Ülkeler, iktidarlar, şirketler, kişiler ittifak yapar.
Ülkeler savunmalarını güçlendirmek için ittifak yapar.
Bu tür ittifaklar kutsaldır. Ülke halkının dış saldırıdan kurtarılmasına yöneliktir, ahlakidir.
İktidar mücadelesi yapıyorsunuzdur, bunun için gücünüz yetersizdir, ittifak yaparsınız.
Gayri meşru bir iktidara karşı, meşru güçlerle ittifak yaparsınız.
Ahlakidir.
Sermayedarların işçi sınıfına karşı yaptığı ittifak ahlaki değildir.
Birinci tespit olarak, şunu diyebiliriz; İttifaklar ahlaki bir zemine, yani hukuka uygun olmalıdır.
Kurtuluş Savaşında, Mustafa Kemal emperyalizme karşı, Rusya ile ittifak yapmıştır.
Çin lideri Mao, can düşmanı, bir ömür savaştığı, Çan Kay Şek ile Japon emperyalizmine karşı ittifak yapmıştır.
Mao’ya neden Çan Kay Şek ile ittifak yaptın diye sorulamaz.
Japon emperyalizminden ülkeyi kurtarmak için herkes ile ittifak yapılır.
Cemaat AKP ile ittifak yaparak, birlikte iktidara taşınmışlardı.
Kendi çıkarları bakımından, doğru bir ittifaktı.
Erdoğan’ın da, Fethullah’ın da, arkasında Amerika olduğundan ittifak netice verdi.
Böyle bir ittifakın meyve vermesine bakarak, bundan sonra, Cemaatle ittifak yapan herkes için netice verir, demek imkânsızdır.
Erdoğan Fethullah ittifakının temel iki mantıki sebebi vardı. Birincisi ideolojileri ve iktidar olma amaçlarındaki birlik.
Yani gladyonun, yani cemaatin AKP’yi desteklemesi her yönden uygundur ve mantıklıdır.
Halka karşı çıkar amaçlı bir örgüt oluşturmuşladır.
Gladyo, yani ABD, yani cemaat, şimdi de, CHP ile ittifak yaparak, muhalefette de olsa, Türkiye yönetiminden pay alma yarışını sürdürüyor.
Amerika’nın olduğu yerde, Amerikan çıkarları vardır.
Özetle, Cemaatin CHP ile yaptığı ittifak; emperyalizme karşı bir ittifak değildir.
Amerika’dan destek alma ittifakıdır.
Emperyalizme taşeronluk yapmak için ittifaktır.
Bu iş; öyle bazı saf CHP’lilerin düşündüğü gibi; iktidar olmak için ittifak değildir. AKP’den kurtulma projesi hiç değildir.
Gladyo, ya da cemaatin varlığını koruma, yeniden meşruiyet kazanma, ABD ile CHP arasında bağları sağlamlaştırmaya yöneliktir.
İlkeler, ideolojiler ve amaçlar bakımından, uyuşan bir yanı yoktur. En azından bu husus, tabanda oy verenler için böyledir.
Uzun ömürlü değildir. CHP’yi, köklerinden ve ulus devletten koparıp, uluslar arası tekellerle bağlarını güçlendirmeye yöneliktir.
Cemaat, bu ittifakta bir ittifak bileşeni olmayıp, Amerika ile işleri kolaylaştırma aracıdır.
Zaten ABD’nin onayını alma; gladyonun onayını almadır.
CHP’nin Cemaatle ittifakı; şirket birleşmesine benzemektedir. Belli bir amaç için birleşme, sonra dağılma…
Amerikan çıkarları için planlanmış bir ittifaktır.
Hırsızlıkların açıklanması; algı operasyonudur.
Aynısı, TSK’ya operasyon yapılırken uygulanmıştır.
Yoksa, kapitalizmin olduğu yerde hırsızlık olmaz diye bir şey mi vardır da, bunlar ortaya çıkmıştır.
Patron, taşeronlarının ve şantiye şefinin hırsızlık yaptığını çok iyi bilir. Zamanı gelince, gerekirse cezalandırır. Çoğu zaman da, hırsızlarını ödüllendirir. Çünkü hırsızlar kazanmazsa, patron hiç kazanamaz.
Kapitalizmde hırsızlık; yapısaldır, çoğu yerde girişimcilik olarak algılanır. Hırsızlık olmazsa, kapitalizm işlemez.
Eğer CHP iktidara geldiğinde, kapitalizmden başka bir yönetim tarzı uygulayacağım diyorsa, o zaman inanılır.
Ancak öyle bir işaret hiçalmadık.
Sadece hırsız var diye bağırarak, bu düzende sonuç alınmaz. İktidar olunamaz.
Halka umut veren bir programınız, bu programı yürütecek inançlı kadrolarınız yoksa, sadece hırsızlık çığlıkları fazla bir işe yaramaz.
İşçi Partisi ile ittifak yapmak yerine Cemaatle ittifakın ne olduğunu 25 gün sonra göreceğiz.
Ulus devlet emperyalizm çelişkisinin yaşandığı yerde, emperyalizme karşı mücadele etmeyen liderler saman alevi gibidir. Gelir geçer.
En ahlaki ittifak; emperyalizme karşı yapılan ittifaktır.