti bitiyor. Barış geliyor mu,gelin mi olacak, gerdeğe damat olarak kim girecek, hala belli değil?
Hava iyi olsa bari bu hafta. Bizde yine bu hükümet kötü, daha az kötü hükümet gelse de, bir iki yıl umutlansak, geçen bahar yaptığımız gibi bahar havamıza geri dönsek kediler gibi.
Bu ara da, Twitterde (kendisi mi yoksa danışmanı mı kestiremedim) bu akşam, MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, yüreklere su serpen bir twit dizini fırlattı, "muştum kutlu olsun" Türkiye'ye diye.
AKP’nin oyu %35.7 muş, %54 değil Erdoğan'ın dediği gibi. “CHP de kan kaybetti, biz geliyoruz” diye. Nerdeyse Ankara Oyun havaları çaldı sayın Vural.
Lakin ülkücüler bile itibar etmedi ki habere, TT bile olmadı o coşku. Saman alevi gibi 19 dakika heycan yarattı, sonra söndü gitti.
Neyse ki Sneijder GS ye imzayı verdi de, kurtulduk arkadaş.