Bazen diyorum ki; "Nalan sen işine bak, bela arama.
Üzerine bir çöreklenirlerse, anında zerren kalmaz, toza dumana karışırsın. Kimlerin defterini dürmediler ki, senin bir kaç satırlık defterini dürmesinler. Sen kimsin ki?"
Fakat, söz geçiremiyorum militan ruhuma.
Bunlardan biri yine kalkmış ne diyor; "Herkes kılıcı eline almış, 'Şu FETÖ'cü, bu FETÖ'cü' diye kesmeye bakıyor."
Adam haklı. Yasama, yürütme, hatta kısmi ele geçirilmiş yargı bile Fötöcünün elinde.
Daha da kötüsü, medya gücü ellerinde.
Tüm kanallarda tek ses hakim.
Eh, güç kimin elindeyse, kılıç da sallar, tehdit de savurur.
İçimizden biri kalkıp; " Fetö de, Fetöcü de zaten sizsiniz.
Hatta tüm yolsuzluklarınız gün be gün ortadayken, şıppadak sıyrılıp, günahsızlardan günah keçisi yaratmakta da o denli hünerlisiniz.
Sahi, nasıl bu denli sahtekar olabiliyor, kendi acziyetiniz, kendi suçlarınızı, vicdansızca başkalarına nasıl mal-edebiliyorsunuz?
Mücadele eder gibi görünüp, toplum algısıyla da alay eden, ama niyet ve fıtratınızın, asıl Cumhuriyetle hesaplaşmak olduğunu bilmiyor muyuz sanıyorsunuz?" diye soru soran herkesin Fetöcülükle suçlanması ve yargılanması kaçınılmaz görünüyor.
Kendi hürriyetimiz için, hürriyeti elinden alınan, milyonlara seyirci kalmak mı, hayır!