Getirilmek istenen Başkanlık sistemiyle ilgili yapılan anayasa düzenlemesinde şimdiye dek en az konuşulan, hatta hiç konuşulmayan bir konu “Başkanın bütçe yapma yetkisidir…”
Aslında son derece hayati bire önem taşıyan bu konuyu gelin biraz irdeleyelim.
Bütçe hakkı, devletin nerelere, ne kadar harcama yapacağını ve bu harcamalar için halka ne gibi yükümlülükler yükleneceğini, “sosyal sınıf ve tabakaların gayrisafi milli hâsıladan ne kadar pay alacağının” belirlenmesidir.
Demokratik rejimlerde bu hak halkındır.
Halkın bütçe hakkının olduğunu dünyada ilk ortaya koyan belge Magna Carta’dır.
Farklı bir ifade ile söyleyecek olursak;
Paranın patronu devlettir.
Devlet; yaptığı bütçe ile işadamından işçisine, köylüsünden memuruna, üreticisinden hizmetlisine kadar sosyal sınıflara bir yıl içinde yaptığı bütçe ile pay dağıtır.
Kapitalist sistemlerde bu paylaştırma her zaman çalışan ve emeği ile geçinen sınıfların aleyhine olmuş, bütçeden aslan payını her zaman sermaye sınıfları, holdingler ve bankalar almıştır.
İşte sınıflar arası çatışma ve uzlaşmaz çelişki denilen olay da bütçeden daha fazla pay alma talebinden ileri gelmektedir…
Bu talebin gerçekleşme oranı, emekçi sınıfların örgütlülüğü ile orantılıdır.
Demokrasi dediğimiz olayda bu taleplerin mücadelesi ile gelişmiştir zaten…
İşte bu nedenle sermayeden yana olan iktidarlar, hep emekçi sınıfların sendikal ve siyasi örgütlenmesini engellemişler, bir araya gelmelerini önlemeye çalışmışlardır.
Tabii olay sadece emekçilerle sermaye arasındaki bütçeden daha fazla pay alma mücadelesi değildir.
Bu mücadele aynı zamanda “sermayenin çeşitli grupları arasındaki amansız mücadeleyi de kapsamaktadır.”
Özetle şöyle denebilir; hangi sermaye grubu siyasi iktidara yakınsa o sermaye grupları bütçeden daha fazla pay alacaktır/almaktadır…
“İşte devlet bütçesini yapmayı TBMM’den alıp başkana vermenin temel amacı da budur.”
Getirilmek istenen sisteme göre; Başkan bütçeyi yapacak, TBMM’ye gönderecektir.
TBMM kabul ederse ne ala, uygulanacaktır…
Ancak TBMM, Başkanın gönderdiği bütçeyi onaylamazsa
“Başkan, bir önceki yılın bütçesine enflasyon oranı kadar artış yapıp uygulayacaktır.”
Oysa mevcut parlamenter sisteme göre;
Hükümet, bütçeyi yapar TBMM’ye gönderir.
“TBMM’de onaylanırsa uygulamaya girer, onaylanmazsa bu güvensizlik oyu olarak kabul edilir ve hükümet düşer.”
Kısacası; getirilmek istenen sistemde Başkan “ arkadaş, paranın tam patronu benim, istediğime istediği kadar para veririm. Kimse buna karışamaz...” demektedir.
Ve bütçenin dağıtımı, sosyal sınıfların alacağı payların ne olacağı konusunda milli iradenin yüzde yüzünü temsil eden TBMM’nin hiçbir yetkisi yoktur…”
Şimdi sormak isterim; bu sistemle TBMM daha güçlendiriliyor diyenlerin acaba yüzü kızarıyor mu?