CHP İstanbul Ataköy’de Uluslararası bir ekonomi çalıştayı topluyor. Bu çalıştayın
moderatörlüğünü (yönetimini) Kemâl Derviş yapacakmış. Artık tüm yönelimimiz
gençler olduğu için söylüyorum. Gençler, Kemâl Derviş’i hatırlamayabilirsiniz.
Kemâl Derviş’in ilk sahneye çıktığında Dünyayı sarsan Taksim gençliği daha
ilkokula başlamamamıştı, oyun çağındaydılar. Bir zahmet bu Kemâl’in kim
olduğu, ne iş yaptığı ve Türkiye’de neler yaptığını biraz araştırın. Anneleriniz,
babalarınız politikayla ve ekonomiyle pek ilgili değillerse dahi belli oranlarda
bilgi vereceklerdir. Size Kemâl’i anlatanlar özellikle, Ecevit koalisyonunda
patlayıveren büyük ekonomik krizden sonra, Türkiye dibe vurduğunda
ekonomiyi düzeltmek için Amerika’daki işini bırakıp büyük tantanalarla
Türkiye’ye gelişini ve ekonomi bakanı olduktan bir süre sonra Başbakan Bülent
Ecevit’e bile haber vermeden iki hafta izini kaybettirip yok olduğunun öyküsünü
anımsasınlar. Sonradan ortaya çıktı ki, meğerse Kemâlim Amerika’ya gitmiş,
Türk ekonomisini kurtarmak için orada çalışıyormuş. Yaa, gördünüz mü ne
Kemâl’lerimiz var bizim. Sadece Mustafa Kemâl ve Kemâl Kılıçdaroğlu değil.
Bu Kemâl şimdi yine sahnede. CHP başkanı Kemâl Kılıçdaroğlu’nun Amerika
gezisinden hemen sonra topladığı ekonomi çalıştayının moderatorü olarak
sahnede başrolde. İkisi birlikte açılış öncesi bir demeç verdiler. Kemâl
Derviş :”Sosyal Demokratlar olarak ekonomiye bakacağız, dünyanın önemli
sosyal demokrat ekonomistleri de bu çalıştaya katılıyor.”, dedi. Sevsinler.
O sosyal democrat Kemâl Derviş 2002 seçimlerinden önce AKP nin geliş
tamtamları çalarken, ben CHP den aday olacağım falan derken, saman altından
su yürütüp DSP ile yıldızı pek parlak gitmeyen, eşi az bulunur dürüst ve düzgün
İsmail Cem İpekçi’yi büyük umutlarla kandırıp DSP den koparmış ve beraber bir
parti kurdutmuş, sonra son dakikada vazcayıp gene soluğu Amerika’da almıştı.
İsmail Cem İpekçi iyot gibi açıkta kalmıştı, ve seçimler çok yakın olduğu için de
hiçbir toparlama yapamamıştı. Sonrasında kanser oldu gitti adamcağız. Aynı
benzer taktiği Mehmet Ağar da ,Erkan Mumcuya yapmış, onu kandırarak açıkta
bırakmıştı. Bu numarası ona da yaramadı, Mehmet Ağarda silindi gitti. Ama
Kemâl Derviş’in bu o zaman nedenini anlayamadığımız manevrası ile Mehmet
Ağar’ın hemen hemen aynı tutumu seçmen nezdinde diğer partilere de olan
zaten pamuk ipliği ile bağlı güveni hepten sarsmış oylar paramparça bölünmüş
ve yeni bir arayış olarak büyük bir seçmen çoğunluğunu son dakikada AKP ye
yönlendirmişti. Geliş o geliş, işte AKP halâ başımızda. İşte bu sosyal democrat
Kamâl Derviş yine ortalarda dolanıyor.
Bu ne demektir biliyor musunuz? Aynı 2001 yılındaki senaryo önümüze gelecek
demektir. Allah için Kemâl Derviş dibe vurmuş olan Türk Ekonomisini düze
çıkartmış hatta öteye bile taşımıştı. Ama ne pahasına.. 1999 Gölcük depreminden
sonra iyice kemerleri sıkan Türkiye, 2000 ve 2001 krizinden sonra hele hele
Kemâl Derviş ekonominin dümenine geçince bin beter sıkıntılarla kemeri
iyice boğmuş, adeta halk nefes alamaz duruma gelmişti. Ama ekonomi rayına
oturmuş ve tıkırında gitmeye başlamıştı. Ardından küreselleşme adı altında
global emperyalizmin boyundurluğuna girdi. Bu arada büyük şirketler biraz
sarsıntı geçirdiyse de onlara pek birşey olmadı ve fedakârlık her zaman olduğu
gibi çalışanlara ve orta sınıfa düştü. Şu her sene memura, işçiye ve emekliye
yapılan komik zamlar var ya, işte o zamanın kemer sıkmalarından Kemâl Derviş
programlarından miras kalma. AKP zaten miras yemeye çok meraklı. Düzelen
ekonominin getirilerini de kendi miras hanesine yazdı ve yıllarca ekonomi
tıkırında diye böbürlerdi. Ne var ki, üstüne bir şey katmadığı gibi olanı da har
vurup harman savurdu. Yetmedi herşeyimizi sattı. O da yetmedi baktı ki, durum
başaşağı gidiyor ve hele olan kendi boğazlarına yetmiyor suyumuzu, toprağımızı,
toprağımızın altını sattı, satmakta. Kemâl Derviş’ten AKP ye kalan ikinci miras
da bu işte. Ve iktidar verileri ne kadar saklamaya çalışırsa çalışsın, tekrar
battığımız gün gibi aşikâr. Üstelik uluslararası politika dipte, Türkiye’nin itibarı
hiç kalmamış ve AKP gidici gözüküyor. İşte bu kırılma noktasında pat diye tekrar
Kemâl Derviş çıkıyor ortaya. Hacıyatmaz gibi.
Bundan sonra olacaklar ise, şayet sosyal demokratlar iktidara gelirse yıllarca
batık bir ekonomiyle ve kaybolan uluslararası itibarı düzeltmekle uğraşacaklar.
Hele hele Kemâl Derviş gibilerinin kılavuzluğunda yürürlerse bunun tedbirleri
yine çok sıkı olacak. Ama kahraman Türk millet bu fedakârlığı da yapacak
ve ekonomi gene düzelecek. Ama çalışanın, üretenin durumu düzelmeyecek
daha kötüye gidecek, birkaç yıl sonra insanlar usanacak. Ve bir dahaki seçim
dönemine ya AKP, ya da benzer birileri çıkacak gene ve o düzelmiş ekonomiyi
devralıp gene ben yaptım diye böbürlenecek ve gene har vurup harman
savuracak. En önce de kendi ceplerini dolduracaklar.
Ha bu Kemâl Derviş’in Türkiye’ye geldikten sonra yaptıkları hafızalarımızda
daha taze de, öncesine de bir bakmak gerek. Kendileri başarılı bir öğrenci
olarak London School of Economics’den mezun olup, yüksek lisanlarını da aynı
okulda yapmıştır. Sonra Amerika Biryeşik Devletleri, Princeton Üniversite’sinde
doktorasını almıştır. Hani bu geçmişi de kişinin nerelerde durduğu konusunda
önemli bir göstergedir. Gözden uzak tutulmamalıdır.
Birileri Kemâl Kılıçdaroğlu’nun kulağına fısıldamalı ve demeli ki, iki Kemâl
bir arada olmaz. Ötekinin adını ya Kamal yapın, ya da fazla bulaşmayın o ne
derse, neye kalkışırsa kalkışsın fazla hemhâl olmadan gönderin gitsin. Bu arada
sayılarımız az olsa da benim gibi birçok kişinin bu Kamal Derviş olayından
midelerimizin bulandığını söylemem gerekir. CHP de adam kalmadı mı ki,
sahneye gene Kamal Derviş çıkıyor. CHP nin seçimler öncesi bu konulara ve bu
tür eğilimlerine dikkat etmesi gerekir diye düşünüyorum. Türk aydını artık eskisi
gibi günlük politika rüzgârında savrulmuyor, hepimiz uyandık artık.