Erdoğan'ın gerçekten ABD'yle arası açıldı mı?
Eğer öyle ise, Ortadoğu'da izlediği başarısız politika olabilir mi?
Öyle ya, o kısa geçmişe tekrar dönelim.
Birlikte kiralayıp görevlendirdikleri (işıd) gibi radikal dinciler, hadlerini aşıp, vahşette sınır tanımayınca, ABD orada "dur" dedi.
Erdoğan, o bölgede tek adam hezeyanına kapılıp, İşıd terörünü o uğurda besleyip büyüterek, tüm dünyanın nefretini de toplamamış olsaydı, bugün hala ABD ile müttefik kalacaktı.
Gelelim ikinci perdeye.
ABD her daim ılımlı bir din yönetimi istedi.
Yani, inananların din adına öldürenlere destek vermemesi, dünya kamuoyununda da nefret toplanmaması gerekiyordu.
Tabi plan Erdoğan'ın hırsına kurban gidip, dünyanın her yerinde bombalar patlayınca; "Sen misin söz dinlemeyen" dedi ve zaten yedekte bekleyen ikinci planı Fetö'yü devreye soktu.
Fetö, Abd nin Ortadoğu ve Türkiye de yeniden şekillenmenin ikici ayağıydı.
Darbe girişimi de bu amaçla yapıldı.
ABD iSRAİL'in ortak darbe girişimi ile yönetim değişimi başarısız olunca, her şey tersine döndü.
Yeniden niçin Atatürk'demeye başladı?
Demokrasi naralarıyla milleti meydanlara niçin doldurdu?
Baktı ki bu yanlış politika onu idama kadar götürecek, yıkamadığı Ortadoğu'nun güçlü ülkesi Rusya'ya boyun eğmekte buldu çareyi.
Sırada, boyun eğeceği kim var?
Tabi ki Esad!