KENAN EVREN’İN ÖLÜMÜNE ÇOK ÜZÜLDÜM!

İbrahim Karamemet

Kenan Evren ölmüş. Pardon, öldü. İnanın çok üzüldüm. Bir süre daha yaşamasını isterdim. Gençliğimden orta yaşa geçiş dönemlerinde bende, yalnız bende değil tüm çağdaşlarımda, hatta tüm insanlarımızda derin izler bırakan biriydi. Ne var ki, bıraktığı izlerin hemen hemen tamamı olumsuz, tatsız, hatta ölümcül oldu. Bugün onun yaptıklarını olumluyan çok az kişi bulabilirsiniz. Allah beterinden saklasın diyeceğim ama, demekle olmuyor.. Netekim, cenazesine gösterilen ilgi düzeyi ve cenazede olanlar da ona karşı bugün gelinen antipati düzeyinin göstergesi.

Bugün orta yaşa merdiven dayayanlar ve ardından gelen geleceğimiz olacak gençler o günleri bir türlü kavrayamıyorlar. Anlatsak da, birçok şeyi algılayamıyorlar. Dolayısı ile Kenan Evren ismi onlara geçmişte bir darbe lideri de olsa, bazı yanlışlar yapmış olsa da, işte şöyle böyle bir asker ve Cumhurbaşkanlığı yapmış bir yarı politik lidermiş izlenimi bırakıyor. Haa bir de ressamlık serüveni var ama o kadar kötü bir ressamdı ki, o özelliği çoktan unutuldu gitti. Netekim daha ölmeden unutuldu. Oysa birçok gerçek ressam ölümünden sonra ünlenir, yapıtları değer kazanır. Ancak , onun yağlıboya tablolara benzer resimlerini yüksek paralara satın almak için sıraya girenleri  unutmadık. O günleri yaşayanlar, büyük olumsuzluklar ve acıların yanında bir de “Netekim” sözcüğünü anımsarlar.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra inanılmaz bir empati oluşmuştu bizlerin arasında. Birbirimizden habersiz ağız birliği etmişçesine Kenan Evren’e çok kızıyorduk ama, beddua edemiyorduk. Aksine, kızgınlık içerse de “Öl demem.. Ölme de gör.. E mi..”diye dualar gönderiyorduk ona. Gariptir bunu aramızda hiç konuşmadıgımız, sözleşmediğimiz halde büyük bir çoğunluğumuz söylüyordu.

Geç de olsa, zorlama da olsa, biçimsel de olsa gördü. Mahkemeye çıktı. Mahkamenin karşısına çıktı diyemeyiz çünkü, çok ihtiyarlamıştı, devamlı yatağındaydı, mahkemesi yattığı yerden video konferans ile yapıldı.  Tıpkı sağ kalan son cunta arkadaşı Tahsin Şahinkaya gibi. Mahkemede olduğunun ne kadar bilincindeydi, şuuru ne kadar berraktı o biraz meşkuk ama, biçimsel olarak mahkemesi görüldü. O ne gördü, ne algıladı bilemeyiz ama, dualarımız kısmen de olsa yerine geldi. Ölmedi, gördü. Hüküm verildi. Çok doğal olarak itiraz ettiler, temyize gittiler. Kenan Evren’in davası temyiz aşamasındaydı.

Ve gün geldi emrihak vakii oldu adam öldü. Çok üzüldüm. Karar ne olursa olsun şu temyiz aşaması bitene kadar da yaşasaydı.. Yaşasaydı da elimizde somut bir örnek, somut bir veri olsaydı.. Ne demişler?. “Geç gelen adalet, adalet değildir.”

Neyse, yapacak, söyleyecek bir şey yok. Tanrı günahlarını affetsin. Ailesine başsağlığı dileriz.