DÜZGÜN HESAP
Eskilerde kaldı, ilkokul okuma kitaplarında bir öykü vardı.
Ağa 100 koyununu çobana teslim ediyor. Çoban koyunları otlatacak, sütü sağıp yağ, peynir yapacak, yapağılarını kırpacak, doğacak kuzularla birlikte dönem sonunda getirip ağasına teslim edecek.
Uzatmayalım, dönem bitmiş, çoban elinde bir bakraç yoğurt ve bir koyun postuyla huzura varmış. Verdiği hesap şöyle:
“Yağmur yağdı, gök çatladı.
72’sinin ödü patladı.
Önden gitti baş toklu,
Arkasından beş toklu.
Onunu verdim kasaba,
Onunu katma hesaba.
Kurt kaptı birisini,
Birinin de getirdim derisini.”
Sürüden geriye bir postla bir bakraç yoğurt kaldığını anlayan ağa, elinden aldığı yoğurdu çobanın başına geçirmiş. Taşı da gediğine koymuş:
-Hesabını düzgün verenin yüzü böyle ak olur!
15 yıl önce teslim ettiğimiz güzelim memleketin ne hale geldiğine bakarsak bunların hesabı da düzgün:
“Sıfır sorun dedik, Irak çatladı,
BOP’a başkan olduk, sorun patladı
Önden gitti fabrikalar, limanlar,
Arkasından geldi ithal samanlar.
Fetoya emanet ettik orduyu,
Darbe dedik, şükür savdık sorguyu.
Eş ile dost kaptı bütün azığı,
Ahaliye kaldı yağlı kazığı.”
16 Nisan hesap günüdür, HAYIR günüdür, şimdi sıra bizde.
Sandığı başlarına geçirelim ki yüzleri ak olsun.
De haydi!