Bir Mayıs’ta elli bin polis barış için mi getirildi İstanbul’a?
İşçilere, emekçilere, öğrencilere,
yani iktidardan hoşnut olmayanlara, Bir Mayıs’tan bu yana polisin sert müdahalesi barış için mi gerçekleştirilmekte iktidarın polisi ve valisi tarafından?
Parasız eğitim isteyen öğrenciler barış için mi yıllarca hapse çarpılmakta?
İzmir’de, karakolda polisler tarafından dövülen kadının video kayıtları ortadayken işkenceci polisler “delil yetersizliğinden” barış için mi serbest bırakılmakta?
Hak ettikleri ücretlerini alamayan HEY Tekstil işçilerine barış için mi saldırmakta polis?
Taşeronlaştırılan iş ortamında işçiler, sendikasız ve güvencesiz çalışmaya barış için mi mahkûm edilmekte?
Barış için mi, oğulları kızları faili meçhul bir biçimde kaybedilenler görmezden gelinmekte iktidar tarafından?
Barış için mi Anadolu’nun dereleri, devlet onayıyla, gasp edilmekte HES’çiler tarafından?
Çernobil ve Fukuşima felaketlerinin etkileri devam ederken barış için mi imzalanmakta nükleer santral antlaşmaları?
Barış için mi ülkenin limanları, fabrikaları,Haydarpaşaları, telefonları, dağları, ormanları satılmakta?
Barış için mi din dersleri zorunlu hale getirilip okullar imam hatipleştirilmekte?
Barış için mi ülkenin aydınları, gazetecileri, milletvekilleri hapislere atılmakta?
Barış için mi dolaylı vergilerle soyulmakta bu halk?
Barış için mi, Suriye halkını en acımasız şekilde katleden ÖSO çapulcuları Türkiye’de barındırılmakta ve silahlandırılmakta?
Barış ha!
Kim kimle barışıyor be?
Yukarıda belirttiklerim, iktidarın halka savaş açtığının göstergeleri değil mi?
Ne barışıymış acaba bu?
Selah Özakın