Ne olur, bir gün de provokasyon yapmadan durun!

Bülent Esinoğlu

Bu siyasi iktidar, Türk halkına bir huzur vermeyecek.

12 Haziran 2012 tarihinde değiştirilen Angajman Kurallarına göre, “görüldü uyarıldı vuruldu.”

Suriye sınırları içerisinde Türk jetleri tarafından füze ile düşürülen helikopterden söz ediyorum.

Eğer Angajman Kurallarına göre, Suriye’deki hareketli her çisim vurulur. Çünkü Angajman Kuralları on kilometre Suriye’nin içini kapsamaktadır.

Bir kez, bu Angajman Kurallarının, 10 km olarak açıklanmasının kendisi bir provokasyondu.

Aslında bu provokasyonlar, Türk Jetinin Suriye sınırları içinde, dolaşması ile başlamıştı.

Şimdi barış seslerinin duyulduğu bir sırada barışı provoke etmek için yeni bir olayla karşı karşıyayız.

Bu siyasi iktidar, Türk halkına bir huzur vermeyecek.

Müslüman Kardeşleri Türk halkından daha değerli görmeseler, bu provokasyonları yaparlar mıydı?

Müslüman Kardeşler odaklı yürüttükleri siyasetler çöküp, iyot gibi açıkta kalınca, barışı provoke etmek için Suriye’ye saldırdılar.

“Siz bizi dışlarsanız bizim de yapacaklarımız var” duygusu altında ucu görünen barışı dinamitlediler.

Başımızı beladan belaya sokmak için her şeyi yaparlar. Onlar için varsa yoksa, Müslüman Kardeşler ve El-Kaide’dir.

Tüm siyasi yaşamları provokasyon üzerine kurulmuş.

Kendilerini eleştiren herkesi düşman olarak tayin ediyorlar ve karşı provokasyona geçiyorlar.

Eğer bu provokasyona Suriye cevap verirse, ayıkla pirincin taşını.

Savaş diye geldiler, savaş yapmadan giderlerse, kendilerini hadım hissedecekler.

Savaş, savaş, savaş.

AKP bu ülkenin en önemli güvenlik sorunudur. Saatli bomba gibi Türk halkının üzerinde duruyorlar.

Savaşı çağırıyor, savaşı davet ediyorlar.

Bir sözümüzde, “topukçu” generallerimize olacak. Bu iktidar ülkeyi kana boyayıp gittiğinde, bu kanı temizlemek, gene Türk halkına düşecek.

AKP’nin bozgununu Ordunun bozgununa dönüştürmemek size düşüyor.

Sorumluluğunuzu idrak ediniz.

AKP Amerika’ya karşı sorumluluklarını yerine getiriyor. Siz Türk halkına karşı sorumlusunuz.