Hem Amerikancı olalım, hem de milli çözümlerimiz olsun!?
İlk bakışta, niye olmasın, hem milli çözümler hem de Amerika ile ittifaklar olabilir gibi görünür.
Oysa Amerika ve Batı çıkarlarını, halkları birleştirmek üzerine inşa etmezler. Etmemişlerdir.
Hem milli çözümlerden yana olan, hem de Amerika ile müttefik olalım diyenlerin görmediği şudur; Emperyalizm sizinle işbirliği yapmaya gelmez, sizi yönetmeye gelir.
Rusya Amerika ilişkileri de böyledir.
Amerika, Rusya ile işbirliği yapmaz. Rusya’yı da yönetmek ister. Bu örneği bilerek verdim. Çünkü emperyalizmin ilişki kurma yapısı böyledir.
Başka türlüsüne kayıp ilişki olarak bakar.
Tahakküm üzerine kurulu ilişkilerin yürümeyeceği kesindir.
Hatta siz meclisinizi, hükümetinizi ve valileri bile Amerikan yönetimine teslim etseniz, emperyalizm gene de, sizi ufak birimlere ayırmak ister.
Sömürünün etkinliği ve kar’ın bir merkezde toplanmasının gereği budur. Tıpkı iş bölümü mekanizmasında olduğu gibi, üniter devletleri bölerek, küçülterek yönetmek, tekellerin(emperyalizm) vaz geçemeyeceği bir şeydir.
Eğer siz planlarınızı ülkeleri parçalamak üzerine kurarsanız, ülkeler de, başka güçlü ülkelerle ittifak arar.
Rusya Türkiye ilişkilerinin, emperyalizmin taleplerinin dayanılmaz olduğu noktalarda gelişmesi tesadüfi değildir.
Tekrar milli çözümler ve Amerikancılığa dönelim.
Ülkenizde, NATO, OECD, Dünya Bankası, Gümrük Birliği gibi batı kurumları varsa, siz nasıl milli çözüm üreteceksiniz?
Meclisiniz ne işe yarar, hükümetiniz ne işe yarar. Onların aldıkları kararları onaylama yeri olur.
Erdoğan beş yıldır, yerli ota yapmak istiyor. Batı tekelleri olmaz üretemezsin diyor. “Senin kendi pazarın sandığın oto pazarı, benim pazarımdır” diyor.
Yani sen üretemezsin diyor. Benden borç alacaksın. Aldığın borçla da araba alacaksın, Sonra faizi ile ödeyeceksin. Ben de(tekeller) borca dayalı olarak dolar ve Euro basacağım ve sana borç vermeye devam edeceğim diyor.
Ulusal pazarlar yabancı tekellerin elindeyse, milli çözüm yoktur.
Bağımsızlık savaşı vardır.
Devletlerin güvenliği denilince, asıl kast edilen üretimin ve pazarın güvenliğidir. Milli çözümlerin güvenliğidir.
NATO’ya dâhil olan bir ülkenin güvenliği NATO’ya devredilmiştir. Pazar ve üretim tekellere terk edilmiştir.
NATO emperyalist ülkelerin tekellerinin güvenliğini sağlar.
Güvenlikle üretimin birbirinden ayrı düşünülemeyeceğinin, asıl sebebi budur.
Yani hem Amerikancı, hem de milli çözümden yana olamazsınız. Eğer halkınıza da bunu, olabilecek bir şey olarak anlatıyorsanız, parti programlarına koymuşsanız, hem kendinizi hem de halkınızı kandırıyorsunuzdur.
Türkiye’deki üreten sanayinin tıkanması bundandır. GSMH’n içindeki üretim payının %15 düşmesi bundandır.
Artık sanayici de, hem Amerikancı, hem de milli çözümcü olunamayacağını anlama noktasına gelmiştir.
Eğer Rusya ile kurulan ilişkilerde ABD ile kurulan ilişkilere benzerse onunla da savaşırız.
Yaşadığımız süreçte, Rusya ile kurulacak her ilişki, Batı tekellerinden bizi uzaklaştıracak bir ilişki olacaktır.
Gelişmeler bağımsızlık adına olumlu adımlardır.
Türkiye’nin başında Amerikan yanlısı iktidar bile olsa, Türkiye bu ilişkileri kurma mecburiyeti noktasına gelmiştir.
Çünkü Amerika artık varlığımızı tehdit etmektedir.
İktidarda kimin olduğu fazla bir şeyi değiştirmez.