MO-DERİN HOCA SORULARINIZI YANITLIYOR
Recai Racon soruyor:
Muhterem hocam, affınıza sığınarak söylüyorum; ben işim gereği Dubai’de bulunmakta iken bazı münafıklar hile ile evime girmişler. Refikam cariyeniz de bu hainlerin igvasına kapılarak kirli emellerine alet olmuş. Uzatmadan söyleyeyim, her haltı yemişler.
Lakin benim derdim o değil; çünkü yaptıkları ahlaksızlığı, yatak odasına varıncaya kadar kameraya almışlar. Böyle alçaklık olabilir mi hocam, bir başkasının mahremine girip çekim yapılabilir mi? Bu yapılanlar insan haklarına da, temel hukuk kurallarına da aykırı değil mi?
Şimdi bizim mahallede bakkalından kasabına, manavından seyyarına; herkesin elinde bizim CD’ler. Bunun hesabını kim verecek hocam?
Konuyu yargıya taşıyıp bu şerefsizliği yapanlarla hesaplaşmak istiyor, iyi bir hakim bulma konusunda himmetinizi bekliyorum. Dualarım sizinle, ellerinizden öpüyorum, Recai.
El-cevap:
La havle vela kuvvete… Yahu Recai, sen ne çektin şu paralel yapıdan be. Bunlar tilkiyle bir olur plan yapar, kurtla bir olur kuzuyu parçalar, koyunla da oturur ağlarlar evladım. ‘Bunlardan uzak dur’ diyeceğim; filin kulağında olsan gelir seni bulurlar, kaldı ki olan olmuş artık. Kabul edelim bu bir tuzak; paralel yapının düzenlediği bir tezgah. Zaten bu Haşhaşilerin işi gücü şantajla montaj. Dua edelim, namusuna bir halel gelmemiş. Sen şimdi bir ayakkabı kutusu kap gel, mahkeme konusunu bağlayalım. Togo’nun efsanevi Kralı Hıgı Yagar Togo’nun da söylediği gibi “Paçanga çanga çunga”, yani demek istiyor ki, “Sürdürülebilir bir cukka için mangizin kefaretini ödemek gerekir”. Neyse orası bizi ilgilendirmez, ben senin dörtlüğünü gönderiyorum. Haydi selamün hello.
Yedikçe bünye harama alışır.
Zaten yoksul, zengin için çalışır,
Gariban üretir, haramzade yer,
Cıbıllar da hamamlarda buluşur.