Gökten ne yağar da Yer Kabul Etmez.

Nalan Türkeli

Öyle ya, devir yağma devri. Yeni Türkiye'nin dindar sahnesinde, kim bilir daha nice satılmışlar rol alacak?

          “Gökten Ne Yağar da Yer Kabul Etmez”

“Bir ulusu yıkmak için, atom bombasına veya uzun menzilli füzeye gerek yoktur. Eğitimin kalitesini düşürmeniz yeterlidir” diyor bir düşünür.

Devir, Din politikası devri. İnançlı olmak değil, inanç görevlisi olma zorunluluğu meslek haline getiriliyor.    Böylelikle, yeni Türkiye sahnesinde ünlüler rol kapmıyor sadece. Okul çağı ünsüz çocuklar taşmış cadde ve sokaklara. Önlerinde birer tartı, ellerinde Yasin Şerif ya da Arapça yazılı bir kitap, bakınıp duruyorlar, bir kitaba, bir etrafa.

Neler yazıldığının bir önemi var mı ki?
Küfür mü?
Kölelik mi?
Savaş mı?
Barış mı?
Aslını onlar da bilmiyor.
Rollerini oynuyorlar sadece.
Sadece ve sadece, o politik dini artıklarla beslenmeye çalışıyor o çocuklar da.
“Müslüman çocuk” denilecek.
Sırtları sıvazlanacak.
Yanakları okşanacak.
Acınılacak.
Ve acıdıkça, acınıldıkça tartılacak nice ünlüler ünsüzler de, okul çağı çocuk terazilerinde.
Tüm cadde ve sokaklar, vicdan baskısı satacak, yine yeniden.
Kolaylaşacak din ticareti.
Ve bireyler karışacak sürüye, böylelikle.
Artacak kin ve öfke.
Kindar ve dindar Müslümanlar yaratılacak.
Öyle ya, devir yağma devri. Yeni Türkiye’nin dindar sahnesinde, kim bilir daha nice satılmışlar rol alacak?
 
Gökten ne yağar da yer kabul etmez?
Din ticaretine hizmetle var edilen usul ya da yasanın yoğurduğu sürüleri kabul etmez yeryüzü.
Suç olmaktan çıkarılan o… çocuğu, pi.. kurusunu.
Soyut vaatlere yakarışları.
“Biri yer öteki bakar” lıkları.
Haksız kazançları.
Satılıkları.
Satılmışları.
Yeni Çernobil facialarını.
Hava basanı.
Hava satanı.
Deniz feneriyle çalanları.
“Devlet deniz, yemeyen domuz” diyenleri de kabul etmez yeryüzü.

Gökten ne yağar da yer kabul etmez?
Yeryüzünü şahsi malı sananı.
Ortaçağ karanlığıyla masal anlatanı.

Eğitmen kalitesizleştikçe sürecek yağma talan.
Göğe yükselen savaş çığlıklarından ürkecek yeryüzü.
“Aslı yok” masallarla, insan parçaları yağdıkça gökten, yer utanacak kendinden..