Sevgili arkadaşlarım; Ben işportacıyım, yani seyyar satıcı.
Hangi güzergahtan ne zaman geçerim, nereye tezgah açarım meçhul.
Bazen, geçtiğim yollarda bulurum yanlışı doğruyu.
Sanki, adaletsizliğin kitabını okurum o yollarda.
An gelir, tüm hücrelerimize nüfus eder adaletsiz yönetim.
Canımız acıdıkça, ruhumuz yaralandıkça farkına varırız o adaletsizliklerin.
Hangini sayalım ki!
İşte bunlardan biri; Sizlerin de dikkatini çekmiştir muhakkak.
Otobüsle birinci boğaz köprüsünden geçerken, (Şehitler kõprūsū ) anonsunu her duyduğumda hüzünle karışık bir öfke sarıyor beni de.
O gece galeyana gelen gruplar tarafından, gençliğinin baharında çocuk askerlerin vahşice öldürülme sahnesi canlanıyor gözlerimde, yine yeniden.
Kontrollü darbe niyetiyle yola çıktılar, kantarın topuzu kaçınca sayısız masum insanların ölümüne sebep oldular.
Kukla iktidarlarla yönetilen Ülkelerin bir kaç evladı mı ölür sadece!
Ruhunu, vicdanını servet karşılığı satan..
Satmaya doymadıkça çalan...
Çaldıkça yargılanma korkuları büyüyen..
Korkuları büyüdükçe din algısı ile aydınlık yarınlara düşman yetiştiren o kukla İktidarlar, gözünü kırpmadan öldürtür bir birine bir ülke dolusu insanı!
Din algısı ile yönetilen ülkelerin değişmez kaderi olur ölüm! Kiralık algıyla değil, akılla görülebilmeli gerçek!
Nalan Türkeli