CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, yurttaşların demokratik hak ve özgürlüklerini ellerinden almak isteyenlere karşı demokrasi ve Cumhuriyet’e sonuna kadar sahip çıkacağını belirterek, “14 Mayıs, Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılında bir dönüm noktasıdır. Türkiye Baharı’nın başlangıcı, Bahar Bayramı’yla birlikte doğanın coşması gibi, ülkemizin dört bir yanında yüzü gülen, geleceğine umutla bakan milyonların oylarıyla tarihte yeni bir milat yazılacaktır. Sandıkların çiçek açmasıyla tüm dünya, Türkiye’de yeni bir dönemin ilanına tanık olacaktır” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu bugün yayınladı. Toprak, raporda şunları kaydetti:
“INCB RAPORUNDA TÜRKİYE’NİN BİRÇOK UYUŞTURUCUNUN KÜRESEL MERKEZ VE GEÇİŞ NOKTASI HALİNE GELDİĞİ VURGULANIYOR”
“Birleşmiş Milletler Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu (International Narcotic Control Board-INCB), 9 Mart’ta yayınladığı 2022 Raporu’nda; Türkiye’nin kokain, eroin, esrar, metamfetamin vb. birçok uyuşturucunun Ortadoğu ve Avrupa pazarlarına ulaştırılmasında küresel merkez ve geçiş noktası haline geldiği vurgulanıyor.
Ülkemizin dünya uyuşturucu ticaretinin ana aktörlerinden birisi olarak anılması, küresel uyuşturucu trafiğinin en önemli geçiş noktası haline geldiğinin Birleşmiş Milletler raporuyla tespit edilerek ve dünyaya duyurulmasında en büyük etken, iktidarın mücadeledeki yetersizliğidir.
“ASGARİÜCRETLİ 4 KİŞİLİK BİR AİLENİN İFTAR SOFRASINDA RAMAZAN PİDESİ ERİŞİLMEZ OLACAK”
Geçen yıl 250 gramlık ramazan pidesi 5 TL iken bu yıl yaklaşan ramazan öncesi açıklanan pide fiyatı 10 TL. Resmi enflasyonun yüzde 55’e gerilediğini iddia eden iktidarın bu söylemine karşılık pideye yapılan yüzde 100 zam, temel gıdası ekmek olan milyonların açlıkla test edilmesidir. Asgari ücretli 4 kişilik bir ailenin iftar sofrasında ramazan pidesi erişilmez olacak.
Deprem bölgesinde durumun çok daha vahim olduğu, yardımların yavaşlamaya başladığı, çadır sorununun hâlâ çözülemediği, başta su olmak üzere temel ihtiyaçların karşılanmasında ciddi sıkıntıların yaşandığı, bizzat sahada, ziyaretlerdeki gözlem ve tespitlerimiz. 6 Şubat’tan bu yana geçen yaklaşık 1,5 ayda, en temel sorunların çözümündeki yetersizlik ve organizasyonsuzluklar devam ediyor. İktidarın en başta halkın temel gıdaya makul fiyatlarla erişimini sağlamak için acil önlemler alması elzem hale gelmiştir.
“14 MAYIS, CUMHURİYET’İMİZİN İKİNCİ YÜZYILINDA BİR DÖNÜM NOKTASIDIR”
14 Mayıs, Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılında bir dönüm noktasıdır. Türkiye Baharı’nın başlangıcı, Bahar Bayramı’yla birlikte doğanın coşması gibi, ülkemizin dört bir yanında yüzü gülen, geleceğine umutla bakan milyonların oylarıyla tarihte yeni bir milat yazılacaktır. Sandıkların çiçek açmasıyla tüm dünya, Türkiye’de yeni bir dönemin ilanına tanık olacaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde anayasayı değiştirerek tek adam ve parti devletine son verip Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçişin, aydınlığa çıkışın, demokrasi ve özgürlük yolunu açmanın gerektirdiği sayısal çoğunluk Millet İttifakı’nın olacaktır. Yurttaşlarımız, ikinci yüzyılına giren Cumhuriyet’imizin kendilerine sağladığı demokratik hak ve özgürlükleri ellerinden almak isteyenlere karşı demokrasi ve Cumhuriyet’e sonuna kadar sahip çıkacağını tüm dünyaya ilan edecektir.
“TÜRKİYE, 195 ÜLKE ARASINDA ‘ÖZGÜR OLMAYAN ÜLKELER’ KATEGORİSİNDE YER ALDI”
Uluslararası demokrasi, özgürlük, insan hakları kuruluşu Freedom House’un ‘Dünyada Özgürlük 2023’ raporunda Türkiye, 195 ülke arasında ‘Özgür Olmayan Ülkeler’ kategorisinde yer aldı. Libya, Nikaragua, Güney Sudan, Tanzanya’dan sonra dünyada özgürlüklerin en çok gerilediği beşinci ülke Türkiye. 2018’e kadar ‘Kısmen Özgür Ülkeler’ kategorisindeki Türkiye, demokrasi liginin en alt sıralarına geriledi.
Ülkemizin yaşadığı ağır deprem yıkımı ve insani felakette bile hemen Olağanüstü Hal (OHAL) ilan ederek deprem bölgesindeki gerçekleri gizleme, insanların sesini duyurmasını engelleme çabasına girişen iktidar; gazetecilere, sosyal medya paylaşımlarına yasak ve gözaltılar, internet kısıtlaması, bant daraltmasıyla baskı ve sansür zihniyetini bir kez daha gösterdi.
“ŞUBAT 2023 İŞSİZLİK RAKAMLARI AÇIKLANDIĞINDA, İŞSİZ SAYISINDA OLDUKÇA RADİKAL BİR YÜKSELİŞE TANIK OLACAĞIZ”
İşsizlik, yüzde 9,7 ile yeniden tek haneli rakamlara indi. İşsiz sayısı, bir önceki aya göre 166 bin kişi azaldı. Buna karşılık âtıl işgücü olarak nitelendirilen geniş tanımlı işsizlik, artış göstererek yüzde 22’ye yükseldi. 15-24 yaş arası genç işsizler de yüzde 20’yi aştı.
Cumhurbaşkanı kararıyla işten çıkartma yasağı getirilmesine, kısa çalışma ödeneği, günlük destek ödemesi vb. kararlar alınmasına karşılık pek çok işletme, çalışanlarını kaybettiği, personeli göç ettiği için faaliyete geçemiyor. İşten çıkartma yasağı ise ‘ücretsiz izin’ yöntemiyle deliniyor. Şubat 2023 işsizlik rakamları açıklandığında, bu tablonun sonucu olarak işsizlik oranı ve işsiz sayısında oldukça radikal bir yükselişe tanık olacağız.
“HER ŞEYİNİ KAYBEDEN DEPREMZEDELERİN DAHA YÜKSEK FAİZ BORCU ALTINA SOKULMASI KABUL EDİLEMEZ”
Kamu bankaları tarafından depremzedelere yönelik olarak başlatılan ‘düşük faizli özel ihtiyaç kredisi’ kampanyasında düşük faiz vaadi, 72 saatte yüzde 60 artırıldı. Yüzde 0,99 olarak açıklanan faiz oranı, üç günde yüzde 1,59’a yükseltildi. Böylece yıllık faiz, yüzde 11’den yüzde 20’ye çıkartıldı. Her şeyini kaybeden depremzedelerin daha yüksek faiz borcu altına sokulması kabul edilemez.
Ziraat, Halk, Vakıfbank, kuruluş amaçları doğrultusunda kaynaklarınıçiftçiye, esnafa, krediye erişemeyen dar gelirliye kullandırması gerekirken tam aksine iktidar müteahhitlerine, yakınlarına, iktidar medyasına akıtıyor. Şimdi de ulusça büyük bir felaket yaşarken, acıları-yaraları sarmaya çabalarken çaresizlikten fırsat devşirip, üç gün önce ilan ettikleri faizi üç gün sonra iki katına çıkartıyor. Bu yanlıştan dönülmeli; devletin, Hazine’nin, halkın parasını kullanan kamu bankaları, halkın ve depremzedelerin yanında olmalıdır.
“TÜM BU ADIMLAR, İKTİDARA SEÇİM AMAÇLI PARASAL-FİNANSAL DIŞ DESTEKLERİN GÖSTERGESİDİR”
Suudi Arabistan Kalkınma Fonu’nun Merkez Bankası’na (MB) 5 milyar dolarlık ‘mevduat’ yatırmasına ilişkin anlaşma geçen hafta imzalandı. Normalleşme sonrası Cemal Kaşıkçı dosyasının kapatılmasının ardından yatırılan Suudi mevduatını, Kaşıkçı davasından feragat bedeli olarak görmek mümkün. Azerbaycan Devlet Petrol Fonu (SOFAZ), MB nezdindeki 1 milyar euroluk mevduat hesabının vadesini uzattı.
Rusya’nın Akkuyu Nükleer Güç Santrali (ANGS) için kullanılacak 15 milyar dolarlık yatırım tutarının 5 milyar dolarını erken göndermesi yanında, Azerbaycan Devlet Başkanıİlham Aliyev de iktidara örtülü seçim desteğini SOFAZ üzerinden devreye koydu. SOFAZ’ın Suudiler gibi MB nezdinde depo hesabında tuttuğu 1 milyar euro tutarındaki mevduatın vadesi de kısa süre önce yeniden uzatıldı. Tüm bu adımlar, iktidara seçim amaçlı parasal-finansal dış desteklerin göstergesidir.
“DESTEĞİN 70 İLDE AYNİ, DEPREM BÖLGESİNDEKİ 11 İLDE İSE NAKDİ OLARAK ÖDENMESİ, MAĞDURİYETLERİ ZİRVEYE ÇIKARTTI”
Gübre ve mazot desteği ödemeleriyle ilgili uygulamada tam bir kaos ve kargaşa yaşanırken desteğin 70 ilde ayni, deprem bölgesindeki 11 ilde ise nakdi olarak ödenmesi, mağduriyetleri zirveye çıkarttı. Deprem bölgesindeki üreticilerin hesaplarına yatırılan nakit ödemeler elektrik şirketleri tarafından bloke edilerek elektrik faturalarına kesilirken sulama bedelleri için de hesaplara bloke konulmasıyla depremzede çiftçi ve üretici, daha ağır mağduriyetler yaşıyor.
Oysa bakanlık, bu ödemelerin bloke edilemeyeceğini, hiçbir kesinti yapılamayacağını duyursa, Ziraat Bankası’nı uyarsa milyonlarca çiftçi, üretici bir yıldır bekledikleri bu destek ödemesini tam olarak alabilecekti. Bu da deprem bölgesi başta olmak üzere ülke genelinde milyonlarca üreticiyi mağdur eden ‘öngörüsüz ve basiretsiz yönetimin’ bir başka sonucudur.
“ESAD’IN ISRARI VE İRAN’IN DEVREYE GİRMESİYLE MÜZAKERELER ‘DÖRTLÜ FORMATA’ DÖNÜŞTÜ”
Rusya’nın aracılığıyla Türkiye-Suriye arasında başlatılan normalleşme müzakerelerinde Dışişleri Bakan Yardımcılarının bir araya gelmesi beklenirken Esad’ın ısrarı ve İran’ın devreye girmesiyle müzakereler ‘dörtlü formata’ dönüştü ve müzakerelerde İran’ın da yer alacağı açıklandı. Geçen hafta Ankara’ya gelen İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan’ın ‘İransız Suriye masası kurulamayacağı’ mesajını Türkiye’ye ilettiği, Rusya ve Şam yönetiminin iktidarı ikna ettiği anlaşılıyor.
Gelinen aşamada, ‘normalleşme masasında’ İran’ın Suriye’nin yanında yer alacağını, iktidarın Rusya-İran-Şam yönetimi tarafından bu konuda ‘ikna edildiğini’, ancak ABD’nin bundan hoşnut olmayacağınıöngörebiliriz.
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİN, ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ VE TÜRKİYE’NİN IRAK-SURİYE POLİTİKALARI AÇISINDAN YENİ GELİŞMELERE SAHNE OLMASINI BEKLEYEBİLİRİZ”
ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley'in Suriye’de PYD-YPG-SDG kontrolündeki bölgedeki ABD askerlerini ziyareti ve ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin'in bölge ülkelerini kapsayan Ortadoğu turundaki temasları ve açıklamaları, ABD’nin bölgede yeni hamlelere hazırlandığını gösteriyor.
Her iki ziyareti, aynı zamanda Suriye ve Irak ile sınır komşusu olan, askeri ve güvenlik sorunları bulunan, Suriye ile normalleşme çabasına girişen Türkiye açısından da değerlendirmek gerek. ABD’nin Suriye ve Irak’ta asker bulundurmaya devam etme kararı, Irak’ta PKK, Suriye’de PYD-YPG-SDG’ye desteğinin süreceğini gösteriyor. Önümüzdeki dönemin, ABD-Türkiye ilişkileri ve Türkiye’nin Irak-Suriye politikaları açısından yeni gelişmelere sahne olmasını bekleyebiliriz.”
Kaynak: ANKA Haber Ajansı