Yeni Anayasa çalışmaları çetin geçiyor. Dünyadan haberi olmayan bir kaynaktan edindiğimiz bilgilere göre istikşafi görüşmelerin perde arkası bilinenden biraz farklı. Rivayete göre iktidarın bir yetkilisiyle yavru muhalefetin bir yetkilisi gözlerden ırak bir yerde buluştular. Diyalog şöyle: - Selamunaleyküm hacım. Yav bir eliniz yağda bir eliniz balda, yediğiniz önünüzde yemediğiniz arkanızda; daha ne istiyorsunuz, bırakmadınız ki şurada ağız tadıyla bir muhalefet yapalım. - Aleykümselam efendim. Ben istiyor muyum sanki; biliyorsunuz arkadan ittiriyorlar. Referanduma bi kapağı atabilsek, gerisini hallederiz Allahın izniyle. Size güveniyoruz. Eşşek değiliz, helbet biz de bu iyiliğin altında kalmayız. - Yav gardaşım tamam da sizin yüzünüzden gül gibi partiyi erittik, daha ne istiyorsunuz? Bereket milliyetçiliğimize toz kondurmadık, püskevit yok muydu? - Hele siz bi he deyin, püskevit kolay. Reis istediğinde Meclisi dağıtsın, ama Meclis, Reisi dağıtamasın anlaştık mı? - Dur bakalım şimdi. Meclis kaç kişi, 550. İkiye böl, 225. Çıkan rakamları topla 2+2+5=9 Tamam, 9 ışığı bulduk, kabul. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın, var mı başka bir şey? - Bir de diyorlar ki, yasama, yürütme, yargı, medya… her kafadan bir ses çıkıyor, devlet çarkları işlemiyor. Yetkileri tek elde toplasak her şey kolaylaşacak. Enflasyon iner, dolar düşer, Eset devrilir, taciz tecavüz olayları biter, IMF’ye borç veririz ne diyorsunuz? - İlla ki! - Bir de atamalar konusu var. Yargıçlar, rektörler, elçiler, valiler… Say sayabildiğin kadar. Reis atasın ki devlet yönetiminde uyum olsun. Ne diyorsunuz? - Aynen! - Az daha unutuyordum, ayda bir mi olur, iki mi olur kanun hükmünde kararname çıksın. Gerekirse yani. Gerekmese niye çıksın ki zaten. - Yani! Lakin bi şeyi anlayamadım, Meclis kalkıyo mu? - Kalkmıyo, yatıyo… Şaka, şaka. - Hani püskevit gelmedi. - Bizde püskevit ne gezer, şurdan Kayı balı alın, Hökümetten yeni geldi.