İnsanoğlu bir takvim yapmış, takvimdeki günleri tüketip bir üst rakama çıktığında yeni yıla girdik demiş. Birkaç saat sonra dünya "2014’e girdik" çığlıkları atacak. "Yeni yıl güzel bir yıl olsun" dileklerimiz eksik olmayacak elbet. Herkesler için güzel olsun...
Ortak bir dileğimiz de şu olsun: Hukuk Devleti.
Hukuk Devleti yoksa gerçekleşen dileklerimizin güvencesi de yoktur çünkü.
Haziran Direnişinde öldürülen gençlerimiz de 2012’den 2013’e girerken kim bilir ne dileklerde bulundular. Gençtiler, heyecanlıydılar, umutluydular muhakkak. Ülkeyi yönettiğini sanan karanlık kalpsiz yaşlı güçler gibi değildiler.
Bu yürekli gençlerden biri de Eskişehir’de ölümüne dövülen, 38 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz'dı. Ölümünden sorumlu 5'i tutuklu 8 sanık hakkında 'suç kastıyla kasten adam öldürmek' suçundan Eskişehir’de açılan dava Kayseri'ye atıldı.Kayseri’nin Mahkemesi tanıkların Eskişehir’de, müştekilerin Hatay’da dinlenmesini istedi. Böylece Ali İsmail’in ölümünden sorumlu olanları yargılayacak karanlık kalpsiz yaşlı güçler davanın tanıklarını Eskişehir’de, müştekileri Hatay’da, sanıkları Kayseri'de dinleyecek.
Kayseri’nin mahkemesi, ütülü takım elbiselerini giyinip, yüzlerine mahcup ve saygılı bir ifade kondurmuş sanıkları dinlerken insani ilişki kuracak, duygulanımlarını kararına nakşedecek. Belki sonunda "canım öldürmek için dövmemişler" diyecek. Ama ne Ali İsmail’in annesinin bakışlarındaki derin hüznü bilecek, ne o vahşeti görenlerin gözlerine bakıp olayı dinleyecek.
Neden?
Çünkü bu yargı Hukuk Devletinin yargısı değil. Çünkü bu yargı karanlık kalpsiz yaşlı güçlerin yargısı. Güçlüler belki ama çok korkaklar. Çocuğunu bir daha göremeyecek bir annenin gözlerine bakmaya cesaret edemiyorlar.
“Hukuk Devleti” olsun dileklerimle.