Nedeni bir türlü anlaşılamayan ve milyonlarca masumun ölümü ile sonuçlanan Irak savaşının ardından Ortadoğu'da kan ile imza atan markalar sürekli değişti.
Irak savaşının en önemli nedenlerinden biri olan El Kaide'nin lideri öldürüldü ama masum kanı dökülme eylemleri bitmedi. El Kaide'nin döktüğü Hristiyan kanının yerini, bir anda ortaya çıkan IŞİD adlı bir örgüt, Müslüman kanı dökmeye devşirdi.Sonuç; masum insan kanı hala dökülüyor. Ama Emperyalist ülke liderleri bu vahşeti kendi halklarını, " Bizim kanımız değil" diyerek avutuyor.
Amerika bu örgütün akıllara zarar vahşetini uzun süre izledikten sonra, sessizliğini bozup IŞİD'e karşı tavır alıyormuş pozlarına büründü. Başta İngiltere olmak üzere her zaman ABD yandaşı olan destekçileri ise vahşete karşı aynı pozisyonda tavır almakla yetindiler. ABD'nin pasif duruşunu kendi gazetecilerinin kafalarının kesilmesi bile değiştirmeye yetmedi.
Müslümanların birbirini katlediyor olması görüntüsü vermek, keyfi, sihirli bir gösteriden başka bir şey değil Amerika ve destekçilerinin kandırdıkları halkları için. IŞİD'in arada sırada Müslüman kafaları kesmeyi bırakıp, Amerikalı Gazetecilere yönelmesi, "bir proje mi?" sorusu olarak, Emperyalist dünyanın dışında kalan barış sever halkların zihinlerini mesgul ediyor.
ABD kendi yurttaşlarının kafa kesilmesi görüntülerine o denli kayıtsız görünüyor ki, liderleri işbirlikçi sömürülen ülke halkları bile durumdan kuşku duyuyor. İşte ABD'nin en yetkili sözcüsünün ABD'li gazetecinin kafa kesilmesi olayına karşı yaptığı açıklama.
GÖRÜNTÜLER İLE İLGİLİ TUHAF AÇIKLAMA
ABD, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütü tarafından Suriye'de rehin alınan ABD'li serbest gazeteci Steven Sotloff'un infazına ilişkin olduğu iddia edilen bir görüntüyle ilgili ilk açıklamasını yaptı.
Suriye'nin kuzeyinde iç savaşı haberleştirirken geçen yıl IŞİD militanları tarafından rehin alınan ABD'li serbest gazeteci Sotloff'un öldürüldüğü iddia edildi.
"ORİJİNALLİĞİ TEYİT EDİLEMEZ" AÇIKLAMASI
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada ise, gazetecinin infazını gösterdiği iddia edilen videonun orijinalliğinin teyit edilemeyeceği bildirildi.
31 yaşındaki Floridalı gazetecinin geçen yıl Ağustos ayında IŞİD militanları tarafından rehin alındığı belirtilmişti.
IŞİD tarafından daha önce yayınlanan videoda Sotloff'un kaderinin Başkan Obama'nın elinde olduğu kaydedilerek, IŞİD'e yönelik ABD operasyonlarının durmaması halinde gazetecinin öldürüleceği uyarısı yapılmıştı
IŞİD AMERİKAN PROJESİ
El Kaide bağlantılı kanlı ve karanlık terör örgütü, Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) Irak'ın Sünni bölgelerini ele geçirerek ülkeyi fiilen üçe parçalamasına sert tepki gösteren ABD'nin giderek sessizliğe gömülmesi kafaları karıştırırken, parçalama fikrinin yeni olmadığı ortaya çıktı.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın ta 2003'te Irak'ın üçe parçalanmasından söz ettiği belirlendi. İsrail'in Kürtlerin bağımsızlığını desteklemesinin de sürpriz olmadığı, parçalamanın altında Kerkük ve Kerkük petrollerinin bulunduğu bildirildi. Türkmenler, AKP Hükümeti'ni, kendilerini ve Kerkük petrolünü satmakla suçladı.
AKP ve Erdoğan'ın bu projede vazgeçilmez rolü ne olabilirdi? O konuya geleceğiz.
BBC BEYAZ SARAY İLE AYNI İFADELERİ KULLANDI
Ünlü İngiliz Yayın Kuruluşu BBC ise her zaman olduğu gibi konuya, Amerikan tarafına uyar bir mesafe ile yaklaştı. Haberi veriş biçiminin Beyaz Saray Açıklamasından hiç bir farkı yoktu. İşte BBC'den olayın haberi;
"Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü, rehin tuttuğu Amerikalı gazeteci Steven Sotloff'ın 'başının kesilmesi görüntülerini' yayımladı. Videonun gerçekliği henüz teyit edilmedi.
Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest bu yöndeki haberlerin araştırılmakta olduğunu açıkladı.
Earnest, videounun gerçekliği konusunda ihtiyatlı olunmasını istedi.
Sözcü, "Videonun ya da bu yöndeki haberlerin gerçekliğini doğrulayacak durumda değiliz. Eğer yayımlanmış bir video varsa, Amerikan hükümeti tarafından dikkatlice incelenecek, istihbarat yetkililerimiz bunun doğru olup olmadığını belirleyecek" dedi.
Sotloff Ağustos 2013'te Suriye'nin kuzeyindeli Halep yakınlarında kaçırılmıştı. Sotloff geçen ay IŞİD'in Amerikalı gazeteci James Foley'nin başını kesme videosunda görülmüştü."
TÜRK KONSOLOSLUK REHİNELERİ KONUSUNDA DIŞ İŞLERİ DE AYNI DURUŞTA
Öte yandan, Türkiye Musul Başkonsolsluğu çalışanlarından oluşan yüze yakın personel, aylardır IŞİD tarafından akibeti belirsiz bir rehin alma eyleminin kurbanı durumunda. Başta Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan ve onun seçtiği eski Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bu rehin alınma rezaletinden hiç bir şekilde bahsetmezken, konuya ilşkin haberler yapan medya organlarını tehdit etmekten geri kalmadılar. Bu duruşun, kendi vatandaşının kafasının kesilmesi görüntülerine "Gerçek değildir, sahtedir" diyen Amerikan yönetimi ile aynı olması ibretlik bir sonuç değildir de nedir?
IŞİD ABD PROJESİ TÜRKİYE DESTEKÇİSİ Mİ?
Amerika ve Türkiye'nin IŞİD konusunda birbirlerinin aynısı tepki vermesi tüm dünyada kuşku ile karşılanmaya başlandı. Avrupa ülkelerinin IŞİD'in vahşi eylemlerine karşın dozu giderek artan bir şekilde Türk yönetimini ve Erdoğan'ı suçlar açıklamalarına karşın, Amerika'nın sessizliğinin altında "proje ortaklığından başka" ne olabilir.
IŞİD, Ortadoğu'da bir amerikan projesi olduğu artık gizlenmeyen bir "Birleşik Kürt" devleti kurulması satrancının gizli bir hamlesi olabilir mi? Ya da tüm dünyada, yarattığı skandallar yüzünden itibarı sıfırlanmış AKP liderinin bu projede ki rolü ile aklanma, paklanma sihiri nereye gidecek?
IŞİD BİTER YERİNE KÜRT DEVLETİ ÇIKARSA?
Amerika ve yakın müttefiki Erdoğan'ın liderliği sonucunda, önce Ortadoğu'da Barzani Kürdistanı, ardından Türkiye ve Suriye'de Özerk bir Kürdistan girişimi hayata geçerse, olup bitene bir Amerikan Projesi diyebileceğiz. AKP lideri Erdoğan'a da bu projenin yıllar önceden tasarlanmış "Eş Başkanı"
Eğer bu teori doğru ise "Amerika'nın bu teoride menfati ne?" sorusuna da yanıt vermeliyiz. Erdoğan'ın tek menfatinin, tehlikede olan siyasi varlığının tek çaresi koltuk olduğu tartışılmayacağı gerçek ama Amerika bu projenin hangi kaymak tarafında.
Yanıtını kestirmek zor değil. Ortadoğuya önce Semitizmin, ardından bağlantılı olarak Hristiyanlığın semboli olarak "Vaad edilmiş toprakların" gerçekliğini kanıtlama derdi olan batı uygarlığının "iç çekinitisi" derdini ortadan kaldırmak, ikincil olarakta gelişmekte olan İslam'ın potansiyel tehditlerinden korunmak olabilir mi? Hemde bu projeye kendi "bekasını koruma" derdinde olan değişmez bir müttefik bulmuşken.
Yani petrol falan hava gazı.
https://twitter.com/CumaHikmet