Türkiye artık parklara taşınmış durumda. Direniş parklarda. Çapulcular parklarda yatıp kalkıyor. Forumlar, konserler, konuşmalar, dinletiler düzenleniyor. Herkes elinde ne varsa onu kapıp parkına koşuyor. İşte Eren-Onur İkizler Parkı'nda ve Kuğulu Park'ta dün yaşananlar bunların bir resmiydi. Bugün ise polis Gezi Parkı'nda yapılacak bir nikaha izin vermedi.
Gün geçmiyor Türkiye’nin bir ya da birkaç parkında “Gezi” ruhu yaratılmasın.
Toplumun sokaklara dökülmesinden sonda “duran adam” ile sükse yapan ama gerçekten de durma eğilimine giren Gezi hareketi, yeniden ve bu kez çok daha bilinçli ve örgütlü biçimde canlandı.
Örgütlenmesi öyle siyasi değil, ancak hemen her parkta, her gün forumlar düzenleniyor, konuşmacılar katılıyor, siyasi görüşler bildiriliyor ve sloganlar atılıyor.
Dün Kuğulu Park’ta Ethem Sarısülük’ün ağabeyinin, İlhan Cihaner’in ve İhsan Eliaçık’ın konuşmaları vardı. Daha sonra da platforma katılan kalabalıktan söz almak isteyenler konuştu.
Konu daha çok Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ve onun son dönemde yaptığı konuşmalar çerçevesinde döndü. En çarpıcı olanı ise İhsan Eliaçık söyledi: “Başbakan, Hz.Ali’yi sevmek eğer Alevilikse, ben dört dörtlük Aleviyim diyor, ben de inekleri sevmek Hinduluksa ben de dört dörtlük Hindu’yum.”
Kuğulu Park ve Güven Park Ankara’da direnişin merkezleri oldu artık. Buna mahalle arasındaki ufak parklar da dahil oldu. Örneğin bu akşam (20 Temmuz) saat 18.00’de Ankara Hoşdere Caddesi’ndeki Ahmet Tunç Parkı’nda “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” forumu gerçekleştirilecek.
Benim asıl değinmek istediğim ise, Şimşek Sokak’ta, evimin iki yanındaki “İkizler Eren Onur Demircan Parkı”nda gerçekleştirilen “Mahalleli Buluşması” formuydu.
Forumu, Remzi Oğuz Arık Mahallesi Muhtarı Süleyman Demircan düzenledi. Süleyman bey, yıllardır bu mahallenin muhtarlığını başarıyla sürdürüyor, çalışıyor, boş durmuyor ve yeni yeni girişimlerde bulunuyor.
Şimşek Sokak’ın refrüj bölümünde 1 km.’den uzun yürüme yolu yapılması onun çabaları sayesinde gerçekleşti.
İşin buraya kadarı bir açıklama; asıl önemli olan nokta, parka isimlerini veren çocuklar: Eren ve Onur…
Onlar Süleyman-Necla çiftinin sevgili çocuklarıydı. Yaklaşık 4 yıl önce bindikleri motorsiklete bir otomobilin kırmızı ışıkta çarpması sonucu hayatlarının baharında, daha bıyıkları bile terlememiş iki genç olarak hayata veda ettiler.
Bu büyük acıyı bu satırlara yansıtmanın elbette olanağı yok. Baba da, anne de kendilerini işlerine vererek ve kalan tek evlatlarının üzerine titreyerek yaşama sarılmaya çalıştılar.
Parka Çankaya Belediyesi ikizlerin adını verdi: Eren Onur Demircan…
Süleyman-Necla çifti, siyasi bir hareketin mutlaka muhtarlıkladan başlamasına yürekten inanmış iki devrimci.
Önceki gece onlar da bu forum rüzgarına katıldılar. Üstelik her hafta bunu düzenli hale getirmeye çalışıyorlar. Dağıttıkları broşürde mahalle sorunları forumu gibi bir yaklaşım görünse de, asıl merkez elbette siyasetti. Mahalleli Buluşması etkinliğine Nazım Hikmet Kültür Merkezi de destek verdi.
Önce Abis müzik grubu, ardından Tuncay Çelen, Coşkun Gök ve Ayşegül Oruçkaptan mikrofona geçti.
Sorunlar konuşuldu, türküler söylendi ve çay-kahve servisi yapıldı.
Eminim mi, Türkiye’nin dört bir yanında bu şekilde “Gezi Parkı” etkinlikleri oluyordu ve ben de o sırada bunlardan birindeydim. Coşkulu bir kalabalık, sıkıntılı havayı dağıtmaya çalışan neşeli deyişler, ama kararlı bir siyasi bilinç…
Şurası kesin: Eğer meşru yollardan siyasi bir kazanım elde edilmek ve 11 yıldır göreceli olarak artan AKP zulmünü insanlara anlatmak gerekiyorsa, bu tür platforların sayısız yararı var. Sokaklara döküldüğünde gaz bombaları, sis bombaları, jop ve tazyikli suyla burun buruna gelen çoğu genç insanların, bu formlarda söz alıp düşüncelerini dile getirmeleri büyük yarar sağlayacak. Herhalde hükümetin polisi her parkı gaz bombasıyla dağıtacak değil.
(diye yazmıştım ki, bugün AKP'nin polisi Gezi Parkı'nda yapılacak bir nikah törenine izin vermedi. Yine her tarafı tazyikli suya boğdu, ziyaretçilerini Gezi Parkı'na sokmadı. Ancak buradan şunu çıkarmak gerekiyor özellikle: Artık belli ki Gezi Parkı, Taksim'in içinde Taksim kadar ünlü bir isim olarak tarihe adını yazdırdı).
Siyasi bilinç de, bunun yöntemleri de her gün hızla değişiyor ve iktidar bununla nasıl savaşacağını bir türlü beceremiyor. Faiz lobisi, dış güçler, din düşmanları gibi argümanlar öne sürüyor, ama artık kimse amiyane tabiriyle yemiyor!
Süleyman Demircan halkı: Örgütlenme mahallelerden başlamalı.
Muhalefet duyarsa gelecek…
Parklarda çekirdek çitlenip, öteki mahallenin dedikodusu yapılmıyor; resmen siyaset üretiliyor ve bunlar tartışılıyor.
Gördüm ki korkuyu silip süpürmüş bütün mahalleliler, yetiştirdikleri gençlerden utandıklarından olsa gerek.