Bu şehir, toplu ulaşımdan çektiği kadar hiçbir şeyden çekmemiştir.
Sadece halk değil, toplu taşıma esnafı da yıllardır sıkıntılı.
Bir türlü bu kentin toplu taşıma sorunu bitmemiş, bitirilememiştir.
En son olayda Türel, 200 yeni otobüs almak için Belediye Meclisinden 63 milyon TL kredi kullanma yetkisi aldı.
Çoğu insan bu atağı toplu taşıma esnafına gözdağı vermek için yapıldığını sandı.
Ancak Otobüsçüler bunun kendileri için tehlike olacağını sezdiklerinden Oda Başkanı Yasin Aslan bir yolunu bulup Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ulaşarak bu durumda mağduriyetlerinin olacağını belirtti ve Cumhurbaşkanı da talimat vererek Türel’e “otobüs alımını durdur” dedi.
Türel’de otobüs alımını durdurduğunu beyan ettiği gibi toplu taşımada Odanın istediği uygulamaya uyacağını açıkladı.
Ancak ne olduysa oldu, geçtiğimiz günlerde aniden 15 otobüs peydah oldu ve Belediyenin garajına çekildi.
Hemen Türel’den bir açıklama geldi;
“Odanın uygulaması başarılı olduğu takdirde bu otobüsler firmaya iade edilecek ya da başka şehirlere satılacak” dedi.
Aynı gün Oda Başkanı Yasin Aslan da “Başkan Türel’in kendi yanlarında fabrika yetkililerini arayarak başka otobüs göndermemelerini istediğini” söyledi.
Şimdi bu olayda kafama takılan soruları soralım.
1- Demek ki 15 otobüs geldiğine göre Türel, Meclisten aldığı 63 milyon TL kredi yetkisini kullanmış ve firmayla 200 otobüs üzerinden bir anlaşma yapılmış. Çünkü Yasin Aslan’ın dediğine göre Türel, fabrika yetkilisini arayarak “başka otobüs göndermemelerini” istemiş. Yani bu gelenlerin dışında sayısını bilemediğimiz çok sayıda otobüs ya bitirilmiş beklemede ya da montaj bandında…
2- Hadi diyelim ki bu 15 otobüsü satarak zararı kurtardı ama ya üretim bandında montajı yapılmakta olan diğer otobüsler ne olacak? “Göndermeyin” demekle iş bitmez. Fabrika yapılan anlaşmaya göre hazırlıklarını yapmış ve gerekli tüm malzemelerin ve aksamların siparişlerini vermiştir.
3- Fabrika yetkilileri “ya Türel bizim arkadaşımız istemiyorsa göndermeyelim” demeyecekler ve Türel’den yapılan anlaşma hükümlerine uymalarını isteyeceklerdir. Ortada fabrikanın zararı söz konusudur ve bu zararı Türel’den talep edeceklerdir.
4- Türel, kullandığı krediyi otobüsleri satarak ve kalan parayı da denkleştirerek ilgili bankaya geri verebilir ya da Meclisten bu yetkiyi başka alanlarda kullanması doğrultusunda karar çıkartabilir ama ya talep edilecek olan fabrika zararı ile kullanılan kredinin faiz ve cezalarının kimler ödeyecek?
5- Tabii olayın bir de siyasi boyutu var. Partisinin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı “otobüs alımını durdur” demiş bir kere. Ama bu talimata rağmen Türel, hemen anında müdahale etmemiş ve sonuçta 15 otobüs çıkagelmiş. Türel, bir yandan kredi ve fabrika meselesini çözmeye çalışırken diğer yandan Erdoğan’a hesap vermek zorunda kalmıştır.
Olay bu yazdıklarımdan çok daha grift ve karmaşık bir halde.
Sanırım Büyükşehir Meclisinin Kasım ayı toplantısında Meclis üyeleri bununla ilgili soruları sorar ve Türel’de kamuoyunu aydınlatacak bilgileri verir diye umuyorum…