Bu yazıya başladığım şu anda Mahalli Seçimlere tam bir ay var. Vakit gece yarısına yakın, bitirdiğimde 29 gün, belki biraz gecikme olursa yayınlandığında veya CHP li bir yetkilinin dikkatini çekip, ola ki bir ilgi yarattığında 28 gün. Yani, secimlere bir ay, bir aydan kısa bir süre var. Birden seçim güvenliği aklıma düştü..
Birçok şey için yeterli, hatta uzun bir süre. Hele köklü bir parti için. Şimdi soru şu: Sandık güvene alındı mı?..
Cevap: Evet alındı. Sadece CHP değil bütün partiler ve sivil toplum örgütleri ve hatta en az dört milyon vatandaş sandığı gözleyecek. Bu dört milyon nereden çıktı, nereden biliyorsun derseniz, Babacığım ses kaydının sadece ilk gün tıklanma sayısı. Onun için en az dört milyon diyorum. Aslında bütün yurtsever vatandaşlar o gün sandık başından ayrılmayacak. Bunun dışında mükerrer ve çakma seçmen, mezardakinin oy kullanması ve boş oy pusulası ile sandığa gönderilen meczuplar için yapılabileçek çok fazla birşey yok. Hırsızlığın meşru sayıldığı bu günlerde bunları ister istemiz sineye çekeceğiz. CHP ve MHP bu konuda az da olsa bazı önlemler alabildi. Zaten araştırmalar bunların yüzdesinin çok seçim sonuçlarını pek de etkilemediğini gösteriyor. Ve bu seçimlere katılım çok yüksek olacak. Yıllardır yurt dışında yaşayan ve seçimler için gelmeyi bırakın, orada oy vermeye bile üşenen onlarca tanıdığım ve yakınım 30 Mart günü işini gücünü bırakıp bir günlüğüne oy vermek için Türkiye’ye geliyor. Uçak firmaları akıllı davranıp o günlere ek sefer koymalı.
Peki, ikinci soru: Bu yeterli mi? Evet, sandık güvencesi için olabildiği kadar yeterli. Ancaaak sonuçlar için yeterli mi?.. Aslaaa..
Çünkü, sandık güvenliği işin birinci aşaması. Asıl hiyle ve oynamanın bundan sonra sandık sonuçlarının ana merkeze elektronik olarak iletilmesi sırasında yapıldığı söyleniyor. Gene deniyor ki, bu ne hikmetse bir türlü kanıt haline gelemiyor ama, belirgin somut verileri var. Kimse inkâr etmesin. Pekii, buna bir önlem alınabilir mi? Evet bunun önlemi var. Biraz zahmetli ama, kesin. Daha önce de birçok kere yazdık: İşin püf noktası sandık delegelerinin organize edilmesi ve eğitilmesi. Ve seçim günü desteklenmesi, kontrol edilmesi.
Daha 28 gün var, yeterli uzun bir süre. Son kontroller yapılmalı. Bütün il ve ilçe teşkilâtları rekli propoganda organizasyonları ile üstlerinin gözüne girme telâşından çok bu konuya yoğunlaşmalı. Delegelerin konuşlandırılması ve seçim günü ihtiyaçlarının sağlanması en ince ayrıntısına kadar plânlanmalı. Ama en önemlisi, delege yapacağı en önemli iş konusunda eğitilmeli. Sandık delegesinin sandık başındaki gözetmenliğinin ötesinde yapacağı en önemli iş sandık sonuç tutanağını kontrol edip, mühür ve imzalarını tamamlatıp ilçe başkanlığına teslim etmesidir. İlçenin en önemli görevi de bu tutanakların eksiksiz il başkanlığına iletilmektir. Bundan sonra il ve Genel Merkez devreye girip ilân edilen sonuçlarla tutanaklar birbirini tutuyor mu kontrol etmelidir. Ve bu iş süratle yapılmalıdır Çünkü itiraz etmenin de bir süresi var. İtiraz etmek için de resmi tutanak, somut delil gerekir. Bunu yapabilmek ciddi bir kadro ve organizasyon gerektirir. Ama görüyorum ki, bütün Türkiye gönüllü. Kadro sorunu yok. Organizasyon yapıldı mı?.. Onu parti teşkilatlarına sormak gerekir. Ancak bu durumda elektronik oynamaların önü alınabilir.
Son sorum: CHP buna hazır mı?..Tek parti döneminde CHP de parti müfettişleri vardı. Anılarda çokca yer alır. Çoğu ceberrut birer komunist parti komiseri veya faşist parti üst yetkilisi gibiydiler. Ağır bir disiplin ve denetim uygularlardı. Çok şükür partilerimiz biri hariç bu ceberrut baskılardan arındılar. Artık neredeyse imece usulu canla başla en demokratik şekilde çalışıyorlar. Biri dışında. Örneğin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu her gün bir ile gidiyor. Programında bir günde üç miting bile var. Çok başarılı mitingler yapıyor. Ama bana kalırsa, Sayın Genel Başkan gittiği her ilde herşeyden önce teşkilâtının sandık güvencesi, sandık delegeleri organizasyonu ve eğitimi konusunda ne yaptığını sorgulamalı, varsa eksikliklerin giderilmesini sağlamalıdır. Bu seçimin en can alıcı noktası budur. Kolay iş değil. 200.000 sandık, her sandığa bir delege, bir gözetmen 400.000 bin kişi kusursuz eğitilmeli ve organize edilmeli. Ancak bu yapılmalı.. Yapılabilir de.. Artık rüzgâr beraberinde çok sayıda fedakâr gönüllüler estiriyor. Genel Başkan ve onunla birlikte gelen merkez heyeti de bu gönüllülüğe katılmalı, gönüllü birer müfettiş olmalı ve her gittikleri ilde ilk iş olarak seçim güvencesi konusunda kontrol ve uyarılar yapmalıdırlar. Kuşkusuz genel başkanın kişiliğinden ceberrut bir müfettişlik örneği çıkmaz. Ancak kesin ve kararlı bir uyarıcı olmalıdır. Eksiklikler varsa, yalnızca uyarıyla yetinmemeli, derhal Genel Merkez desteği ve yardımı sağlamalıdırlar. Bu seçim sıradan bir seçim değil. Bu seçim bu vatan için bir dönüm noktası Referandumu. Bir tek sandık bile başıboş kalmamalı. Her sorumluluk sahibi yurttaş elinden geleni yapmalı. Yoksa gene elimiz böğrümüzde kalırız.