Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Van’da yurttaşlara seslenirken “Okul yaparız, üniversite açarız, ‘Eğitimi ayağa düşürdünüz’ derler. Hastane yaparız, kaliteli sağlık hizmeti veririz, Covid salgını gibi bir krizin üstesinden geliriz, ‘Milleti hasta ettiniz’ derler. Yol yaparız; köprü, tünel, havalimanı, hızlı tren hattı yaparız, ‘Millet bunları mı yiyecek’ derler. Ya köprü yenir mi? Havalimanı yenir mi? Ama biz onları bay bay Kemal’e bırakıyoruz, afiyet olsun” dedi.
Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Van’da miting düzenledi. Mitinge, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu da katıldı. Erdoğan, mitingde özetle şunları söyledi:
“HUZURUNUZA VE HATTA NAMUSUNUZA GÖZ DİKEN TERÖR ÖRGÜTÜ, BİR DAHA SİZİN KILINIZA BİLE İLİŞEMEYECEK”
“Biz, her şeyden önce Van’ı terör örgütünün tasallutundan kurtardık. Hem bu şehirde yaşayan insanların hem buraya gelen ziyaretçilerin güven ve huzur içinde hayatını sürdürebileceği bir iklim tesis ettik. Terör örgütünün başını sadece burada değil, sınırlarımızın dışındaki inlerinde de ezdik. Kardeşlerim, devletinize güvenin, bize güvenin. Huzurunuza ve hatta namusunuza göz diken terör örgütü, bir daha sizin kılınıza bile ilişemeyecek.
“VAN GÖLÜ DEMİYORUM, VAN DENİZİ’NİN KIYISINI ADETA YALILARLA DONATTIK”
Kardeşlerim; Van depremini hatırlıyorsunuz değil mi? Burada o zaman belediye başkanı kimdi? Malum, HDP’ydi. Van’ı susuzluğa mahkum etti mi? Van depremiyle ilgili bir adım atmadı. Ben, o zaman anında DSİ’yi görevlendirdim ve su olayı büyükşehir belediye başkanının sorunudur, yapmadı. Ne dedi? ‘Gelsin devlet yapsın.’ Değerli kardeşlerim; biz onun bu ifadelerine katılmadık ve Van Büyükşehir’de bu yaptıkları karşısında biz Van’ın susuzluğunu giderdik. Edremit’i Edremit, biz yaptık. Erciş’i Erciş, biz yaptık. Adeta, Van Gölü demiyorum, Van Denizi’nin kıyısını adeta yalılarla donattık. Öyle mi? Nerede belediye? Belediye başkanı niye görevini yapmadı? Hani bunlar benim Kürt kardeşlerimi seviyordu? Bunlara inanıyor musunuz? Değerli kardeşlerim; Türk’ü ile Kürt’ü ile biz, yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Bizim dinimizde Türk, Kürt, Arap, şu, bu ayrımı yok. Biz, sadece Allah için seviyoruz. Kürt kardeşlerimi de aynı anlayışla seviyoruz.
Bundan sonra Gabar terörle anılmayacak. Ve bundan sonra Gabar, inşallah o bölgede ayrı bir petrol zenginliğiyle anılacak.
Doğal gazışu anda ücretsiz alıyor musunuz? Yıl sonuna kadar 25 metreküp ücretsiz olarak ödeyecek misiniz? İşte bunları yaparsa, yaparsa… Ama bizi bu yolda yalnız bırakmayacaksınız, değil mi? 14 Mayıs akşamı inşallah hep birlikte bir başka güleceğiz. Her ne kadar siyasi uzantıları o eski kara günlerin, o eski kanlı günlerin hayaliyle yaşamaya devam ediyorsa da artık o iş bitti. Yıllardır sizin ve evlatlarınızın canı ve geleceğini karartarak istismar siyaseti yapanların dönüp dolaşıp kimin arkasına takıldığını gördünüz değil mi? Diyarbakır Annelerinin acısını biliyorsunuz, değil mi? Kardeşlerim; bunları Kandil’e kimler kaçırdı?
E bunlar ne diyorlar? ‘Biz Kürt’üz.’ Benim Kürt kardeşlerime leke sürmeyin. Bunların Kürtlük ile mürtlük ile alakası yok. Bunlar sadece vahşet kusuyor, vahşet. İnşallah 14 Mayıs’ta bunların hesabını sormaya var mıyız?
“CHP GELİP DE BURADA MİTİNG YAPABİLİR MİYDİ? KİMİNLE YAPTILAR? E İŞTE BU HESABI SORMAK LAZIM”
Ya şimdi düşünün, CHP gelip de burada miting yapabilir miydi? Kiminle yaptılar? E işte bu hesabı sormak lazım. CHP’ye desteklerini hem de utanmadan, sıkılmadan, ahlaksızca, ne dediler, ‘Dişe diş, kana kan’ diyerek ifade edenlerin derdi Van olabilir mi? Vanlının huzuru, refahı olabilir mi? Bu ülkenin başına bir CHP’li getirmek için sizin karşınıza geldiklerinde onlara bunun hesabını sormayacak mısınız? Ülkemizdeki herkes gibi Kürt kardeşlerimin de hakkını, hukukunu, özgürlüğünü en geniş manada kullanabileceği demokrasi zeminini biz kurduk mu? Aynışekilde tüm şehirlerimiz gibi Van’ın da kalkınma eksiklerini yine biz tamamladık mı? Hatırlarsanız, 2011 depreminin ardından Van'ı adeta yeni baştan inşa ettik mi? Bugüne kadar Van'da, TOKİ kanalıyla 24 bin konutu bitirip sahiplerine verdik mi?
Bay bay Kemal ne söz verdi? Bu CHP'lilere, bu HDP'lilere bir sormak lazım; ya siz Van'a ne kazandırdınız, bize onu söyleyin. Okulunu, hastanesini, sosyal yardımlarını, millet bahçelerini, bölünmüş yollarımızı, havalimanı, barajları, sulama tesislerini, organize sanayi bölgesini, doğal gazı saymıyorum bile. Çevre yolunun inşası sürüyor mü? İnşallah onu da seneye bitiriyoruz. Karadeniz limanlarınıİran'a, Asya’ya, Orta Doğu'ya Van üzerinden bağlayan altyapıçalışmalarını süratle tamamlamakta kararlıyız. Van'a 21 yılda ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? Kardeşlerim, bakın bunu özellikle bir kardeşiniz olarak; Kürt’ü, Türk’ü, hepsini koyun bir kenara, dedim ya yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz, 96 milyar liralık kamu yatırımını Van’a yaptık. Şimdi bunu katlayarak artıracağız.
Her fırsatta Van’a geldik. Ama öyle elimiz boş gelmedik. Hep eserlerimizle, hizmetlerimizle, yüreğimizdeki muhabbetle, heybemizdeki projelerle geldik. Ya bir de onlara sorun ya. ‘Siz ne ile geldiniz buraya? Ne getirdiniz?’ diye sorun. CHP’sine sorun, HDP’sine sorun. Sorun bunlara. Hiç getirdikleri bir şey yok. Hiçbir zaman da bir şey getirmeyecekler, bunu bilin. Çünkü biz, birileri gibi köken, mezhep ayrımcılığı değil, eser ve hizmet siyaseti yapıyoruz. Çünkü biz, birileri gibi evlatlarımızı PKK veya FETÖ terör örgütlerine, LGBT denilen sapkınlara teslim etmenin hesabını değil, aile yapımızı güçlendirmenin siyasetini yapıyoruz. Kardeşlerim; CHP LGBT’ci mi? İYİ Parti LGBT’ci mi? HDP LGBT’ci mi? O, yanlarında yavrucuklar var. Onlar da ‘Biz LGBT’ci değiliz’ diyebiliyorlar mı? Fakat AK Parti’nin kitabında LGBT yok, MHP’de yok. Cumhur İttifakı’nda asla böyle bir şey yok.
“İKTİDARDA OLDUĞUMUZ SÜRECE, BENİM O 51 KÜRT KARDEŞİMİN CANINA KIYANLARA BİZ ‘CEZAEVİNDEN ÇIK’ DEMEYİZ”
Şu gördüğünüz Selo, benim Kürt kardeşlerimin, 51 Kürt kardeşimin Diyarbakır’da ölümüne neden oldu. Şimdi ne diyor bay bay Kemal? ‘Gelince onu çıkartacağız’ diyor. Kardeşlerim; bu iş, Türk-Kürt meselesi değil. Alevi-Sünni meselesi değil. İnsanlık meselesi, insanlık. Ancak biz iktidarda olduğumuz sürece adalet yerini bulacaktır. Biz iktidarda olduğumuz sürece, benim o 51 Kürt kardeşimin canına kıyanlara biz ‘Cezaevinden çık’ demeyiz. Hepsi hesabınıödeyecek.
Bu masa, hani yürümeye yeni başlayan çocukların kullandığıörümcek var ya işte ona benziyor. Herhangi bir istikameti, rotası olmadığı için, ne tarafa iterseniz o tarafa gidiyor. Direksiyonda Kılıçdaroğlu gözüküyor ama öyle değil. Onun görevi sadece mutfakta video çekmek, sahnede kalp yapmak, sağa sola gülücük dağıtmak. Masanın etrafındakilerden hangisi sabah erken kalkıp ayaklanırsa örümcek o tarafa doğru yöneliyor. Sonra masanın bir başka ortağı sesini yükseltiyor. Bu defa istikamet oraya dönüyor. Ardından bir başka ortak gürlüyor. Hop, bu defa da ayaklar o tarafa çekiyor. Hani ‘Baş demirsiz, meydan ıssız’ diye bir söz var ya işte tam da öyle bir durum var. İpin ucu başkalarının elinde olunca, bunlar kendilerine tanınan hareket alanında sürekli bir tarafa savruluyor.
Masada ne yaptığını bilenler de yok değil. Mesela bölücü örgütün elebaşları ve onların siyasi uzantıları. Hatırlayınız, çözüm sürecinde her türlü riski alarak ülkemizin 40 yıllık terör sorununu bitirmek istediğimizde uzattığımız eli ısıran bunlar değil miydi? Suriye’deki iç karışıklıklar sırasında provokasyonlarla sokaklarda benim Kürt kardeşlerimin kanlarını oluk oluk akıtan bunlar değil miydi? Bugün de ülkemizi Suriyelileştirmek için can atan bunlar değil mi? Soruyorum size, tüm bu ihanetlerin neresinde Van var? Tüm bu acıların neresinde benim Kürt kardeşlerim var? Tüm bu istismarların neresinde ülkenin ve milletin menfaati var? Bu ülkenin 85 milyon vatandaşının her biri tarihinin en güvenli, huzurlu, rahat, müreffeh dönemini yaşarken Türkiye'yi yeniden eski karanlık günlerine döndürmenin kime, ne faydası var?
“ÇANAKKALE’DE KAHVEHANE BASIP ADAM DÖVEREK, YURT DIŞINDA OY KULLANMAYA GİDEN VATANDAŞLARIMIZA SALDIRARAK ASIL NİYETLERİNİ HEMEN GÖSTERDİLER”
Size bir faydası yok, milletimize bir faydası yok, ülkemize bir faydası yok. Ama birileri kandan, kavgadan, kaostan, cehalet ve sefaletten beslendiği için onların bu tabloya çok ihtiyacı var. Daha geçen gün Çanakkale’de kahvehane basıp adam döverek, yurt dışında oy kullanmaya giden vatandaşlarımıza saldırarak asıl niyetlerini hemen gösterdiler. Masanın bir diğer bilinçli ve ortada pek gözükmeyen FETÖ de ne yaptığınıçok iyi biliyor.
14 Mayıs’ta, işte bu iki tablodan hangisini istediğinize karar vereceksiniz. Tercihinizi, Türkiye’nin güven, huzur, refah içinde güçlü bir şekilde yoluna devam etmesini isteyen bizimle yeniden koalisyon, kavga, baskı, zulüm peşinde koşanlar arasında yapacaksınız. Van’ın tercihinin Türkiye Yüzyılı olacağından yana hiçbir şüphem yok.
“YA KÖPRÜ YENİR Mİ? HAVALİMANI YENİR Mİ? AMA BİZ ONLARI BAY BAY KEMAL’E BIRAKIYORUZ, AFİYET OLSUN”
Şu anda 50 bin Vanlı kardeşim alanda. Yol boyunca gelenler hariç. Bu bir şeyi gösteriyor. Demek ki 9 gün sonra sandıkları benim Vanlı kardeşlerim patlatacak. İşte bu başarılar birilerinin kâbusu oldu. Okul yaparız, üniversite açarız, ‘Eğitimi ayağa düşürdünüz’ derler. Hastane yaparız, kaliteli sağlık hizmeti veririz, Covid salgını gibi bir krizin üstesinden geliriz, ‘Milleti hasta ettiniz’ derler. Yol yaparız; köprü, tünel, havalimanı, hızlı tren hattı yaparız, ‘Millet bunları mı yiyecek’ derler. Ya köprü yenir mi? Havalimanı yenir mi? Ama biz onları bay bay Kemal’e bırakıyoruz, afiyet olsun.
Uçak yaparız, helikopter yaparız, yüksek teknoloji ürünü nice projeyi gerçekleştiririz, ‘Ne gerek vardı’ derler. Konut yaparız, baraj yaparız, sulama tesisi yaparız, her birine takmadık kulp bırakmazlar. İstihdamda, üretimde, ihracatta rekorlar kırarız, sevinecekleri yerde karalamaya çalışırlar. Sosyal yardımlarla devletimizi kimsesizlerin kimsesi hâline getirdik, yardım alan insanları‘Makarnacı, kömürcü’ diye aşağılarlar. Dış politikada onurlu bir duruşla ülkemize güç, milletimize gurur kazandırırız, gidip bizi yabancılara şikayet ederler. Şayet 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı hayalimize sahip çıkmazsak daha onlarca, yüzlerce örneğini verebileceğimiz işte bu zihniyet, ülkenin tepesine bir kara bulut gibi çökecek. Sanmayın ki afaki bir tablodan söz ediyorum. Türkiye, bizden önceki 70 yıl boyunca bunların hepsini de bu CHP ile yaşadı. Tabii geçmişleri bu olduğu hâlde bugün başka şeyler söylüyorlar. Her seçim dönemi olduğu gibi 14 Mayıs öncesi de değer istismarcıları, vaat bohçacıları, kıyafetsiz muhterisler ortalığı dumana katıyorlar. Aman Allah’ım, atıyorlar, tutuyorlar, kırıyorlar, kapatıyorlar, tehdit ediyorlar. Dillerinin ucuna ne gelirse söylüyorlar.
“İSTANBUL’U İSTANBUL, BU KARDEŞİNİZ YAPTI”
Son mahalli seçimlerde, ekmekten süte, sudan ulaşıma, internetten traktöre her şeyi bedava yapacaklarının üzerine namus sözü vermişlerdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı buraya geldi mi? Geldi değil mi? Burada da atıp tuttu mu? İstanbul'a uğradığı yok. O, bol bol nereye gidiyor biliyor musunuz? Bodrum'a. Bodrum, Bodrum. İstanbul’u sel alıyor, ‘Nerede?’ diye sorulduğunda, Bodrum’da. Tam tersine bunlar, milletimizi canından bezdirdiler. Ben, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı CHP’den almıştım. İstanbul susuzdu. Çöp, çukur, çamur; İstanbul böyleydi. İstanbul’u İstanbul, bu kardeşiniz yaptı. Şimdi her şeyi bedava yapmayı bırakın, yeni projeler başlatmayı, teslim aldıkları yarım kalan işleri bile sürdüremediler. Çünkü bu ülkeye, bu millete, bu şehirlere hizmet etmek nasip meselesidir. Bunlar nasipsiz, bunlar tembel. İnanın bunların önüne beş keçi katsanız akşamına hepsini kaybedip gelecek kadar beceriksiz.
“ALLAH GÖSTERMESİN, ÜLKENİN BAŞINA GELSELER, YARIN ÖBÜR GÜN İŞÇİ, MEMUR, EMEKLİ AY SONUNDA MAAŞINI ALIP ALMAYACAĞINI BİLEMEYECEK”
Allah göstermesin, ülkenin başına gelseler, yarın öbür gün işçi, memur, emekli ay sonunda maaşını alıp almayacağını bilemeyecek. Geçmişte CHP, memurlar maaş alamadılar. Sanayici, tüccar, esnaf önünü göremeyecek, elindekinden olacak. Yeni bir şey yapamayacakları gibi bizim kendilerine bıraktıklarımıza da sahip çıkamayacaklar. Zaten bunlara verilen görev de bu. Karadeniz gazını vanasını kapatmak, Gabar petrolünün üzerine beton dökmek, TOGG’u rafa kaldırmak. Ya çıkmış utanmadan, sıkılmadan ne diyor biliyor musunuz? Hani S-400 vardı ya Amerika’nın ‘Kaldırın bunu’ dediği. Şimdi bu ne diyor? ‘S-400’leri biz depoya alacağız.’ Kim diyor bunu? Bay bay Kemal. Ya bay bay Kemal, en güçlü savunma silahını depolara kaldırılmasına asla bu millet müsaade etmeyecektir.
“BENİM VANLI KÜRT KARDEŞLERİMDEN LGBT’Cİ OLUR MU”
Biz, ülkemizi 81 vilayetiyle, kadınından gencinden tüm insanlarıyla geleceğe hazırlamanın peşindeyiz. Bunu da eserle, hizmetle, yatırımla yapacağız. Ülkemizi yeniden eski yokluk ve zulüm günlerine döndürmek isteyenlere bu meydanı bırakmayacağız. Şimdi bir şeye geliyorum. Teröründen LGBT’sine nice sinsi niyetle evlatlarımızın geleceğine gözlerini dikenlere fırsat vermeyeceğiz. Benim Vanlı Kürt kardeşlerimden LGBT’ci olur mu? Soruyorum, olur mu? Çünkü benim Vanlı Kürt kardeşim, ailenin kutsiyetine ne yapar, inanır. Bizde aile kutsaldır.”
Kaynak: ANKA Haber Ajansı