Nereden nereye?

Nurten Akyazılılar

 Dün basına düşen iki ölüm haberi, bir kez daha “nereden nereye?” dedirtti.


Atatürk döneminden bir kadın, 98 yaşında öldü

Arkeolog ve yazar, İstanbul Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Halet Çambel, evinde 

ölü bulundu. Çambel, 20 yaşında bir arkeoloji öğrencisi iken eskrimci olarak 1936 Berlin 

Olimpiyatları'nda, Türkiye'yi olimpiyatlarda temsil eden ilk kadın sporcuydu. Dünyaya geliş 

amacına hizmet etmiş, doya doya yaşamış, pek çok başarılara imza atmış, sevmiş, sevilmiş, 

aydınlanmış ve aydınlatmış, güzellikler görüp vaktini tamam eylediğinde göçüp gitmiş bu 

diyardan… Ya diğeri?

Başbakan Erdoğan döneminde henüz 14’ündeyken 2 doğum yapmış çocuk gelin öldü

Siirt'te 12 yaşında zorla evlendirilip 13 yaşında anne olan ve 14 yaşında ikinci çocuğunu 

erken doğumla dünyaya getiren ancak bebeğini kaybeden çocuk gelin de ölü bulundu. Resmi 

nikâhsız yaşadığı eşinin ailesine ait evde silahla vurularak ölmüş bulunan Kader Erten’in 

ölümünü şüpheli bulan savcılık, soruşturma başlattı. Şu an 1,5 yaşında olan bebeğini ise 

muhtemelen sağlıksız ev ortamında dünyaya getirdiği konuşuluyor!

Ölümü, ansızın hangi korkularla tattığı henüz bilenmeyen Kader, hayatı daha yaşamamıştı 

ki… O daha Kader olamamıştı; çocuktu daha…

Ey AKP, Kader’in kadersizliğinde payın büyük!

Kader’in kadersizliği, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin yapı taşlarıyla oynayan 

iktidarın günahı... Gidişat dâhilinde artan kadına şiddet, cinayet, çocuk gelin vb tüm olaylar, 

hükümet politikalarıyla birebir bağlantılı...

Cins ayrımcılığının mimarı, AKP!

4+4+4 eğitim sistemi dayatmasıyla maalesef ilk 4 sonrası eğitimden kesilen kız çocukları, 

başları bağlanıp cehalet içinde evlendirilecekler. Pek çoğu erken doğumlarda ölecek, şiddet 

görecek, bunalımlara girecek, intihara sürüklenecek...

Sosyal yaşamdan ve iş dünyasından soyutladığınız kadınlara, cins ayrımcılığı yaparak Türkiye 

Cumhuriyeti’nin geleceğine ipotek koymaktasınız. 

Son 10 yılda artan kadına şiddet olaylarının “baht” ile ilgisi yok!

Yokluktan var edilen sanayisi ve ekonomisiyle, kadını ve erkeğiyle yükselen kültür ve 

eğitim düzeyiyle güneş gibi parlayan Türkiye Cumhuriyeti’ni, günümüz iktidarı, yılların 

sindirilmiş kini ve öfkesiyle ama sözde “özgürlük” ve “eşitlik” adı altında gericiliğe, karanlığa 

sürüklemekte...

Uyan, ey Türk halkı!

Bugün Kader, dün Serpil ve daha nice niceleri, yarın belki sen, belki senin kızın, kız kardeşin 

vakitsiz kara toprağa girecek; daha uyuyacak mısın?