Algılar nasıl manipüle ediliyor, cemaat fenerbahçe'den ne istiyor, bu oyunu oynayanlar kimler, bu bir şike davası mı yoksa siyasi operasyon mu?
Asıl konuya girmeden önce konuyla bağlantılı gibi gözükmese de aslında çok bağlantılı bir örnekle başlamak lazım.
Edward Barneys kimdir; Sigmund Freud’un yeğeni olan Barneys psikanalist ve Halkla İlişkiler’in kurucusu olarak bilinir. Barneys’in en dikkat çekici yöntemlerinden biri, Lucky Strike sigaraları için 1929 yılında hazırladığı kampanya oldu. Yirmili yıllarda Amerika’da kadınların sigara içmesi tabuydu. Barneys, American Tobacco şirketinin kadınları da tüketici olarak kazanması için New York’daki geleneksel Paskalya geçidini araç olarak kullandı. Barneys’in örgütlediği bir grup feminist, geçit sırasında jartiyerlerinden çıkardıkları sigaraları yakarak erkeklerle eşit olduklarını ispatlamaya çalışırken, yine Barneys’in örgütlediğigazeteler de eylemi ilk sayfalarından haber yaptılar ve uzun vadede bu eylem Lucky Strike’a kazanç olarak geri döndü. (1920’lerde ABD bayanlarda sigara içme oranı %5 civarı iken 1960’larda %35’lere varıyor.) Sigara satışlarını daha da arttırmak isteyen Edward Barneys tam da aynı dönemde kendi ağzından şunları aktarıyor;
“Mr.Hill (Lucky Strikes sigara markasının sahibi), Lucky Strikes sigarası içen kadınların sayısının artmasını istiyordu. Piyasa araştırması, satışların az olmasının en büyük sebeplerinden birisinin sigaranın yeşil ambalajı olduğunu gösterdi. Kutunun rengine değiştirelim önerisinde bulundum. Mr. Hill küplere bindi. Bunun üzerine yeşil rengi moda yapma önerimi sundum. Kabul etti. Bir yıl kadar çalıştık. Yeşil moda renk oldu. Lucky Strike satışlarında ise patlama yaşandı”
Bir başka çalışmasında da Edward Barneys, jambon ve yumurtayı Amerika’nın ulusal kahvaltısı haline getirmeyi başardı. Beech-Nut şirketinin jambon satışlarını arttırmak amacıyla başvurduğu Barneys, bunun için doktorları kullandı. Tanınmış doktorlara bolca para ödeyerek meslektaşları ile hafif bir kahvaltının mı yoksa damak tadına göre yapılan kahvaltının mı daha sağlıklı olduğuna yönelik bir anket yapmasını istedi. Eh sonuç belli, içinde yumurta ve jambonun bulunduğu sabah kahvaltısının daha sağlıklı olduğu ortaya çıktı. Anket sonuçları çarşaf çarşaf gazetelerde yayınlandı ve sağlıklarına önem veren Amerikalılar bolca jambon tüketmeye başladılar. Bununla da kalmayıp bu yağlı ağır kahvaltıyı Amerikan usulü olarak dünyaya yaydılar.
Eğer buraya kadar sabırla ve dikkatle okuduysanız Algı Manipülasyonu ya da Algı Zehirlenmesi denilen kavramın ne olduğunun net bir şekilde kafanızda belirmiş ve hatta şimdiye kadar izlediğiniz sağlık programlarını kafanızda sorgulamaya başlamış olmanız gerek. Aslında sağlıklı düşünebilen bir bireyseniz sadece sağlık alanı değil size algılatılmak istenen her şeyi sorgulamaya başlamış olmanız gerekiyor. Örneğin TV kanallarında hepimize dayatılan Spor Programı olduklarını iddia eden yayınları ön yargılarınızdan kurtulup hızlıca tekrar bir sorgulayın. Mesela;
- 3 temmuz öncesinde yılda ortalama 600 saat olan spor programları 3 temuz sonrası neden haftada 100 saate çıktı?*
- Neden bu spor programı görünümlü programların %99’u ağız birliği etmişçesine Fenerbahçe’nin küme düşürülmesini, Başkan ve yöneticilerin ceza almasını istediler.
- Ortada hiçbir delil ya da itiraf yokken onlarca insanın hapis yatmasına ses etmediler?
- Trabzon Spor aleyhine teşvik verdiğiyle ilgili bir suç duyurusu ve itiraf olmasına karşın neden ceza verilmediğini sorgulamadılar?
- Yasadışı yapılan dinlemelere neden kimse ses çıkarmadı?
- Fatih Terim neden 1 temmuza kadar Galatasaray’a imza atmadı?
- Fatih Terim neden “5 sene kimse Şampiyonluk hayali görmesin” dedi?
- Galatasaray Başkanı Ünal Aysal neden “Mehmet Ali Aydınlar giderse Kurgu bozulur” dedi?
- M. Baransu ve Savcı Zekeriya Öz Neden Localarda maç izledi?
- Bursa Spor Başkanı Rahmetli Yazıcı neden içeriye alındı ve neden bırakıldı?
- Hemen ardından Bursa Sporun tahkimin de onayladığı 6 maç cezası neden kaldırıldı?
- Neden Medya Fenerbahçe içinde örgütlenmiş ve Aziz Yıldırım karşıtı üyelerin maddi manevi desteklediği 200-300 kişilik bir taraftar grubunun yaptığı yönetim karşıtı bir eylemi ballandıra ballandıra anlatırda gerçek Fenerbahçe taraftarlarının 500-600 bin kişilik yürüyüşlerini sıradan bir haber gibi verir?
- UEFA aynı hafta görülen davada Şikeyi yapanlar evet yaptık demesine, kabul etmesine rağmen S.Bükreş'e men cezası vermiyor da hiç bir delil olmamasına rağmen Fenerbahçe ve Beşiktaş'a men cezası veriyor?
- Neden bu cezalar açıklandıktan sonra Spor programı adı altında yapılan yayınlarda Fenerbahçe ve Beşiktaşın aldığı cezalardan dolayı UEFA'yı haklı çıkarma çabaları sürüyor da S.Bükreş'in almadığı ceza hiç konuşulmuyor?
Daha en az bunun on katı kadar sorulacak soru var UEFA’da apar topar değiştirilen cemaat bağlantılı müfettişten tutun da Ünal Aysal’ın Borsada yaptığı hareketlerin tarihlerine kadar.
Bütün bu soruların cevabı bulunduğunda Puzzle tamamlanacak ve bu davanın bir siyasi operasyon mu yoksa şike davası mı olduğu anlaşılacaktır.
En çok sorulan sorulardan biri de şu; Cemaat Fenerbahçeyi neden ele geçirsin ki? Buna cevabı ben vermeyeceğim. 12numara.org’un kurucusu ve Cemaat’in içinden gelen sevgili Mehmet Alakuş’un bu soruya cevabını aynen yazıyorum**;
“O soruyu soranlara şunları sorun; Cemaat neden Polis teşkilatının içerisinde?
O soruyu soranlara şunları sorun; Cemaat neden ülkenin siyasi dinamiklerinde direk söz sahibi?
O soruyu soranlara şunları sorun; Cemaat neden medya üzerinde bir güç olmaya çalışıyor?
O soruyu soranlara şunları sorun; Cemaat temelinde din ve ibadet olan bir olgu değil midir? Yahu sen bildiğin güç ya da mini ülke olmuşsun?
Bu soruları cevapladığınızda, Cemaat neden Fenerbahçe'yi ele geçirmek istesinin cevabını alırsınız.
Unutulmasın; Para ve güç, insanı dinden de imandan da çıkartır.
Unutulmasın; Zalimlerin dini, imanı, ırkı yoktur. Zalim, zalimdir.”
*http://muhalifkanarya.wordpress.com//?s=spor+programlar%C4%B1&search=Git
**http://12numara.org/haber/3527/kurucumuz-mehmet-alakustan-gundeme-dair-aciklamalar