CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, TBMM Genel Kurulu’nda çocuk istismarı ile ilgili araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin görüşmeler sırasında; “Çocuk yaşta evlilikler, hani şu bir gece yarısı tek bir erkeğin kararıyla kaldırdığını söylediği, Meclis tarafından 6251 sayıyla onaylanan hala yetkide ve usulde paralellik gereği Meclis’çe feshedilmesi gerekmesine karşın Danıştay’ın da hukuksuzca yürürlükten kalktığını onayladığıİstanbul Sözleşmesi sadece kadınları değil aslında çocukları da koruyordu” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı kurucularından Yusuf Ziya Gümüşel’in kızını 6 yaşındayken Kadir İstekli ile evlendirdiğinin yıllar sonra ortaya çıkmasının ardından, her türlü çocuk istismarının engellenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verilen araştırma önergesi görüşüldü.
CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, önergeye ilişkin aldığı sözde şunları söyledi:
“Çocuk yoksulluğu, Eğitim hakkı ihlal edilen çocuklar, onda 8'i kayıtsız 2 milyonu bulan elverişsiz koşullarda çalışan çocuk işçiler, iş cinayetlerinde yitirdiğimiz çocuklar, mevsimlik işçilerin çocuklarının eğitim, güvenlik, barınmada yaşadığı hak ihlalleri, son on yılda yüzde 100 artışla başlama yaşı 12 yaşa düşen madde bağımlılığı ve suça karışma oranları ile çocukların o kadar çok hakkı ihlal ediliyor ki.
"CİNSEL İSTİSMAR VAKALARININ YÜZDE 400 ARTMASI DÜŞÜNDÜRÜCÜ"
Güç ilişkisi sonucu yetişkinlerin çocuklara uyguladığı fiziki, ekonomik, psikolojik istismar geniş bir alanı kapsasa da en görünen ve ağır olanı cinsel istismardır. Türkiye'de son on beş yılda çocuğa yönelik cinsel istismar vakalarının yaklaşık yüzde 400 oranında artması ve bu konuda dünya 3'üncüsü olması son derece düşündürücüdür.
2010 yılında onayladığımız Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömür ve İstismarına Karşı Korunması adıyla Lanzarotte Sözleşmesinin gereklerini ne yazık ki gereği gibi yerine getiremiyoruz. Birleşmiş Milletler Raporlarında erken yaşta evliliklerde Türkiye 202 ülke arasında 87’nci sırada, Avrupa’da ise 1’inci sırada yer almaktadır. TÜİK istatistiklerinde 2020 yılında 16-17 yaş kız çocuklarının yüzde 88’i kendilerinden 4 ila 33 yaş büyük erkeklerle evlendirilmekte olup; resmi olmayan çocuk evlilikleri dikkate alındığında bu sayıların ürkütücü olduğu anlaşılmaktadır. Hukuken Çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler, Türkiye’nin de taraf olduğu Kadınlara Karşı Her Tür Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi’ne (CEDAW) de aykırıdır.
"SÖZLEŞME ÇOCUKLARI DA KORUYORDU"
Çocuk yaşta evlilikler, hani şu bir gece yarısı tek bir erkeğin kararıyla kaldırdığını söylediği, Meclis tarafından 6251 sayıyla onaylanan hala yetkide ve usulde paralellik gereği meclisçe feshedilmesi gerekmesine karşın Danıştay’ın da hukuksuzca yürürlükten kalktığını onayladığıİstanbul sözleşmesi sadece kadınları değil aslında çocukları da koruyordu. İstanbul Sözleşmesi’nin 36/2 Maddesi gereği, göre evlilik rızayla olmalı ve bu rıza ‘tam rıza’ olmalıdır diyordu. Dolayısıyla, Türk Ceza Kanun’u, Çocuk Koruma Kanunu ve iç hukuk açısından bağlayıcı olan uluslararası sözleşmeler gereği, Türk Medeni Kanun’da yer alan küçükler ile ilgili düzenlemelerin, çocuk yaşta evlilik olarak tanımlanabileceği çok açık ve nettir. Zira, literatürde de çocuk yaşta evlilikler, 18 yaş altında, çocuğun fiziksel, fizyolojik ve psikolojik olarak evlilik ve çocuk sahibi olmak gibi sorumlulukları taşımaya hazır olmadan yapılan evlilik olarak tanımlanmaktadır.
Çocuk yaşta evlilikler, kız çocuklarına yönelik cinsiyet kalıp yargılarını pekiştiren, çocukluklarının ellerinden alınmasına akranlarından uzaklaşmalarına, eğitimlerine engel olan tam oluşmamış olan toplumsal kimliklerinde sorun yaşamalarına yol açan sağlıklarını tehlikeye atan, onlarışiddet ve yoksulluk riskine maruz bırakan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir yansıması olarak çocuk bakımı gibi sorumluluklarla yaşamları bir çeşit köleliğe dönüşebilmekte; sömürüye, her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik şiddete ve istismara, hatta, yoksulluğa açık hale gelmektedirler.”
Kaynak: ANKA Haber Ajansı