Teknik arızaydı, sabotajdı, işletim hatasıydı, iletim hatları devre dışı kaldıydı, hatlardaki yük yoğunlaştıydı, yok bilmem taşeron şirketlerin acemiliğiydi…
Hiç birisini umursamadım, zaten kimse de inanmadı. Ama istifa eden TEİAŞ Genel Müdürünün bu soylu tutumu karşısında (inşallah başkalarına örnek olur) kendimi daha fazla tutamadım.
Söz konusu ülkemin çıkarlarıysa gerisi ayrıntıdır diyerek elektrik kesintisinin nedenini açıklıyorum.
O gece bizim buzdolabının kapısı açık kalmış. Tamamen yaşlılığımızla ilgili, kesinlikle bir kötü niyet, bir kasıt yok. Zaten elektrik parası deyince hafakanlar basıyor, neden buzdolabının kapısını açık bırakayım.
Uzatmayalım, kapısı açık kalınca buzdolabı sabaha kadar çalışmış. Çalışınca motor ısınmış, motor ısınınca direnç zayıflamış, zayıflayınca sigorta atmış. Bizim sigorta apartmanınkini, o da mahallenin sigortasını attırmış. Mahalleninki de kentinkini tabii. Böylece mikrosaniyeler içinde kuzey/güney doğrultusundaki iletim hatları devre dışı kalmış. Sistem kendisini korumak isterken domino etkisiyle kesinti bütün yurda yayılmış. Bereket versin sınırlarımızı aşmadı.
Olayın aslı astarı bu.
Halkımızdan özür diliyor, bir daha kesinti olmayacağı konusunda güvence veriyoruz. Çünkü hanımla konuştuk, buzdolabının fişini çekmeye karar verdik. Zaten et yok kök yok, çalışmasa ne olacak.