Aydın geçmişte Adnan Menderes’in memleketi olması nedeniyle Demokrat Parti’nin kalesiydi. Daha sonraları da sağ liberal partilerin kalesi oldu. Sonra bir Ege rüzgârı esti ve CHP yükseldi ve nihayetinde CHP nin kalesi oldu. Başarılı kabul gören bir belediye başkanı da var. Bir hanım. Özlem Çerçioğlu. İki senedir gidiyorum Aydın’a. Güzel çabalar peşinde olan dostlar edindik. Herkesce pek bilinmeyen, öne çıkarılmayan bir başka güzellik var Aydın’da. On yıldır bir avuç aydının büyük özverilerle sürdürdüğü bir sanat festivali yapılıyor. AYKARYAY tiyatro ve drama platformunun düzenlediği bir festival. Aydın Tiyatro, Drama, Tralleis Meandros günleri. Bu yıl 10. Yapıldı Aydın Meandros Festivali adıyla. Son yıllarda bu kuruluş amacını ve platformunu genişletmiş ve Aydın ve civarının, Menderes ırmağı havzası kültüründe bütün çevre sorunları ve kültür alanını kapsayacak bir platform oluşumuna yönelmiş. MEANDROS PLATFORMU. Yalnızca Aydın değil bütün Menderes havzasıyla ilgilenen bu platform. 21-23 Kasım tarihlerinde üç gün süren bu şenlik öncesinde bir de Mehmet Esatoğlu, Özgür Başkaya ve Sabahat Akıncı tarafından yürütülen gençlere ve yönelik üç günlük drama atölyesi gerçekleştirildi.
Bu şenliğin yerleşmiş bir geleneği var son gün kapanış Aydın’ın dibinde herkesin pek de bilmediği Tralleis antik kentinde yapılır. Çıkınını al gel sloganıyla bir kır gezisi şeklinde sokak oyunları ve şiirler eşliğinde Tralleis’e yürünür, orada şiirler söylenir, sokak oyunları gerçekleştirilir ve Aydın ekonomisine ve kültür turizmine büyük katkılar sağlayacak muhteşem Tralleis şehrinin gün ışığına çıkması dileğiyle festival kapanır. Tralleis’in çoğu toprak altında. Kentin giriş kapısının ön yüzü maden kazar gibi kazılarak gün yüzüne çıkarılmış. Ben daha böyle görkemli bir antik yapı görmedim. Kapı girişinden tesindeki üç gözlü zafer takına kadar neredeyse bir gökdelen yüksekliğinde sağlam masif bir yapı. Kimbilir toprağın altında daha neler var. Bu etkinlik Meandros Platformu’nun yalnızca tiyatroyla değil; çevre, arkeoloji ve diğer sanatlarla ilgilenmesi aydın bir kültür, sanat ve yaşam platformu olduğunu gösteriyor.
Tralleis’e yürümek için Kemer Meydanı’nda toplanmaya başladığımızda, garip bir olay oldu. Kemer camiinden vaaz sesleri duyulmaya başladı. Günlerden Pazar. Yanımdaki arkadaşa yahu vaaz Cuma günleri olur, benim bildiğim, Pazar günleri klisede papaz vaaz verir dedim. Arkadaş imamı kastederek, bu aklına estikçe vaaz verir dedi. Tam gırgırı koyultacaktık camiin önündeki kaldırıma bir minibüs yanaştı. İçinden önce bir yeşil üç aylı bayrak, sonra mehter giysili kişiler çıkmaya başladı. Ben telaşlandım. Pazar günü vaaz, ardından mehter. Bir tepki yürüyüşü gibi bir şey mi derken. Arkadaş güldü, bu Aydın Belediyesi’nin kadın mehter takımı dedi. Bize destek için geldi. Baktım gerçekten mehteran uzun saçlı. Haydaa. Mehter ve kadın. Hani belediye başkanı kadın, iyi ki de kadın, anladık da kadın mehter. Yeşil üç aylı bayrak. Bir gariplik var bu işte. Neyse mehteran üç bayrak altında meydana kuruldu ve kadın sesi ile komutlar ve biri üç aylı yeşil bayrak altında icra-ı sanat eylemeye başladı.
Bazı sanatçılar ve gençler mehterana arkalarını dönerek protesto ettiler. Bunu üzerine mehter takımı üç parça çaldıktan sonra son olarak İzmir marşını eda etti ve toparlanıp gitti. İyi ki de, gitti Tralleis ören yerine kadar yürümedi, yoksa manzara çok daha garip olacaktı. Sanatın, barışın ve devrimci şiirlerin sergilendiği bir etkinlik üç aylı yeşil bayrağın ve osmanlı savaş müziğinin eşliğinde gerçekleşecekti. Konu derhal fotoğraflarıyla yerel basında yer aldı ve ertesi gün şenlik yöneticileriyle yapılan bir toplantıda Aydın belediye başkanı Sayın Özlem Çerçioğlu festivali düzenleyen Aykaryay Aydın Tiyatro Derneği Başkanı Hüsnü Ertung’a teessüflerini bildirmiş.
Şimdii, bu mehter meselesinde bir yanlışlık var. Giysilerinin ve müziğinin nostaljisine aldanıp folklorik bir öğe zannediliyor ve önüne gelen bir mehter takımı kurmaya kalkışıyor. Oysa mehterin yeri bambaşka. Mehter ve mehter müziği tarihte oldukça önemli. Ancak önemi savaş bağlamında ve savaş musikisi anlamında. Sanıldığı gibi folklorik hiçbir anlamı yok. Mehter takımının ancak Askeri müze kapsamında olması gerekir. Onun dışında her fırsatta oluşturulması yanlış. Savaş meydanında hücum eden askerleri yüreklendirmek ve yarattığı heyecanlı musikiyle karşı tarafın moralini bozmak amacını taşır. Bir askeri oluşumdur, hem de hücum edeni yüreklendirmek amacını taşır, folklorla hiçbir ilgisi yoktur, savaş tarihi içinde yeri vardır. Üstelik kadın mehter takımı hiç bir ilinti kurulamayacak bir garabettir. Askerî fonksiyonu yanında musiki tarihi açısından da önemlidir. Dünyadaki ilk organize askeri bandodur ve müzik tarihini inceleyen araştırmacıların büyük ilgisini çeker. Dahası zamanında çok etkili olmuş, Osmanlı’nın Viyana kapılarına dayandığı dönemde büyük Mozart’ın bile ilgisini çekmiş, müziğini etkilemiştir. Mozart mehter müziği etkisiyle, bunu tek Türk musiki örneği zannederek birçok beste yapmış ve özellikle de bir Türk marşı bestelemiştir. Ancak bunlar müzikolojinin konusudur. Diğer yandan savaş tarihinin konusudur ve saf bir savaş, hatta hücum müziğidir. Barışla, bir ilgisi yoktur. Barış, kardeşlik, çevre ve sanat ile ilgili bir festivalde ise hiç yeri yoktur. Üstelik üç aylı yeşil bayrak altında.
Aydın Büyük Şehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu kuşkusuz iyi niyetiyle kadın mehter takımını (!) bu yürüyüşe göndermiş olabilir ancak, sanatçıların ve gençlerin gösterdiği tepki daha anlamlıdır. Bence sitem etmemesi ve bu yapı üzerinde düşünmesi gerekir. Ve en önemlisi her yerde pıtrak gibi biten, çoğu derme çatma mehter takımları en azından mehtere saygısızlıktır, hele hele olur olmaz yerde kullanılması işin özüne aykırıdır. Çokca yaptığımız gibi kaş yapayım derken göz çıkarmak gibi bir şeydir.