Atalarımız bile “bekâra karı boşamak kolay derken, biz CHP ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’e “kefere Kemal” diyen bekârın oğlunu almış, genel başkan yardımcısı yapmışız.
Hem de ne için? Dindar, muhafazakâr kesimden oy getirsin diye.
Eğer dinle, devlet işleri mutlaka ayrılmalı, dinimiz sömürülüyor, siyasete alet ediliyor diyen parti, muhafazakâr vatandaşlarımıza kendini anlatamıyor ve benim kimsenin inancıyla sorunum yok diyemiyorsa “bekârın oğlu” sana ne verebilir?
O zaman nerede kaldı senin laikliğin?
“Biz herkesin inanıcına saygı duyuyoruz ve din üzerine siyaset yaparak yüce dinimize zarar verildiğini inanıyoruz. Allah’la kul arasına girmenin doğru olmadığına aynı zamanda günah olduğunu düşünüyoruz" demek çok mu zor? Hele de yıllardır muhafazakâr olduğunu iddia edenlerin hırsızlıkları, yolsuzlukları, arsızlıkları ayyuka çıkmışken.
Takılmışsın ne olduğu, kim olduğu belli olmayan, adı Wikileaks belgelerinde TR705 kod adıyla geçtiği iddia edilen bir “Tanrı’nın kulunun” peşine. Tanrının “Gerçek Vatansever, Atatürkçü ” kullarını boş vermiş hatta CHP tabanında sevilenleri de kaybetmiş ve partiden uzaklaştırmışsın. Senin el üstünde tuttuğun Tanrı’nın kulu işi gücü bırakmış, Güneydoğu’da PKK terörüne karşı canla, başla mücadele eden asker ve polisler hakkında soruşturma açılsın diye uğraşıyor. Bizim Türk Silahlı kuvvetlerine Kumpas kuruldu dediğimiz davalara müdahil oluyor.
Diğer bir yöneticin çıkmış adı PKK terör örgütüyle anılan parti için oy kullanmış, kullandırmış ve çıkmış bunu her yerde anlatıyor.
Daha dün yeni yetme başka bir vekilin çıkmış; aynı sıralarda birlikte oturduğu ve yıllarca sahte dijital belgelerle, esaret çekmiş arkadaşlarını düşünmeden Ergenekoncular Cemaati bitirmek için Erdoğan’la anlaştı diyor.
Ama biz yıllardır Ergenekon diye bir şey yok, bu Ergenekon ve Balyoz kumpasları sözde Kürdistan kurulsun diye Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Vatansever subaylarını tasfiye amacıyla kurgulanmış demedik mi? Ve sonunda da bu davaların gerçekten kumpas olduğu ortaya çıkmadı mı? O zaman bu saçmalık, çelişki niye?
Bir başka vekil ,ki bu vekilimiz herkes tarafında sevilen, çalışkanlığı takdir edilenlerden biri,. Bir bakıyorsun “Taksim’de sağında, solunda, önünde, arkasında Terörist Öcalan’ın posterleri, sözde Kürdistan bayrakları altında yürüyüşe katılmış. Neymiş efendim öyle olacağını bilseymiş gitmezmiş.
Eeeee babacım gittin gördün daha orada ne duruyorsun? Hazır basın oradayken çıkıp; hoooop birader biz buraya demokrasi ve insan hakları konusunda destek olmaya geldik ama bunlar bizim iyi niyetimizi istismar ediyor biz terörist posterleri altında yürüyemeyiz diyerek oradan ayrılmak çok mu zor du?
Demokrasi diyoruz ama bir bakıyoruz partinin önde gelenlerinden bir hem de tam seçim öncesi çıkıyor “ ilk işimiz o gazetelere el koymak olacak” diyor. “Tekin” şeyler değil bunlar.
Daha hangi birini anlatayım
“PKK terör örgütünün yeşerdiği, büyüdüğü, terör bebek katili Öcalan’ın yıllarca saklandığı ve PKK Teröristleri için Hicret olduğu kabul edilen, Kobani denen şer yuvası için “Kobani’ye Tezkere Çıkaralım” denildiğini de unutmadık.
Sözde Ermeni soykırımı savunan Selina Doğan’ı aday yapıyor ama halkın CHP de görmeyi çok istediği, kumpas mağduru, genç, zeki aynı zamanda gerçek bir Vatansever olan Teğmen Mehmet Ali Çelebi’yi dışlıyorsun.Bir milletvekilinin Atatürk posterini odasından kaldırdığı konuşuluyordu. İddiayı dile getiren de gene partinin saygın milletvekillerinden biri…
Sonra diyorsunuz Üniter Devler, Laiklik, Atatürk benim vazgeçilmezim. Babacım ya sen yaptıklarının farkında değilsin ya da vazgeçmem dediklerinde çoktan vazgeçmişsin.
Cemaatin yayın organlarının yıllarca partiyi yerden yere vurduklarını unuturcasına, parti içinden bir grup milletvekili günlerce Cemaat televizyon ve gazetelerinde boy gösterip iktidarın eline CHP Cemaatle işbirliği yapıyor suçlamaları yapması için koz verdi.
Bu vekillerden hiç biri de barolar birliği başkanı Sayın Metin Feyzioğlu gibi çıkıp canlı yayında kendisine destekleriniz için teşekkür ederiz diyen Cemaat mensubu yapımcıya “biz Cemaati desteklemiyoruz, biz Türk Milletinin yanındayız” diyemedi.
Bir siyasi parti de çok renklilik iyidir ama kırmızıyla, beyazın ortasına griyi koyamazsın.
Nasıl ki terörist Öcalan’la çektirdiği bir fotoğraf Doğu Perinçek’in önüne “ne söylerse söylesin” kocaman bir leke olarak çıkıyorsa, yukarıda bahsettiğimiz birkaç örnek de sizin önünüzde kocaman lekeler olarak duruyor.
“Grisin” ve artık bana bile güven vermiyorsun.
Kendi partine gönül verenleri bile seçim sandığına götüremiyorsun. Diyorlar ki partinin oyu belli yüzde yirmi beşi aşmaz. Sayın Bülent Ecevit nasıl yüzde kırk bir oy aldı?
Söyleyeyim Ecevit’te bugünkü CHP yönetimi gibi halkçıydı, halkın adamıydı, demokrattı ama Ecevit aynı zamanda Tam bir Atatürk Milliyetçisiydi.
Partide iyi şeyler yok mu? Mutlaka var. Bakın CHP yıllar sonra ilk kez insanların ekonomik dertlerini öne çıkaran bir programla seçmenin önüne çıktı ve bugün eğer AKP iktidarı asgari ücrette, emekli maaşlarında artışa gitmiş ve halkın cebine az da olsa bir miktar para girmişse Türk halkı bunu CHP’ye borçludur. Bakalım CHP yönetimi bunu halka anlatabilecek mi göreceğiz.
İşin özü “bu yoğurdun mayası sağlam, ama suyu biraz bulanık, sağdan soldan seçilen hıyarlar da bozuk çıktığı için bu CHP den cacık olmuyor”
Ben yaşamım boyunca CHP’nin iktidar olmasını özlemle bekledim,. Bunun için de bir vatandaş olarak bugüne kadar elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Çünkü Türkiye’nin tek ilacının CHP İktidarı olduğunu biliyorum.
Türkiye’nin tek ilacı CHP ama CHP hasta.
CHP de çok şey var ama gerçek anlamda Atatürk YOK,
Atatürk ilkeleri 6 OK Yok
Hele bu ilkelerden biri olan Atatürk Milliyetçiliği Hiç YOK…
Neticede;
CHP Düzelmezse Türkiye Düzelmez…