CUMHURİYET KENDİSİNİ SAVUNAMADI (MI)?

Kaya Çetin

Cumhuriyet denildiğinde akla ilk gelenler antiemperyalizmdir, bağımsızlıktır, laikliktir, hukuk devletidir, sosyal devlettir…

Bunlar bizim mayamızdır, biz bunlarla büyüdük, şekillendik. Gelin görün ki, bize bırakılanları koruyup geliştirdiğimizi söyleyebilecek durumda değiliz. Dahası, belki de bir bedel ödemediğimiz için herşeyi mirasyediler gibi harcadık.

Kendi komşularına ve din kardeşlerine karşı ABD ile işbirliği yapan bir ülkenin antiemperyalist olduğu savunulabilir mi?

Sanayisinden yeraltı kaynaklarına, limanlarından iletişim sistemine ve bankalarına kadar nesi var nesi yoksa küresel sermayeye teslim eden bir ülkenin bağımsızlığından söz edilebilir mi?

Yüzlerce dinsel inançtan yalnızca birisi için on büyük bakanlığın bütçelerinden daha fazla pay ayıran ve diğer inançları yok sayan bir topluma laik denilebilir mi?

Yasa koyucunun, kendi yaptığı yasaya bile uymadığı, bütün erklerin kaba ve hoyratça tek elde toplandığı bir yönetime hukuk devleti denilebilir mi?

Sağlık, eğitim ve güvenlik gibi temel hakların varsıllara özgülendiği bir ülkeye sosyal devlet denilebilir mi?

90 yıllık birikimden geriye ne kaldı?

Cumhuriyet’in kazanımlarına el konulurken Cumhuriyetin savunucuları (artık gençlik midir, öğretmenler midir, ordu mudur, bilim insanları mıdır, hukukçular mıdır, Cumhuriyet’in partisi midir; her kimse) ortalıkta gözükme fırsatı bulamadılar. Çünkü o sırada önlerine konulan imam hatip gibi, türban gibi, içki yasağı gibi konularla ilgili olarak birbirleriyle mücadele halindeydiler.

Şimdi, 100. yılın eşiğindeyiz.

Ve karanlığın en koyu dönemini yaşıyoruz ki şafak yakındır.

Cumhuriyet düşmanları tası tarağı toplayıp çekildiğinde, yitirdiklerimizi bize kim geri verecek?